Şunu bilmenizi isterim, protestocular geldikleri zaman onlarla beraber olacağım. | Open Subtitles | أريدكم أن تعرفوا أنه عند مجيء المتظاهرين، سأقف معهم. |
Yıldırımın, vurduğu yerde bekliyor olacağım. Onları bana getir. | Open Subtitles | .سأقف في المكان الذي يكون فيه البرق ، أحضرهم إلى هنا |
Yangın sırasında odada durup yönleri ezberliyeceğimi düşünmeleri hoşuma gitti. | Open Subtitles | أشعر بالإطراء لإعتقادهم بأني سأقف في غرفة تحترق، وأراجع الإتجاهات |
Yoksa sen çocukla uğraşırken bütün gece burada mı bekleyeceğim? | Open Subtitles | ام سأقف هنا طوال الليل بينما تعبث مع هذا الفتى؟ |
O zaman Richie oyundan çıktığında Mickey'nin arkasında durur elindeki kâğıtlıları sana işaret ederim | Open Subtitles | و بمجرد خروج ريتشي سأقف خلف ميكي و أشير لك بالكروت في يده |
Sen nasıl durmamı istersen öyle dururum. | Open Subtitles | أنا سأقف بالطريقة التى تريديننى أن أقف بها |
Bana açıklama yapana kadar kalacağım. | Open Subtitles | سأقف هُنا حتى تُفسّرين ما حدَث. |
Cece, kusura bakma ama ayağa kalkacağım ve penisimi göreceksin. | Open Subtitles | و يا سيسي ، أنا آسف حيال هذا لكني سأقف وسترين أيري ، وحينما أمشي خارجا |
Bunu yapmaya devam edeceğim. Onlarla savaşacağım. Eğer gerekirse, bir muhalif olacağım. | Open Subtitles | سوف أستمر , و سأقف لأواجههم إذا اقتضى الأمر. |
Baba, sadece gözümün içine bak ve bana yanıldıklarını söyle, ve sana söz veriyorum, hep arkanda olacağım, çünkü seni seviyorum, baba. | Open Subtitles | أبي فقط, أنظر الى عيني وأخبرني,أنهم مخطئين, وأعدك أنني سأقف معك لأنني أحبك يأبي |
Ama bilmeni isterim ki, bu ne kadar büyük bir pislik olursa olsun bunun temizlemek için ne yapılacaksa yapılsın her zaman yanında olacağım. | Open Subtitles | ولكن أريدك أن تعرف، مهما كان كبر هذه الفوضى، كلّ ما يتطلبه الأمر لتنظيف الأمر، فإنّي سأقف إلى جانبك. |
Yangin sirasinda odada durup yönleri ezberliyecegimi düsünmeleri hosuma gitti. | Open Subtitles | أشعر بالإطراء لإعتقادهم بأني سأقف في غرفة تحترق، وأراجع الإتجاهات |
Ben artık buradayım. Sizinle omuz omuza durup birlikte mücadele edeceğim... | Open Subtitles | والآن بما أني هنا سأقف جنباً إلى جنب معك |
Biliyor musun, Darin, eğer bana 25 sene önce bir gün burada durup dünyanın enerji sorununu çözeceğimi söyleseydin sana delisin derdim. | Open Subtitles | أتدري يا دارين، لو أنك أخبرتني قبل 25 سنة أنني سأقف هنا يوماً ما على شفا حلّ مشكلة طاقة العالم، |
Bu sadece soğuk havada Ahmad'i bir saat fazla bekleyeceğim anlamına gelir. | Open Subtitles | المشكلة أنّي سأقف وأنتظره تحت البرد لساعة |
Öyleyse, yanında durur ve seni izlerim ukala. | Open Subtitles | إذن سأقف هناك واتفرج عليكِ ايتها الذكية |
Sen eşine kollarını açıp hoş geldin derken, yanında bile dururum. | Open Subtitles | وحتى أنني سأقف بجوارك بينما ترحب بها بذراعيك المفتوحتين |
- Sen bensiz git, ben burada kalacağım. | Open Subtitles | اذهبي بدوني فحسب , سأقف هنا فقط |
Cece, kusura bakma ama ayağa kalkacağım ve penisimi göreceksin. | Open Subtitles | و يا سيسي ، أنا آسف حيال هذا لكني سأقف وسترين أيري ، وحينما أمشي خارجا |
Ben orada dikilip... enayi gibi ağlarken... ayakkabılarına kan dolacak ve öleceksin. | Open Subtitles | و سأقف هناك و ابكي كالحمقاء وانت تموت والدم يلوث حذائك |
Burada öylece duruyorum, ayaktayım ve konuşmuyorum. | Open Subtitles | سأقف هنا وأكف عن الكلام |
Her zaman yanında olacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | لطالما أخبرتك أنّي سأقف بجانبك، كما وقفت بجانبي، أتذكرين؟ |
Ve aylak aylak duracağımı düşünüyorsan... haklısın, çünkü ben burada bunu yapıyorum. | Open Subtitles | ... وإذا تعتقد أني سأقف لأتفرج أنت محق، 'لأنه ذلك' ما أفعله |
Ben de ceket görünümlü bir gömleği giyinik hâlde burada öylece dikileceğim. | Open Subtitles | أنا فقط سأقف هنا أرتدي الكنزة التي تبدو أنها سترة |
Ne yani, burada öylece oturup, buna izin vereceğimi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتظنني سأقف مكتوف اليدين؟ وأترك لكم كل هذا. |
Ona haklarını oku. Ben mutlu mutlu burada durayım. | Open Subtitles | اقرأعليه حقوقه وانا سأقف هنا سعيد |
Eğer onunla hapse giremezsem aziz peder çıkana kadar hapsin kapısında beklerim. | Open Subtitles | إن لم أستطع دخول السجن معه سأقف عند بوابة السجن حتى يخرج |