Ve şimdi, Baba, biz sadece sakince oturup bekleyeceğiz. | Open Subtitles | والآن، بابا، انك مجرد ستجلس بهدوء وتنتظر |
Ve siz de orada oturup bizi yoketmelerini izleyeceksiniz. | Open Subtitles | بالرغم من أنك ستجلس هنا وتشاهدهم يدمرونا |
Yani sen babanla oturacaksın ve dürüstçe terfiyi hak ettiğini söyleyeceksin? | Open Subtitles | اذا، ستجلس مع ابيك و ستقول له بصراحة انك تستحق ترقية؟ |
Yalnızca sonsuz yaşama sahip olmayacaksın, aynı zamanda seçilmiş azizlerin arasında oturacaksın. | Open Subtitles | الموت شهيداً ، لن تحظى فقط بالحياة الأبدية لكنك ستجلس مع القديسون بين الناخبين |
Hey, Jim yokken bu ucubenin yanında oturacak kişi benim. | Open Subtitles | أنا التي ستجلس بجانب غريب الأطوار عندما جيم لايكون حاضرا |
Neden bir sonraki randevunuza biraz erken gidip karşılıklı oturmuyorsunuz, bakalım hangi kız hanginizin yanına oturacak? | Open Subtitles | يمكنكما الذهاب مبكراً في الموعد القادم، والجلوس بشكل عمودي وانظرا بجانب من ستجلس كل فتاة. |
Yalnızca otur, denizi seyret ve hayatın hakkında düşün. | Open Subtitles | ستجلس هناك وتشاهد المطر من النافذة وتفكر بحياتك |
Burada oturup tekerleği yeniden keşfedeceğini mi sanıyorsun? Lütfen. | Open Subtitles | هل تعتقد أنك ستجلس الليلة هنا وتدير العجلة أرجوك |
Orada bütün gün oturup bana bir manyakmışım gibi mi bakacaksın? | Open Subtitles | هل ستجلس هنا طوال اليوم محدقًا بي كالمغفل؟ |
Yarın sanık sandalyesine oturup ayaklar altına aldığınız bu beraberliği niye feshetmemem gerektiğini anlatacaksınız. | Open Subtitles | غداً ستجلس في مقعد الشهود وتخبرني لماذا لا يجب علي أن أبطل هذا الزواج الذي أخزيته للغايه |
Yarın bacağını kaybedeceğini bilseydin kanepede oturup bunun için ağlar mıydın? | Open Subtitles | اذا كنت تعرف بأنك سوف تخسر ساقك غداً هل ستجلس على الاريكة و تبكي عليها |
Sen burada oturup, donut yerken geri kalanlar şınav çekecek! | Open Subtitles | ستجلس هنا وتأكل الدونات بينما تقوم باقي الوحدة بتمارين عضلات الكتفين والذراعين |
Hayır. Geeks cephede oturur.[br]Şu andan itibaren diğer tarafta oturacaksın. | Open Subtitles | كلا، فقط المهووسون يجلسون في المقدمة، من الآن فصاعداً ستجلس في الخلف |
Patron sandelyesine oturacaksın. Başarınla ayaklarına dokunulcak. | Open Subtitles | و ستجلس على مقعد الرئيس والنجاح سيكون حليفك |
Bir süre bankta oturacaksın. Kaska ihtiyacın yok. | Open Subtitles | ستجلس على العمود لفترة يا بني ولن تحتاج تلك الخوذة |
Ve yüzde bes sansla kiçinin üstünde oturacak misin? | Open Subtitles | وبناء على هذه النسبة ستجلس ولا تفعل شيئاً |
Duvara doğru oturacak mısın, ki kapıyı açayım? | Open Subtitles | هل ستجلس عند الجدار حتى افتح ..الباب وأضع الطعام لك .. |
Bizimle oturacak mısın, mühim insan, yada burda yemek için çok mu büyüksün? | Open Subtitles | اذن هل ستجلس الآن أيها المنتصر أم أنك شخص مهم جداً لذلك؟ |
İçeri gir ve yatağa otur, sonra ben geleceğim ve konuşacağız ama başından itibaren kapa açık kalacak... | Open Subtitles | ،ستدخل و ستجلس على السرير ثمّ سآتي و سوف نتحدّث لكن الباب يبقى مفتوحا .معظم الوقت |
Zengin bir et yığını olup oturuyorsun ve tüm kuşlar gagalamaya geliyor. | Open Subtitles | ستجلس هناك فقط، وأمامك قطعة لحم بقر فاخرة وكل العصافير ستأتي مهاجمةً |
Sakladığın bir şey var, bu yüzden ben olan biteni çözene kadar bu kafeste kalacaksın. | Open Subtitles | أنت تُخفي شيء، لذا أنت ستجلس في هذا القفص وتتعفن |
Ne tür bir bandajın olursa olsun dizardı damarlarının yeterince kan taşıyacağını ve senin yakında kendi kanından oluşan bir birikinti üzerinde oturacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ان الوريد في قدمك يحمل ما يكفي من الدم مهما وضعت من الضمادات, ستجلس على |
Hayır. Popüler olmayan insanlar önde oturur. Şimdiden sonra, arka koltuklarda oturacağız. | Open Subtitles | كلا، فقط المهووسون يجلسون في المقدمة، من الآن فصاعداً ستجلس في الخلف |
Nereye oturmak istiyorsun? Yine masanın başına mı? | Open Subtitles | أين ستجلس يا (فرانك) أم أن ستجلس في مقدمة الطاولة ثانية؟ |
Nasıl istersen. Ama bu sadece arka koltukta tek başına oturacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | مهما كان ، هذا يعني أنك ستجلس في المقعد الخلفي لوحدك. |
Eğer arkada oturacaksan, zeminde tam ortada durman gerek. | Open Subtitles | إذا كنت ستجلس هناك في الخلف يجدر بك الجلوس على الأرض في المنتصف |
- Beni besleyecek misin yoksa orada oturmaya devam mı edeceksin? | Open Subtitles | -هل ستقوم بإطعامي ، أو ستجلس هناك فحسب ؟ -أتعلمين ؟ |
Bu sert sandalyelerde bir buçuk saat boyunca oturacaksınız. | TED | ستجلس على تلك المقاعد لمدة ساعة ونصف |