"ستخسر" - Traduction Arabe en Turc

• kaybedeceksin
• kaybedersin
• kaybedecek
• kaybedeceğini
• kaybeder
• kaybedeceksiniz
• kaybedersiniz
• kaybettin
• kaybetmek
• olursun
• kaybetmen
• kaybediyorsun
• olacaksın
• kaybederdin
• kaybedeceğin

Tura gelirse hiçbir kaybın olmayacak ama yazı gelirse 1000 dolar kaybedeceksin.
إن ظهر الشعار لا تخسر شيئًا. لكن إن ظهر النص ستخسر 1000$.

Bunu duyduğum için üzgünüm, çünkü ortaya çıkarsa seçimden çok daha fazlasını kaybedeceksin.
حقاً, يؤسفني سماعُ ذلكَ منك, لأنه في حال حصول ذلك ستخسر أشياء كثيرة, غير الإنتخابات.

Eğer Odessa'dakiler, asi bir adamın olduğunu öğrenirse her şeyi kaybedersin.
ان عرف احد في اوديسا ان لديك متمردا ستخسر كل شيء

Yetkilerin kaldırıldı ve kızıma bir şey olacak olursa her şeyi kaybedersin.
لا شيء بإسمك، وإذا حدث أي شيء لماشيتي العزيزة ستخسر كل شيء

Şimdi de onu kurtarmamız lazım yoksa bacağının altını kaybedecek.
و الان هي من علينا إنقاذها أو ستخسر ساقها السفلى

Benden daha fazla şey kaybedeceğini söyledin ve arkamda...
لقد قلت بانك ستخسر كثيرا,لذا فانك ستساعدني حَسَناً.

Bu nedenle kaybedeceksin. Çünkü biz dünyadaki en güçlü şeye sahibiz.
لِهذا أنت ستخسر, لأننا نَمتلكُ الشيءَ الأقوى في العالمِ

Bunu yapamazsın. Maçı da kaybedeceksin şirketi de. Bunu yapamazsın.
لا يمكنك فعل هذا, ستخسر المباراة و الشركة, ولا يمكنك فعل هذا

Derhal bırak beni. Yoksa, sahip olduğun ne kadar ziyaret hakkı varsa hepsini kaybedeceksin.
إبتعد عني وإلا ستخسر أياً كان لازال لديك حق بالزيارة

İki katı ya da hiç. Paranı kaybedeceksin.
كان ذلك مزدوجاً أو لاشئ، أعني ستخسر مالك مجدداً فحسب

Bu işi sen kovaladın, kancık durumuna düşersin ve emekli maaşını kaybedersin.
لو تابعت العمل بهذه القضية فستبدو بمظهر الوغد و ستخسر معاشك التقاعدي

Ama o zaman sen kaybedersin! Polis gerçek hırsızın sen olduğunu düşünürse, sahtekarı kim yakalayacak o zaman?
لكن آنذاك ستخسر إذا إعتقدت الشرطه أنك اللص الحقيقي.

Şerefinden ödün verirsen, her şeyini kaybedersin.
إذا كنت تساوم على شرفك فإنَك ستخسر كلَ شيء

Eğer ona dokunursan, kılına dokunursan, kaybedersin.
اذا لمستها, او نظرت لها نظرة عابرة.ستخسر

Joan... 100 binlerce dolar kaybedeceğim ama Bette de kaybedecek.
جون سأخسر مئات الألوف من الدولارات لكن بيتي ستخسر معي

Yoksa bebek sahibi olmak yerine, bir bebek kaybedecek.
عداذلك,بدلاًمنأن تلدطفلاً, ستخسر هي الطفل

Zorluklarla baş edemiyorsun. kaybedeceğini anladığın anda kaçıyorsun.
أتعلم هذه هي مشكلتك أنت لا تحتمل الضغط بمجرد أن تشعر أنك ستخسر ,تنسحب

Tuhaflık yapmaya kalkmayın yoksa fahişe bir böbreğini kaybeder.
لا تحاولوا فعل أي شيء أو ستخسر العاهرة كليتها

Eğer başka kadınları da ikna ederse kolektif dava kabul edilecek ve kaybedeceksiniz.
إذا حصلت على أي من النساء الأخريات سيحصلون على صفهم و ستخسر قضيتك

# Dul kalmasına sebep olursanız Oyunu da kaybedersiniz #
الخارجي ستخسر صوتها الانتخابي اذا جعلتها أرملة

Korkarım ki bir puan kaybettin o tam olarak bir puan alıyorsun.
,فانا أخشى بأنك ستخسر نقاط على ذلك لذا تحصل على نقطه واحده

Eğer bu yarışta başlarken kaybetmek istemiyorsan, şimdi tepki vermek için ve geri dönmek için zamanın var
بهذه الطريقة اذا احسست انك ستخسر لديك الوقت لتكون لديك ردة فعل وتعيدها.

Ya şu polisten kurtulursun ya da hayatından olursun.
تخلّص من تلكَ الشرطية، أو ستخسر حياتك اللعينة ؟

Endişelendiğim şey işini kaybetmen, eşini kaybetmen ve sonunda kendini kaybetmen.
ما أنا قلق حياله هو أنك ستخسر وظيفتك ثم ستخسر زوجتك ثم نفسك

Fark etmez. Öyle ya da böyle bu davayı kaybediyorsun.
ذلك لا يهم، ستخسر هذه القضية بكلا الحالتين.

Eğer madeni satarsan hayatının geri kalanını da harcamış olacaksın.
إذا قمت ببيع ذلك المنجم ستخسر بقية حياتك أيضا

Biz olmasak, her şeyini kaybederdin.
و من دوننا، كنتَ ستخسر كلّ شيء

Bırak da bir denesin. kaybedeceğin ne var?
اعطه فرصة المحاولة ماذا ستخسر اذا تركته يحاول ؟