"سيحل" - Traduction Arabe en Turc

    • hava
        
    • alacak
        
    • gelecek
        
    • çözer
        
    • geçecek
        
    • çökecek
        
    • çözeceğini
        
    • geleceğini
        
    • çözecektir
        
    • yerine
        
    • çözülür
        
    • çözeceğine
        
    • olacağı
        
    • alacaktır
        
    • çözüleceğini
        
    hava kararıyor. Tüm gece boyunca orada kalacaksın, yaşlı adam. Open Subtitles سيحل الظلام , وستعلق هنا طوال الليل أيها الرجل العجوز
    Zaten akıntı herşeyi götürüyor. Birazdan hava da kararacak. Open Subtitles التيارِ يحرك كُلّ شيء و سيحل الظلام قريباً
    Bir nedenden dolayı kurtulan bu görevi başaramazsa bir sonraki onun yerini alacak ve bu böyle devam edecek. Open Subtitles فإن لم ينجح الفائز لأي سبب سيحل محله الوصيف الأول وهكذا دواليك
    "Aşk üstün gelecek" gibi bir şey umuyordum, ama nefret de olur. Open Subtitles لقد كان لدى أمل من نوع ما أن الحب سيحل المشكلة . لكن اتعرفين؟ . الكراهية تقوم بعملها بشكل أفضل
    - Her hafta bir sorunu çözer. - Silahsız Sadece elleri ile. Open Subtitles سيحل مشكلة جديدة كل إسبوع - وبدون سلاح فقط بيديه الخاليتين -
    Benim yerime geçecek olan adam, Sutton, buraya benim gibi gelip seni ziyaret etmeyecek. Open Subtitles الشخص الذى سيحل محالى اسمة ستان هو لن ينزل ويتحدث معك كما افعل انا
    Zaten burda telefon da çekmiyor eğer arabanın oraya gidersek biz varmadan karanlık çökecek... Open Subtitles لا توجد تغطية لشبكة الهاتف هنا وإذا حاولنا الذهاب بالسيارة سيحل الظلام قبل أن نصل
    Gelin çocuklar. Gitmemiz gerek. hava kararıyor. Open Subtitles هيا يا أولاد يجب أن نذهب سيحل الليل قريباً
    Yakında hava kararacak. Sıcak tutmak için bunu bacaklarıma saracağım. Open Subtitles سيحل الليل قريباً، سألفّ هذه على ساقاي لتكون دافئة
    Geç kaldınız teğmen. Yarım saat sonra hava kararacak. Bazı sorunlar çıktı efendim. Open Subtitles لقد تأخرت ، سيحل الظلام بعد نصف ساعة لقد كان لدينا شقة خارج النطاق ، سيدى
    Zamanımız yok. hava kararıyor. Nehre giriyoruz. Open Subtitles ليس بدينا وقت,سيحل المساء ,سنعبر مباشرة عبرهم
    John'un yerini Eric Clapton alacak. Sadece davetiyeyle gidiliyor. Open Subtitles لكن إيريك كلابتون سيحل محل جون إنها دعوة للأعضاء فقط
    Eğer çocuğunuz bir erkek olursa son insan olarak, Yafet'in yerini alacak. Open Subtitles إذا كان طفلك هو صبي، انه سيحل محل يافث، آخر رجل.
    Korkarım, bundan sonra daha fazla acı çekeceğiz, ama daha sonra, huzur gelecek, ve sonra hiç tatmadığımız bir mutluluk bizi saracak. Open Subtitles أخشى أن هناك المزيد من الالآم لم تاتي بعد ولكن بعدها سيحل السلام
    Nasıl gitti? Harikaydı, görünüşe bakılırsa bu sene Noel erken gelecek. Open Subtitles الأمور عظيمة ويبدو أن عيد الميلاد سيحل أقرب من المعتاد
    - Her hafta bir sorunu çözer. - Silahsız, sadece elleri ile. Open Subtitles سيحل مشكلة جديدة كل إسبوع - وبدون سلاح فقط بيديه الخاليتين -
    Benim yerime geçecek kişinin iyi bir mizah anlayışı olmalı. Open Subtitles الشخص الذي سيحل محلي يجب أن يكون لديه حس عظيم من الدعابة
    Dur, boş ver, yakında karanlık çökecek. Open Subtitles مازال متسخ,لا يهم,سيحل الظلام قريباً.
    O koca kafanın bunu çözeceğini biliyordum. Open Subtitles لطالما علمت أن هذا العقل الكبير سيحل هذه المسألة
    Çocuklara da bugün gece yarisinin erkenden geleceğini söyle lütfen. Open Subtitles وأرجوك أخبري الرفاق بأن منتصف الليل سيحل مبكراً هذه الليل
    Eğer bunu gündeme alabilirsek, Mark bu problemleri çözecektir. TED إذاً إذا أستطعنا تجاوز ذلك، عندئذ سيحل مارك هذه المشاكل.
    Milton Alvaredo, Diane Sidman'ın yerine Şef Editör olacak kişiye bakmamızı önerdi. Open Subtitles ميلتون ألفاريدو اقترح أن نبحث عن من سيحل محل ديان كمحرر للمجلة
    Böylece yanlış yangın alarmlarının gizemleri çözülür. Open Subtitles وهذا سيحل لغز إنذار الحريق الكثير الأخطاء
    Tüm o zaman boyunca yerin hayalini kurması için ona verdi sonunda serbest kaldı ve orayı bulmanın her şeyi çözeceğine inandı. Open Subtitles و منحه كل ذلك الوقت ليحلم بذلك المكان ما ان يتحرر سيكون مقتنعا ان العثور عليه سيحل كل شيء
    Sanırım ölüm, herkesin tatmin olacağı bir şekilde bu meseleyi çözecek. Open Subtitles حسنا ً , أعتقد أن الموت سيحل المشكلة لإرضاء الجميع
    Önerge onaylanmıştır, belediye meclisindeki benim koltuğumu Doug Wilson en kısa zamanda alacaktır! Open Subtitles تمت الموافقة على القرار (دوغ ويلسون) سيحل محلي القرار ساري المفعول من الآن
    Yamalayıp dua ederek bütün sorunu çözüleceğini mi sanıyordun? Open Subtitles هل تعتقد أن الترقيع و الدعاء سيحل المشكل ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus