Tam 23 tane dev gibi öfkeli adam... kılıç ve tabancalarla, adam boğazlayarak kaleye düşüverince... | Open Subtitles | أنت كان يجب أن ترى كيف بدى وجة الفرنسيين حينما تهيج الثلاث وعشرون شيطاناً، سيوف ومسدسات |
Belli ki hiçbir kılıç yutucuyla yatmadın. | Open Subtitles | أخشى أنك لم تمارس الجنس مع بالعة سيوف من قبل. |
Sahte limonlarla yapılmış limonatası var. kılıç şeklinde kürdanları var. | Open Subtitles | حصل على الليمون الوهمي مع عصير الليمون الحقيقي وحصل على المسواك على شكل سيوف |
Göletlerde yatıp, devlet adına bir işe yaramayan... kılıçlar dağıtan bir kadın ha? | Open Subtitles | نساء غريبات يعشنّ فى بحيرات يوزعنّ سيوف لا يوجد أساس لقيام الحكومة |
Hiçbir süper güçleri ya da samuray kılıçları yok, ama hayatta kalabiliyorlar. | Open Subtitles | ليس لديهما قوى خارقة أو سيوف ساموراي ولكنهما يبقيان على قيد الحياة. |
Karaya inip aralarına katılınca sen de samuray kılıcı isteyeceksın. | Open Subtitles | ستتمنّى لو كان عندك واحدا مثله عندما نصبح على اليابسة وقليلا من سيوف الساموراي. |
Şimdi herkesten samuray kılıçlarını çıkartıp kıçını traş etmelerini istedin. | Open Subtitles | طلبت من الجميع ان يلتقطوا سيوف الساموراي ويحلقون اسفلهم |
Yakalanmadan başka bir denizciyle kılıç dövüşü yapmak isteseydiniz? | Open Subtitles | لذا ان أردت أن تقوم بتنظيم قتال سيوف على ظهر السفينة ولا تريد ان يتم الامساك بك |
Sadece bu değil. Kralın sevdiği kılıç ustasıyım ben. | Open Subtitles | ليس هذا فحسب، أنا صانع سيوف إيضاً والمفضل لدى الملك |
Bir dublörle kılıç oynarken elinin kesildiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت لي مؤخراً واجهت جرح على يدك في قتال سيوف مع متدرب أليس كذلك ؟ |
Zira üç yüz aslanın kılıç ve mızrakları ucunda yaşadıkları amansız korkuları çok iyi bilmektedirler. | Open Subtitles | يعلموا جيدا ما حدث من سيوف ورماح 300 جندى |
Tüm zamanların en iyi kılıç ustasının ellerinde dövülen bir kılıç. | Open Subtitles | ...صنع بواسطة شخص كانوا يسمونه أعظم صانع سيوف في جميع العصور |
Eğer fantastik kılıç koleksiyonuna başlayacaksak ki uzunca bir düşünmem gerek ilk kılıcımız sahiden bu mu olmalı? | Open Subtitles | إن كنا سنبدأ بجمع سيوف ٍ خيالية وهو أمرٌ لطالما كنتُ أظن أنه علينا القيام به هل هذا هو السيف المناسب لنبدأ به |
O zaman bize kılıç vermekle aptallık ettiklerini kanıtlayalım. | Open Subtitles | دعنا نثبت إنهم حمقى لإعطائنا سيوف من الأساس |
Kim olduğu önemli değil, kılıçlar konusunda Gorash kadar yetenekli kimse yoktur. | Open Subtitles | لايهمني من يكون إذا إستخدم3 سيوف فلن يتمكن من هزيمة يد أوراش اليمنى |
İşte burada, bu çaptaki kılıçlar artık satılmıyor. | Open Subtitles | هكذا إذا، سيوف لها هذه القيمة لا تلقي مبيعا |
kılıçlar ve siyah kıyafetler. Tam bana doğru geliyorlardı. | Open Subtitles | يحملون سيوف وملابسهم سوداء كانوا يتجهون نحوي |
Onun silahları ve samuray kılıçları var, biliyor muydun? | Open Subtitles | أنت تعلم انه لديه مسدسات و سيوف الساموراي |
kılıçları ve temizlikçileri var, ayrıca şövalye ya da düzenbaz olabilirsin. | Open Subtitles | لديهم سيوف وخادمات ويمكنك أن تكون فارساً أو وصيفاً. |
Ne? Yepyeni keskin bir Hattori Hanzo kılıcı. | Open Subtitles | قطعة براقة جديدة من مجموعة سيوف هاتوري هانزو |
Şimdi herkesten samuray kılıçlarını çıkartıp kıçını traş etmelerini istedin. | Open Subtitles | طلبت من الجميع ان يلتقطوا سيوف الساموراي ويحلقون اسفلهم |
...kılıçsız olanlar da, kılıçla ölebiliyor. | Open Subtitles | بأن اللاتي بلا سيوف يمكنهم الموت |
Çaresiz Avrupa halkının topraktaki hakkı ve geliri tam manasıyla, kılıçlara ve mızraklara yenilmişti. | Open Subtitles | أصبح سكّان أوروبا المتوحشون بلا حيلة بعد أن تحولت مناجلهم ومحاريثهم إلى سيوف ورماح |
- Affedersiniz efendim ama neden gerçek kılıçlarla talim yapmıyoruz? | Open Subtitles | اسف يا سيدي أنه فقط لماذا لانتدرب مع سيوف حقيقية؟ |
Kesinlikle, onları federalist Kazakların eritilmiş kılıçlarından yaptılar. | Open Subtitles | بالتأكيد، أنت احمق، هم استخدموا سيوف الفيدراليين القوزاق |