Ama ona işim çıktı diyip burada kalır ve hesaplara yardım edebilirim. | Open Subtitles | زلكن يمكنني أن أخبره أن شيئاً طرأ بالعمل وأبقى لمساعدتك مع السجلات |
Muhtemelen önemli değildir ama inceleme sırasında bir mesele çıktı. | Open Subtitles | ولكن هناك أمرٌ ما قد طرأ خلال إجراءات القانونية للبيع |
- Seni bırakmak istemedi ama acelesi olan bir mesele çıktı. | Open Subtitles | ,لم يرد تركك لكن شيئاً غير متوقع طرأ .ولا يحتمل الانتظار |
O... ailevi bir durum söz Acil matkap yok muafiyet. | Open Subtitles | طرأ لهُ ظروف عائلية فجأة. لا توجد إعفاءات للحالات الطارئة. |
Bir gelişme olursa ailesi bizi arar. | Open Subtitles | سوف يتصل بنا أفراد أسرته إذا طرأ أي جديد. |
Ama en azından böyle bir durum olursa beraber karar verebileceğimizi düşünüyordum. | Open Subtitles | ولكننى ظننت أنه على الأقل يمكننا مناقشة الأمر عندما طرأ هذا الوضع |
Beklenmedik bir iş çıktı. Birkaç gün uzakta olacağım. | Open Subtitles | شيء ما طرأ فجأة , و لذلك سأكون بعيدا ليومين |
Vegas'a gidemiyoruz. Bir iş çıktı. Herkes gitsin, biz kalıyoruz. | Open Subtitles | كارلو , لا يمكنك الذهاب للاس فيجاس طرأ أمر و سيرحل الجميع بدونك |
Bir şey çıktı. Çevre korumadan biri aradı. | Open Subtitles | تعال، لقد طرأ شيء ما، تلقيت إتصالاً من رجل بوكالة حماية البيئة |
Bak,ben hikayeyi yazdığımda, sadece oturdum ve kelimeler öylece çıktı. | Open Subtitles | انظر, عندما كتبت قصتي, جلست و هذا ما طرأ على فكري. |
Bak, karşına bu şekilde çıkmak istemezdim ama bir şey çıktı. Önemli bir şey. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي أردتها ولكن شيئاً ما طرأ, شيئاً ما كبير |
Vegas'a gidemiyoruz. Bir iş çıktı. Herkes gitsin, biz kalıyoruz. | Open Subtitles | كارلو , لا يمكنك الذهاب للاس فيجاس طرأ أمر و سيرحل الجميع بدونك |
Karşı-yerçekimini yarın çalışacağımızı söylemiştim ama aniden bir iş çıktı. | Open Subtitles | لقد قُلنا بأنّنا سنعمل على أشياء تقاوم الجاذبية الأرضية غداً لكن شئ ما طرأ فجأة |
Seni arayacaktım. Bir şey çıktı, işten erken ayrılmam gerekti. | Open Subtitles | نعم أردت الإتصال بك طرأ أمر وجب أن أغادر العمل باكراً |
Beyler, Acil işim çıktı. | Open Subtitles | أيها السادة لقد طرأ شيء ما الرجاء المعذرة |
Bir işim çıktı. Görüşmemizi kaçırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | نعم، هناك شيء طرأ آسف لتغيبي عن إجتماعنا |
Buraya gelmeye niyetlendi ama aniden birşey çıktı. | Open Subtitles | كان ينوي القدوم إلى هنا ولكن شيئاً ما قد طرأ |
Acil bir işim çıktığı için ben gidemiyorum. | Open Subtitles | لقد طرأ عمل مستعجل لذا لا استطيع الذهاب لاعطاءه هديته بنفسي |
Ama bir gelişme olursa bizi ara mutlaka. | Open Subtitles | لكن إن طرأ شيء ما قم بالإتصال بنا هل هذا مفهوم؟ |
- Ters giden bir şey olursa orayı hemen terk et. | Open Subtitles | اذا طرأ اى شيئا خطيرا اخرجى من هناك على الفور اهدأ |
Biliyor musun artık beraber çalışmadığımız aklıma geldi. | Open Subtitles | أتعلمين ، لقد طرأ في ذهني للتوّ ذلك أنّنا لم نعد نعمل معاً |
Eski karım, hafta sonları onu görmeme izin vermez. Ama bir şey çıkmış. | Open Subtitles | لا تتركني طليقتي أراها أيام العطل الأسبوعيّة، ولكن طرأ أمر ما |
Bir işi çıktığı için yemeği iptal etmek zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن أمراً ما قد طرأ وأنها مضطرة لالغاء موعد العشاء. |
Tabiî ki o da değişti. Kimse birinin, her zaman aynı kişi olarak kalacağını söyleyemez. | Open Subtitles | بالطبع هناك تغيير طرأ على شخصيته فالأنسان لا يبقى إلى الأبد ذات الشخص |
Ne olur ne olmaz sende gel. | Open Subtitles | اريدك ان تقابلني هناك ان طرأ خطب ما |