"عادي" - Traduction Arabe en Turc

    • sıradan bir
        
    • sıra
        
    • sıradışı
        
    • sorun
        
    • standart
        
    • olağan
        
    • alışılmadık
        
    • normal
        
    • sadece
        
    • olağandışı
        
    • basit
        
    • garip
        
    Dört: Bu filmin Philadelphia'nın merkezindeki sıradan bir sinema salonunda gösterilmesi. TED الرابع : كان هناك عرض لفيلم عادي في قاعة وسط فيلادلفيا
    Yarın kuyumcuya gider, sıradan bir fırın alır ve pişirmeye başlarız. Open Subtitles حسنًا غدًا سنذهب لمحل بيع الذهب ونشتري فرن عادي ونبدأ بالطبخ
    Şimdi bu Dallas Tiyatrosu. Bizim için çok sıra dışı bir işverendi, TED الآن هذا هو مسرح دالاس , وكان عميل غير عادي بالنسبة لنا
    bu, o dönem için oldukça sıradışı. Evet, bu çok sıra dışı. Open Subtitles شيء عجيب وغير عادي بتلك الفترة نوع غير عادي , هه ؟
    Motor soğukken hâlâ tıklıyor ama sorun çıkartmaz. Open Subtitles المحرك لا يزال يصدر أصوات بسبب البرد وهذا عادي
    Zaten standart bir transformatörün içinde iki bobin vardır. TED ولكن في داخل كل ناقل عادي هناك لفتين من الأسلاك
    Telefon kaydında veya mali hesapların da olağan dışı bir şey yok. Open Subtitles حسناً، لمْ يكن هناك شيء غير عادي في هاتفه أو سجلاّته الماليّة.
    Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına alışılmadık birşey var mıydı? Open Subtitles هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟
    Söylemek istediğim, normal işitme yetisi olan bireylerin karşılaşmayacağı bazı engellere maruz kalacaklarıdır. TED أنا أقول أنهم سيواجهون عقبات لن يواجهها معظم الناس الذين لديهم سمع عادي.
    Polis değilim, sadece kişisel güvenliğini düşünen sıradan bir vatandaşım, tamam mı? Open Subtitles أنا لست شرطياً، أنا مجرد مواطن عادي قلق على سلامته الشخصية، حسناً؟
    Onu sıradan bir sahneye koyup yanına da bir ucube ekliyorlar. Open Subtitles يصورونه في مشهد عادي و بعد ذلك يقومون بإضافة كائنات غريبه
    sıradan bir Pazar günüymüş gibi geçireceğiz, özel bir şey yapmayacağız. Open Subtitles تعلمون, فقط عاملوه و كأنه يوم أحد عادي لا شيء مميز
    Bir insanın hayatının en kötü günü benim sıradan bir iş günümdü. Open Subtitles أسوء يوم في حياته كان مجرد يوم عادي في المكتب بالنسبة لي
    Ama yaptığımız araştırmalar sonucunda sıra dışı bir şey bulduk. Open Subtitles لكن التحاليل التي توصلنا إليها تشير إلى شيء غير عادي
    Afedersiniz hursızlıktan önce salı günü sıradışı bir şey olmuş muydu? Open Subtitles المعذرة ياسيد هل حدث شيء غير عادي يوم الثلاثاء قبل السرقة؟
    Enerjisi salonu kapladı ve bu sayede sıradışı bir sohbet oldu. TED و بالتالي ملأ الجو حوله بطاقته تلك و قمنا بحوار غير عادي.
    - sadece siradan bir gündü. Ertesi gün eve gelecegini biliyordum. Dolayisiyla sorun olmayacakti. Open Subtitles إنه يوم عادي عرفت أنكم ستعودون في اليوم التالي فكل شي سيكون بخير
    standart istifa açıklaması. İkinci paragrafa geç. Open Subtitles نعم نعم نعم كلام عادي لرسائل الاستقالات انتقل للمقطع التالي
    Bir kez daha, olağan dışı siyasi ilişkilerin olduğu bir dönemde yaşıyoruz. TED نحن نعيش مجددًا في فترة اشتباك سياسي غير عادي.
    Ne kadar incesiniz, Bayan Woodhouse, ama çok alışılmadık bir şey oldu. Open Subtitles ياله من لطف انسة وود هاوس لكن شيء غير عادي قد حصل
    normal bir öğrenci makale yazarken, iş yükünü genelde bu şekilde dağıtır. TED الآن عندما يكتب أي طالب عادي ورقة يبدو جدول عمله هكذا تقريبا..
    sadece herkesin bu festivalin çok harika olacağını bilmesini istiyorum. Open Subtitles أريد أن يعلم الجميع أن هذا الحدث سيكون غير عادي
    Böylesine şiddetli suçları işlemek bir kadın için olağandışı değil mi? Open Subtitles أليس هذا غير عادي لإمرأة ترتكبْ العديد من الجرائم العنيفة ؟
    Şimdi, bunu basit bir yanlış anlama olarak değerlendirebilirsiniz -- insanlar arası garip bir temas. TED الان قد تصفون ماحدث كسوء فهم لقاء غير عادي في عالم البشر
    Son zamanlarda garip bir şey duydunuz mu, veya gördünüz mü? Open Subtitles هل رأيتِ أو سمعتِ أي شيء غير عادي في الآونة الأخيرة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus