Bağdat'ta sarayın bodrumunda dostların Uday ve Kusay'ın, vatan hainlerini ağaç öğütücüsüne verdikleri söyleniyor. | Open Subtitles | لقد قِيل لي في قبو القصر في بغداد أعداء للولايه لقوا حتفهم من قبل زملائك عدي و قصي |
Ulusumuzun ve Irak'ın bütün gençliği cihatta Uday, Kusay ve Mustafa'yı takip edecekler. | Open Subtitles | كل شباب أمتنا وشباب العراق سوف يتبعون جهاد (عدي) و (قصي) و (مصطفى) |
Saddam Hüseyin'in Uday ve Kusay dışında yüz oğlu daha olsa... | Open Subtitles | إن كان لدى (صدام حسين) مئة إبن غير (عدي) و (قصي) |
Önden ben gidiyorum. 10'a kadar say, sonra beni takip et tamam mı? | Open Subtitles | سأذهب أنا أولاً، ثم بعد ذلك، عدي حتى 10 ثم أتبعيني، أتفقنا ؟ |
Bunları say ve artanını bir sonraki aya say, tamam mı? | Open Subtitles | عدي هذه وضعي الزياده علي فاتوره الشهر القادم |
Üç deyince kapıyı kırın. | Open Subtitles | تحطّم خلال عدي لثلاثة. |
Taktığın hoş kolyenin aslında bozuk olduğunu ve ben üçe kadar sayınca bardağın içine düşeceğini söylesem ne olurdu? | Open Subtitles | ماذا لو اخبرتك ان عقدك الجميل الذي ترتديه مكسور وعند عدي للثلاثة سوف يسقط في شرابك |
Uday'a daha sonra anlatacagım, dürüstlügü nasıl ezdiğini. | Open Subtitles | ثم سأخبر عدي بصراحه بشأن إعجابك به |
Şuna bak. Uday'a karşı bir kez öfkelenirsem biz de onlardan biri olabiliriz. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الأمر هو أن أفقد أعصابي مع (عدي) لمرة واحدة |
Eğer Uday'la ilgiliyse ve bir özür gerekiyorsa Uday özür dileyecek. | Open Subtitles | إذا كان بشأن (عدي) وطلب إعتذاره حينها سيعتذر (عدي) |
Bu yüzden ben ve Uday dostluk içinde Hüseyin'i Bağdat'a ailesine dönmesi için davet etmeye geldik. | Open Subtitles | نريد توضيح سوء الفهم لذا أنا و (عدي) جئنا بدعوه صداقة لمحاولة إعادة (حسين) إلى بغداد |
Zaidan! Uday, Uday, kalk. Dışarıda bir şey oluyor. | Open Subtitles | (عدي)، (عدي)، إنهض هناك شيء يجري بالخارج |
Kusay ve ağabeyi Uday yıllarca Saddam Hüseyin'in imparatorluğunun merkezindeydiler. | Open Subtitles | لعدة سنوات كان (قصي) وأخوه الكبير (عدي) في مركز أمبراطورية (صدام حسين) |
Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. İlgi gösterme. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
O kadar zor değil. Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
Tamamdır, beşe kadar say daha sonra da benimle diğer odada buluş. | Open Subtitles | حسناً، عدي حتى 5 وقابليني في الغرفة الاخرى |
Orada bir düzine pil olsa iyi olur. Yeniden say. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكن هناك درزن من البطاريات عدي مره أخرى |
Şimdi 30 a kadar say ve yatak odasına gel. | Open Subtitles | شششش الان عدي حتي30 و اخلي غرفه النوم |
100'e kadar say! Orada olacağım. | Open Subtitles | عدي الى 100 و سوف اتي اليك حالا |
Tamam, üç deyince. | Open Subtitles | حسناً, على عدي إلى ثلاثة |
Ben sayınca. | Open Subtitles | على عدي |
Benim sayımla. 1...2...3. | Open Subtitles | عند عدي 1... 2... 3. |
Sayıyorum. | Open Subtitles | رايت شبح عدي واحد |