Babamın ne istediğini biliyordum ve onun dileklerini yerine getirebildiğim için huzurluyum. | TED | عرفتُ ماذا أراد والدي، وشعرتُ بالأمان لمعرفة أنني تمكنتُ من مساندة رغباته. |
"Hayır dediğinde , yalan söylediğini biliyordum;çünkü onu çok iyi tanıyordum" | Open Subtitles | حين أجاب بالنفي، عرفتُ أنه يكذب. عندها عرفت أني قبضتُ عليهئ |
Öleceğini biliyordum ve tüm kalbimle başkalarını kurtarmak için ölmesini umuyordum. | Open Subtitles | عرفتُ بأنّه سيموت، وأملتُ كثيراً بأن يكون هنالك خلاص في ذلك |
Senin tacir tutuklaman için bir ekibimiz olmadığını öğrendim. - Ne? | Open Subtitles | عرفتُ للتو أنّنا لن نملك فريقاً لإيقاف عملية الإتجار الخاصة بكِ. |
Üzgünüm ama hayır. Daha ilk zamanlarda bunu başaramayacağımızı anladım. | Open Subtitles | آسفة، ولكن لم أحبه عرفتُ مسبقاً أننا لم نكن لننجح |
Çünkü her zaman bunun olacağını biliyordum, yalnızca zamanını bilmiyordum. | Open Subtitles | لأنّني دومًا ما عرفتُ أنّه سيحدث، لكنّني لم أعلم متى. |
İki sene önce, bir ikonun neye benzediğini tam olarak biliyordum. | TED | قبل عامين، عرفتُ تماما كيف تبدو الأيقونة. |
Ve her ne kadar bizim Güneş'imize benzemese de, tabii ki o olduğunu biliyordum. | TED | ورغم أنها لم تشبه شمسنا على الإطلاق، إلّا أنني عرفتُ ما هي بالطبع. |
Ben bu yeni hipotezi biliyordum ancak bağırsakların temizliği ile alakasını görememiştim. | TED | عرفتُ هذه الفرضية، واعتقدتُ بأنني لن أتعلم الكثير من البحث في نظافة الأمعاء. |
Bu yüzden buradaki önemli ders şu ki hayatımda, o tarih itibariyle sahtekâr olduğumu çok iyi biliyordum. | TED | لذا أظن أن الدرس المهم في ذلك الوقت في حياتي هو أنني عرفتُ جيداً أنني محتال. |
biliyordum. Dün gecenin mutlaka bir sebebi vardı. | Open Subtitles | لقد عرفتُ ذلك, لا بدّ و أن يكون السبب ليلة أمس |
- Yapamam. Yapamam. - Bunun olacağını biliyordum! | Open Subtitles | ـ لا يُمكنني، عليك فعل هذا ـ عرفتُ ذلك، عرفتُ إنه سيحدث هذا |
Bunun, onun için ne denli korkunç olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | و عرفتُ كم أن ذلك كان أمرا مُريعا بالنسبة اليها |
Ve ben, beni suçlayanı bilmiyorum, ama şansıma, seni suçlayan kişinin kim olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | و لا أعلمُ مَن يتهمُني و لكن لحُسن الحَظ، عرفتُ مَن يكذبُ بخصوصِك |
Tahmin et ne öğrendim, bil bakalım Ceza İnfaz Memurları Derneği'nin bu geceki yemeğinde kim ömür boyu başarı ödülü alacak? | Open Subtitles | إحزِر ماذا، لقد عرفتُ مَن سينال جائزة نقابَة الضُباط الإصلاحيين للإنجازات في حفلَة الليلَة |
Alfabe sayfasını iyice açıp daha detaylı bir şekilde inceleme fırsatım olunca anladım ki bunu kızıma öğretirken kullanmayacaktım. | TED | عندما سنح لي الوقت لفتح ورقة الأحرف الأبجدية كاملةً والتدقيق فيها أكثر، عرفتُ أنني لن أستخدمها لتعليم ابنتي. |
- buldum, 5 blok ötede sanat bağış toplantısı var. | Open Subtitles | عرفتُ المكان، حفل فني على بعُد 5 مباني من هُنا |
Seni ilk defa bir kasayı açarken gördüğümde sana aşık olduğumu anlamıştım. | Open Subtitles | المرة الأولى التي رأيتكِ فيها تخترقين خزنة عرفتُ أني واقعٌ في حبك |
Yani, elbette tanırdım, ama... Zavallı adam. Çok üzücü. | Open Subtitles | أعني , عرفتُ ما حصل له كما هو واضح لكن , الرجل المسكين , هذا مؤسف للغاية |
Son 20 yılda mutluluğu tanıdım. | Open Subtitles | طوال العشرين عاماً الماضية عرفتُ خلالها معنى السعادة. |
Beni suçluya götüreceğini bildiğim için cebine izleme cihazı koymuştum. | Open Subtitles | عرفتُ بأنه سيقودني إلى الشخص المذنِب لذا قمتُ بوضع جهاز تعقّب بجيبه |
Bunu 16 yaşından beri tanırım. | Open Subtitles | لقد عرفتُ هذا الشابّ منذ أن كان في السادسة عشر |
Sen sevmezsin. Beni yakalamadan önce, hakkında birçok şey bildiğimi unutma. | Open Subtitles | لا تنسى بأني عرفتُ ما يكفي عنك قبل قبضك علي |
Bana yalan söylediğini öğrendiğimde, bu beni derinden yaraladı, tamam mı? | Open Subtitles | عندما عرفتُ, أنكِ كنتِ تكذبين عليّ ذلك جرحنّي, حسنٌ؟ |
Tanışığım en zeki adam ve tanıdığım çok zeki adamlar vardır. | Open Subtitles | إنّه أذكى رجل سبق وإلتقيتُ به، ولقد عرفتُ بعض الرجال الأذكياء جداً. |
Tamam, sorun yok. Gözündeki değerimi öğrendikten sonra veda etmek kolay olacak artık. | Open Subtitles | لا، هذا جيّد، سيكون الوداع سهلاً بعد أن عرفتُ قيمتي لديك |