- Evet, o cüce yıldız cevherlerini kurtardığın için teşekkür etmek istiyordum. | Open Subtitles | أجل، أردت أن أشكرك وحسب على إنقاذ معدن النجم القزم هذا كله. |
Eğer Penny onun kim olduğunu bilseydi, dizlerine kapanır, hayatını kurtardığın için sana teşekkür ederdi. | Open Subtitles | و إذا بيني تعلم بحقيقته ، سوف تزحف إليكِ على ركبها و تشكركِ على إنقاذ حياتها |
Her şey iyi güzel, hayatımı kurtardığın için minnettarım ama kim olduğunu ve ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | كما تعلم، كلّ هذا جميل، وأنا ممتنّة على إنقاذ حياتي، لكنّي أعرف من تكون، وأعرف ماذا فعلتَ. |
Kızını kurtarmak için elinden geleni yapan bir adamı nasıl suçlarım? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن ألوم شخصاً أيّاً كان ما يستطيع فعله على إنقاذ حياة إبنته ؟ |
Uçağımı kurtardığınız için size teşekkür etmek istiyorum. - Elbette. | Open Subtitles | أريد أن أشكركم على إنقاذ طائرتي بالتأكيد |
Bir ay sonra hayatını kurtardığım için bana mektupla teşekkür edip kendini vurdu. | Open Subtitles | أرسلَ إليّ رسالةً يشكرني فيها على إنقاذ حياته ومن ثمَّ أردى نفسه قتيلاً |
Gitmeden önce, hayatınızı kurtardığı için ona teşekkür etseniz iyi olur. | Open Subtitles | قبل أن تُغادر يُسْتحسن أن تشكرها على إنقاذ حياتك |
Hayatımı kurtardığın için doğru düzgün bir teşekkür edemedim sana. | Open Subtitles | ولم تسنح لي الفرصة المُناسبة لشكركِ على إنقاذ حياتي. |
Geçen gün hayatımı kurtardığın için sana teşekkür edemedim. | Open Subtitles | أتعلم، أنا لم أشكرك على إنقاذ حياتي ذلك اليوم |
Döndüğümde masamda olacak olan kıç şeklinde pastayı gözümde canlandırabiliyorum. Hayır, adamım, ciddiyim. Sadece hayatımı kurtardığın için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | كلا يا رجل، في الواقع كنتُ أودُ أن أقل شكراً لكَ على إنقاذ حياتي |
Yıllar önce hayatını kurtardığın için sana teşekkür etmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يود أن يشكرك على إنقاذ حياته .طيلة تلك الأعوام الماضية |
- Başka şansım varmış gibi davranıyorsun. - Beni kurtardığın için teşekkürler. | Open Subtitles | تصرفك يبدو وكأنني كنت أملك الخير - أشكرك على إنقاذ حياتي - |
Kahramanıma hiçbir şey, vanilyalı bir İtalyan çöreği gibi hayatımı kurtardığın için sağ ol, diyemez. | Open Subtitles | لأجل بطلي لا شيء جدير لأن أشكرك على إنقاذ حياتي أكثر من كعك الفانيلا |
Annemin hayatını kurtardığın için sana teşekkür etme fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | لم تواتني الفرصة لشكرك على إنقاذ حياة أمي. |
Biliyorsun, gezegeni kurtarmak için çok geç degil derim hep. | Open Subtitles | أتعلم كيف أنني دائماً أقول أنه لم يفت الأوان على إنقاذ كوكبنا |
Biliyorsun, gezegeni kurtarmak için çok geç değil derim hep. | Open Subtitles | أتعلم كيف أنني دائماً أقول أنه لم يفت الأوان على إنقاذ كوكبنا |
İyiyim ben, gerçekten. Normal hissediyorum. Hayatımı kurtardığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | أنا بخير، حقاً، أشعر أني طبيعي شكراً لكم على إنقاذ حياتي |
Uçaktakilerin hayatını kurtardığınız için teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | .. أريد أن اشكرك على إنقاذ حياة جميع من كانوا على متن الطائرة |
Seni kurtardığım için bana hiç teşekkür etmedin. | Open Subtitles | أنت لم تأت إلي أبداً لتشكريني على إنقاذ حياتك |
Daha sonra ona hayatımı kurtardığı için teşekkür etmeye gittiğimde bana önemli değil dedi. | Open Subtitles | لاحقاً، عندما ذهبت لأشكره على إنقاذ حياتي، قال أنه كان أمر يسير |
Sanıyorum bu alet penisilinden daha çok yaşam kurtarabilir. | TED | أعتقد أن هذا الجهاز قادر على إنقاذ كثير من الأرواح حتى أكثر من البنسلين. |
Ve ben Keen'i kurtarabilecek tek kişinin yerini az önce ona söyledim. | Open Subtitles | وأخبرتها للتو أين يُمكنها إيجاد " الشخص الوحيد القادر على إنقاذ " كين |
Gemiyi kurtarmamıza yardım etmezsen hepimizin öleceğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تفهمين انه أن لم تساعدينا على إنقاذ السفينة سوف نموت جميعنا |