"على علم" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyor
        
    • farkındayım
        
    • biliyorum
        
    • biliyoruz
        
    • haberin var
        
    • haberdar
        
    • haberiniz var
        
    • haberi var
        
    • biliyordun
        
    • bilmiyordum
        
    • haberim
        
    • biliyorsun
        
    • bilen
        
    • aşina
        
    • aşinayım
        
    Benim işi ve evliliği bir arada götüreceğimi annen biliyor mu? Open Subtitles آمل أن تكون والدتك على علم بأنني ساستهل مهنة بعد الزواج.
    Ben rizikonun farkındayım, Tom. Ama öyle veya böyle, elimiz kolumuz ona bağlı. Open Subtitles أنا على علم بالمخاطر يا توم ولكن عليك أن تتقبل انه سيعمل معنا
    Durum kontrol altında bay. F. Nasıl bir film yapmak istediğimi biliyorum. Open Subtitles أنا على علم بذلك يا سيد أف وأعلم أي فيلم أريد أخراجه
    Soğuk füzyonun zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini hepimiz biliyoruz. Open Subtitles كلنا على علم بان الانشطار البارد كانت له ميلاد صعب
    Al Capone'u bir muhasebecinin yakalattığından haberin var mı? Open Subtitles أنت على علم آل كابوني كان اسقطت من قبل محاسب؟
    Ve bundan haberdar tüm ulusların hükümetlerine gerçeği açıklamak için 24 saat veriyorum, ya da bunu onlar için ben yapacağım. Open Subtitles وأنا أعطي الحكومات , لكل الأمم التي هي على علم بذلك 24ساعه لإفشاء الحقيقة أو سأقوم بفعلها عنهم شكراً , لكم
    Kardeşinizin üretimi sınırlı olan bazı bitkileri yasa dışı yetiştirdiğinden haberiniz var mı? Open Subtitles أكنتَ على علم بأن أخيك متورط بأموراً غير قانونية تخصُ زراعة المُخدرات ؟
    Bizden haberi var mı ya da izlediğimiz bu küçük şovun bize bir fayfası var mı bilmek istiyorum. Open Subtitles أنا أتساءل فحسب إذا كنت تظنّ أنها على علم بنا إنْ كان هذا الأداء الذي نشاهده هو في مصلحتنا
    Kalp nakil hastasının durumu hakkında bir şey biliyor musunuz acaba? Open Subtitles كنت أتسائل إن كنت على علم بحالة عملية زرع القلب للمريض؟
    Kalp nakil hastasının durumu hakkında bir şey biliyor musunuz acaba? Open Subtitles كنت أتسائل إن كنت على علم بحالة عملية زرع القلب للمريض؟
    Ve bu yaptığınızın federal bir suç olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles وهل كُنتِ على علم بأنكِ تخرقين حُرمة القانون الفيدرالي ؟
    Bunları yapmak için daha uygun bir zaman olabileceğinin farkındayım. Open Subtitles أنا على علم أنه يوجد فرصة أخرى لعمل كل ذلك
    Etrafımızı saran bir gizem olduğunun farkındayım, bu yüzden de tesadüfler, önseziler, duygular, hayaller, doğanın gücü ve sihir hakkında yazıyorum. TED أنا على علم ويقظة بالسر والغموض من حولنا لذلك أكتب عن الأحداث، المشاعر، الأحلام، قوى الطبيعة، السحر
    Altın ve gümüşle alınmayan, gerçek aşk olduğunu da biliyorum. Open Subtitles وأنا على علم بأنه حٌب حقيقي وليس مُشترىّ بالذهب والفضة
    Hayatın gerçeklerini anlatacaksan, biliyorum. Open Subtitles لو كان ذلك بشأن امور حياتيه فانا على علم بها
    Soğuk füzyonun zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini hepimiz biliyoruz. Open Subtitles شكرا صباح الخير لا كلنا على علم بان الانشطار البارد
    Trimetil-Cryazine denen maddeden haberin var mı? Open Subtitles هل أنت على علم بمادة تسمى تريميثال كرازين؟
    Bu konseyin kıdemli bir üyesiyim ve ben bundan haberdar değilim. Open Subtitles أنا عضو بارز في هذا المجلس ولم أكن على علم بذلك.
    Beş avukata da ortaklık teklif edileceğinden haberiniz var mıydı? Open Subtitles أكنتَ على علم بقرار منح عروض شراكة لخمسة من محاميهم؟
    Sakin olun bayan, polisin soygundan haberi var, o iş halloldu bile. Open Subtitles سيدتي، إهدأي. الشرطة على علم بعملية السطو، لقد تم التعامل معها
    Bir daha hayatta yıkanmam. Ve sen bunu biliyordun! Open Subtitles لن اقوم بالاستحمام مرة اخرى كنت على علم بهذا طوال الوقت
    Ve biliyor musunuz, eğitimim sürerken ailemde veya ülkemde neler olduğunu bilmiyordum. TED وهل تعرفون أنه في الوقت الذي كنت أكمل فيه دراستي، لم أكن على علم بما كان يحدث مع عائلتي أو بلدي.
    Kilit Açma Rozeti var da benim mi haberim yok? Open Subtitles هل هناك شارة لمفاتيح الاقفال أنا لست على علم بها؟
    Bunların tümünü biliyorsun, doğru mu? Silah uzmanı olan sensin. Open Subtitles أنت على علم بكل هذا , ألست خبير الأسلحة ؟
    Ama bilen bazı kişiler... bulabilecekleri başka neler var ona bakmaya karar verdiler. Open Subtitles ولكن البعض ممن كانوا على علم به قرروا البحث عما يمكن ان يجدوا
    -Parayı sahtesiyle değiştirenlerin standart prosedürlere aşina olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لكن لدينا سبب لنؤكد أن مَن قام بزرع هذه الأموال المزيفة كان على علم بالإجراء القياسي في البنك المركزي
    Senin kurallara bağlı kalma dürtülerine aşinayım ama benim için bitti. Open Subtitles أنا الآن على علم بهوسك بإتباع القوانين ولكن، ليس بمقدوري فعل ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus