"فراشه" - Traduction Arabe en Turc

    • yatağını
        
    • yatağında
        
    • yatağının
        
    • yatağından
        
    • yatağa
        
    • kelebek
        
    • yatağına
        
    • yatağı
        
    • yatakta
        
    • yatağın
        
    • yataktan
        
    • yatmaya
        
    • yatağındaydı
        
    Şu işe bak masum insanları öldürmeden önce adam yatağını yapmış. Open Subtitles انظرى إلي هذا، من ينظف فراشه قبل خروجه وقتل الناس الأبرياء.
    Onun kucağında oturmayı severdi çünkü yatağında yatmanın onun için acı verici olduğunu söylerdi. TED كان يحب الجلوس البقاء في حضنها لأنه قال أنه مؤلم بالنسبة له الإستلقاء على فراشه
    Daima silahlı dolaştığını ve gece odasına giren olursa... duyabilmek için yatağının etrafına gazete kağıdı sermeden... uyumadığını biliyorum. Open Subtitles كل ما اعرفه, انه كان يتجول مدججا بالسلاح دائما, ولم يكن ينام ابدا.. , قبل ان يُغطى الأرض حول فراشه بالجرائد..
    Aç bir leoparın komşularımızdan birinin evine girip uyuyan çocuğunu yatağından aldığı bir gece hatırlıyorum. TED أذكر تلك الليلة عندما دخل نمر جائع إلى منزل أحد جيراننا وأخذ الطفل النائم من فراشه.
    Efendim, sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlayın, ama çocuğun yatağa gitme vakti geldi. Open Subtitles مولاى,أغفر لى أزعاجى لك, ولكن حان وقت ذهاب الفتى الى فراشه.
    Oraya gidince bir dövmeci gördü ve beni kaldırımda bırakıp koluna aptal bir kelebek dövmesi yaptırmaya gitti. Open Subtitles في طريقنا الى هناك صادفنا محل للوشوم لقد تركتني واقفه بالخارج من اجل ان تحصل على وشم فراشه على كتفها
    Ağzındaki sigara yatağına düşüp kendini yakabilir. Open Subtitles ربما سقطت سيجارة من فمه و إحترق في فراشه
    Tüm Fromsleyler bir kâbus gördü ve uyandığında yatağı alevler içindeydi. Open Subtitles كل ما فعله أنه كان يحلم و عندما أستيقظ كان فراشه يحترق
    Kuştüyü bir bir yatakta dinlenebileceğinden daha fazla dinlenebilir bu gemide. Open Subtitles سيحصل على مزيد من الراحه هنا أكثر مما سيحصل عليها و هو على فراشه الوثير
    yatağını ıslatıyor dediğimde, içinde yatmasını söylediniz. Open Subtitles عندما أخبرتك بأنه بلل فراشه قلت لي دعيه يستلقي عليه
    Artık yatağını ıslatmıyor. Kalkıp yatağının etrafına işiyor. Open Subtitles لا يبلل فراشه ، بل ينهض و يتبول حول فراشه
    yatağını öyle ateşe vermesi hala sır. Mum yanarken uyumuş. Open Subtitles أنه لأمر غامض كيف أنه لم يحترق في فراشه.
    Onu yatağında ziyaret edip edemeyeceğimi sordum ama acısının çok büyük olduğunu ve bu haliyle görünmek istemediğini belirtmiş. Open Subtitles سألت إن كان بإمكانى زيارته فى فراشه ولكن قال أن آلمه فظيع ولا يريد أن يراه أحداً فى تلك الحالة
    Bu genç adam evde yatağında yattığından öyle emindir ki saatini, cüzdanını, mendilini etajer sanarak, anıtın alevinin yanına koymuştur. Open Subtitles الشابّ الحزين, كأنّما كان على فراشه وضع ساعته، محفظته ووشاح عنقه
    Neden Şarlatan ışıklar kapatılmasına rağmen yatağında değil? Open Subtitles لماذا يتواجد بايل خارج فراشه بعد إطفاء النور ؟
    Belki de geri tırmanıp hücresine gitti ve yatağının altına saklandı. Open Subtitles ربما تسلق عائداً إلى زنزانته واختبىء أسفل فراشه
    Huzursuz olduğun için onu hasta yatağından kaldırdın. Open Subtitles أنتِ جعلتيه يغادر فراشه لأنكِ لم تكوني مرتاحة
    Eğer senin gibi arızalı birisi bile her sabah yatağından kalkabiliyorsa sanırım bir tek seremoniyi halledebilirim. Open Subtitles إذا كان هناك شخص محطم مثلك قادر على النهوض من فراشه كل صباح فأعتقد أن بمقدوري مخاطبة جمهور في حفل تكريم
    Genellikle Dr. Willis yatağa gitmeden önce bir uyku hapı alıyordu. Open Subtitles في العموم يأخذ الطبيب حبة نوم واحدة قبل أن يذهب إلى فراشه
    Bence Harry Styles oldukça seksi ama duyduğuma göre göğsünde devasa bir kelebek dövmesi varmış. Open Subtitles أعتقد أن هارى ستايلز جذاب جداً و لكنى سمعت أن لديه و شم فراشه كبير على صدره
    Hiç yıkanmazdı, ben de yatağına işeyerek, donanmadan ihraç ettirmiştim. Open Subtitles لم يكن يستحم فكنا نتبول على فراشه كي يستحم
    Son birkaç gündür onlarla uyumuş gibi mi görünüyor, peki yatağı ve gereçleri nerede? Open Subtitles هل يبدو عليها إنّه نام بها في الغابة لعدة أيام ؟ و أين فراشه ؟ و مؤنه ؟
    Gündüz, biri duvar dibinde... bir diğeri yatakta olabilir. Open Subtitles وفي الصباح التالي، قد يدير أحدهما وجهه للآخر المندس في فراشه
    Ancak ölümü yaklaştığında, bir gün yatağın bir kenarına oturduğunu ve hemşireye vaizi görüp görmediğini sorduğunu söledi. TED لكنها قالت عندما جاءه الموت جلس على حافة فراشه ذلك اليوم وطلب من الممرضة أن يرى قسيس.
    İki yıl önce bir gece, büyükbabama bakıyordum ve onun yataktan dışarı adım attığını gördüm. TED ثم، ذات ليلة منذ عامين، كنت أراقب جدي ورأيته يخرج من فراشه.
    Jim, yatmaya gitmeden önce bir bardak su içti ve sabah erkenden kalkıp, çalışmak için erkenden gitti. Open Subtitles اما جيم فشرب ماء وخلد الى فراشه باكرا ليباشر عمله في الصباح التالي
    Onu en son kontrol ettiğimde, yatağındaydı ve sakinleştirici etkisindeydi. Open Subtitles في آخر مرة قمت بمراجعته كان في فراشه مخدراً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus