LA şubesi yok edilmeden kısa bir süre önce öldürülmüştü. | Open Subtitles | لقد قُتل من قريب قبل أن يدمر فرع لوس أنجلوس |
Güçlerin Ayrılıgı ilkesine göre, bir şube başka bir şube üzerinde otorite kuramaz. | Open Subtitles | نظام التحقق والموازنه أنشئ عندما لم يكن هناك فرع يمارس القوه المطلقه علىفرعآخر. |
Bilgi ağacının, nasıl da olağandışı şekilde işe yaramaz ve çarpık bir dalı. | Open Subtitles | اللاهوت، لا شك. ما هي غاية فرع عديمة الفائدة والملتوية من شجرة المعرفة. |
Başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. | TED | بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة |
Bu yaratıklarla daha önce karşılaştım, türün farklı bir kolu ama aynı... | Open Subtitles | لقد قابلت هاته المخلوقات من قبل فرع مختلف منها, لكنها فصيلة واحدة |
Bu da Central Coast'un her şubesini çok başarılıymış gibi gösteriyordu. | Open Subtitles | كما لو كان كل فرع من سنترال كوست يفعل ازدهارا كبيرا لرجال الأعمال. |
Q bölümü bir çok farklı amaç için değişik kalibreler yapıyor. | Open Subtitles | فرع كيو يعمل عيار غير منتظم لأكثر الأغراضِ الغير عاديةِ. |
Gittiğim başka bir okulda, iki öğretmen yakındaki bir banka şubesine burs parasını çocukların hesabına yatırmaya gitmişti. | TED | ذهبت إلى مدرسة أخرى حيث ذهب اثنان من المعلمين إلى فرع بنك قريب لإيداع المال في حسابات خاصة بمنحة دراسية للأطفال. |
Bu iş, New York'taki en iyi müşterimin Teksas şubesinden geliyor. | Open Subtitles | هذا فرع تكساس حسابي الأكبر هنا في نيويورك. |
Zemin katta yerel tasarruf bankasının şubesi var. | Open Subtitles | هناك فرع للمدخرات البنكية يستقل الطابق الأرضي |
Kendilerine "Tanrı'nın Kilisesinin Kutsal şubesi" diyorlar. | Open Subtitles | كانوا يطلقون على أنفسهم فرع قداسة كنيسة الله. |
İnsanlara kimliklerini gösteriyor çeklerin iyi olduğunu kanıtlamak için... çeki bozabilecekleri bankamızın bir şubesi gibi. | Open Subtitles | هي تُعرض للناسَ هويتِها ..لإثْبات إنهاصحيحة. مثل فرع مصرفِنا حيث هم يُمْكِنُ أَنْ يُدقّقوا. |
şube başına düşen bankacı sayısı üçte bir oranında azaldı. | TED | انخفض عدد الصرافين في كل فرع بمقدار الثلث. |
"Wolfram ve Hart temsilcileri yeni bir şube kurmak istiyorlardı ve sonunda Los Angeles'a kurdular. | Open Subtitles | ممثلوا ولفرام آندهارت كَانوا يَنْظرُون لبِناء فرع جديد والذى فى النهاية أصبحْ لوس أنجلوس |
Ryan, bir kaç dakikaya şube müdürlerini tanıtacak. | Open Subtitles | رايان يريد تقديم فرع المدراء في غضون دقائق |
Yeni bir bilim dalı olduğumuz için standart bir ücretimiz yok. | Open Subtitles | بالنظر إلى كوننا فرع علوم جديد، ليس هناك مقياس معياري للتكلفة |
Devridaim makineleri için üretilen tüm fikirler, farklı enerji türleri arasındaki ilişkiyi tanımlayan fizik dalı olan termodinamiğin bir veya daha çok temel kuralını ihlal etmektedir. | TED | إن أفكار آلات الحركة الأبدية كلها تخالف قانونًا واحدًا أو أكثر من القوانين الأساسية للديناميكا الحرارية، وهو فرع الفيزياء الذي يصف العلاقة بين الأشكال المختلفة للطاقة. |
Buzdolabından alınan bir dal tüm ailenin yemesi için getiriliyor. | Open Subtitles | فرع من الثلاجة يتم سحبه للمنتجع وذلك لتغذية العائلة بالكامل |
Devasa ağaç yapılarıyla uğraşıyorum, her bir dal, hikâyenin yeni bir varyasyonu. | TED | يجب أن أدير شجرة تراكيب ضخمة، حيث كل فرع بها يُعبر عن قصة مُختلفة. |
Hatta CIA'in bir kolu olduğumuzu sanıyordu. | Open Subtitles | في الحقيقة، إفترضت الكذب. بأنّنا فرع وكالة المخابرات المركزية. |
Ama böylece istihbarat şubesini yönetemem efendim. | Open Subtitles | ولكن سيدي، القائد لا يمكنه قيادة فرع المخابرات |
Yedi yıl önce, ...CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
Gittiğiniz her Starbucks şubesinde kondom da alabildiğinizi düşünebiliyor musunuz? | TED | تخيلوا .. في كل فرع من ستاربكس يمكنك ان تحصل على واقٍ ذكري |
O kadar zor durumdaydım ki başka bir şubeye atama istedim. | Open Subtitles | أصبحت الأمور سيئة للغاية لدرجة أنني إضطررتُ للإنتقال إلى فرع آخر. |
İki ucuna düğüm atıp bir tarafını dala gergin şekilde bağlayacaksın. | Open Subtitles | أعقد واحدة عند كلا الطرفين، ثم اربط طرفًا في فرع شجرة. |
Yepyeni Yüksek Uçanlar şubesinin müdürü ve pasta şefine bakıyorsun şu an. | Open Subtitles | انت تنظر للمدير ومدير مكتب رئيس المعجنات في فرع الهاي الجديد |
Bu konuda dikkati çeken şey bu özel işlemi gerçekleştiren veznedarın soygundan sonraki güne değin bir başka şubede şalışıyor olması. | Open Subtitles | المثير فيها أن الصراف الذي تولى عملية السحب كان يعمل في فرع آخر حتى اليوم قبل حادثة السرقة |