"فعلى" - Traduction Arabe en Turc

    • olsa
        
    • En
        
    • zorunda
        
    • ihtimalle
        
    • mesela
        
    • Sonuçta
        
    • varsa
        
    Her ne kadar iyi niyetli bir uygulama dahi olsa, Görünen o ki, yan etkileri de var. TED لذلك فعلى الرغم من كونه تطبيق حسن النية جدا، فبشكل واضح، كانت له أعراض جانبية.
    Bütün çoraplar birebir aynı olsa da insanlar D çorabını dört kat fazla seçti. TED فعلى الرغم من أن كل الأزواج كانت متطابقة، إلا أن الناس قاموا باختيار الزوج الرابع بنسبة 4 مقابل 1.
    O bir hata yaptı ama En azından hiç kimseyi öldürmedi. Open Subtitles اذا كان قد أخطأ معك فعلى الأقل لم تكن جريمة قتل
    Aksi halde En azından, çok iyi bir arkadaş kazanmış olurum. Open Subtitles وان لم يكن .. , فعلى الاقل فقد خرجت بصديق عزيز
    50 yıldan uzun zamandır, denizlere daha fazla gürültü verdiğimizden, bu balinalar yön değiştirmek zorunda kaldı. TED فعلى مدى الخمسين عام الماضية قمنا باضافة العديد من الضوضاء الى المحيطات مما دفع الحيتان الى رفع حدة اصواتها
    Belki.Yani o, biz yaptık diyorsa büyük ihtimalle biz yapmışızdır. Open Subtitles ربما, أعني إذا قال أننا فعلناها, فعلى الأرجح أننا فعلناها
    mesela, Fransızca ve İspanyolcada masa kelimesi, bir sebepten ötürü dişil olarak kullanılır. TED فعلى سبيل المثال، في االفرنسة والإسبانية لسبب ما كلمة طاولة هي إسم مؤنث.
    Anlaşılabilir, Sonuçta benimle aynı. Open Subtitles هذا مُتوقَّع منها. فعلى كُلٍ، هذا بالضبط ما كنت سأرغب بفعله
    O evde bazı sırlar varsa seninle birlikte bulmak istiyorum. Open Subtitles اذا كانت هناك اسرار بهذا المنزل فعلى ان اكتشفهم معك
    Ne de olsa doğum günüm. Bu benim günüm. Open Subtitles فعلى أية حال، إنه عيد ميلادى، إنه يومى أنا
    Onlar yapmamış bile olsa, belki olaya tanık olmuşlardır. Open Subtitles حتى وإن لم تكونا الفاعلتين فعلى الأرجح أنهما شاهدتا الواقعة.
    Ne de olsa, Kayıp Şehrin ebedi sakini olmak istemezsin, değil mi? Open Subtitles فعلى أى حال، أنت لا تريد أن تبقى فى المدينة المفقودة إلى الأبد، أليس كذلك ؟
    Oğlunuzu şikayette bulunması için ikna edebilseydiniz En azından Şerif'in yardımcısını hemen tutuklardık. Open Subtitles إذا اقنعت ابنك بالضغط على الصحافة فعلى الأقل نستطيع الإطاحة بالنائب في الحال
    Sessizliğin kitapları doldurur, ...ya da En azından, noktalama özürlü bir paragrafı. Open Subtitles يبوح صمتك بالكثير. لو ليس الكثير، فعلى الأقل الفقرة العرضية غير المنسقّة.
    Sonra misafirleri yeni bir ev bulmak zorunda kalacak. Open Subtitles و بالتالي فعلى قاطنيه البحث عن ملجأ جديد
    Yüzmekten yorgun düşen ayı, gücünü toplamak zorunda. Open Subtitles مرهق بسبب سباحته ، فعلى الدب إستعادة قوته.
    En temel aşamalarında doğanın şans ve olasılıkla yönetildiğini kabul etmek zorunda kaldık. Open Subtitles فعلى مستواها الأساسي علينا أن نقبل أن الطبيعة محكومة بالمصادفة و الاحتمالات
    Güneş olmadan bu gezegende hayat olmazdı büyük ihtimalle. TED من غير الشمس، فعلى الأرجح ستنعدم الحياة على وجه الأرض.
    Bu insan büyük ihtimalle şizofreninin bir çeşidine sahiptir. TED فعلى الأرجح أن يكون هذا الشخص مصاب بنوع من أنواع انفصام الشخصية
    mesela gördüğüm o mahzun ve acı çeken yüzlerin resimleri. TED فعلى سبيل المثال .. رايت صوراً ومشاهد عن الاسى والمعاناة
    Alo ? Sonuçta,banliyo'nun yazısız kurallarından biriydi bu: Open Subtitles فعلى كلِ، إنها واحدة من القواعد غير الرسمية في الضواحي
    Eğer Siyah Loca'nın bir girişi varsa, bu belli bir zaman dilimi içindedir. Open Subtitles إن كان لباب "الهوّة السوداء" وجود، فعلى الأرجح أنه يتواجد في نقطة زمنية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus