"فنجان" - Traduction Arabe en Turc

    • fincan
        
    • bardak
        
    • kahve
        
    • fincanı
        
    • fincanını
        
    • içmek
        
    • kap
        
    • kahveye
        
    • bardağı
        
    • fincanından
        
    Hey hemşire, hemşire. Bir fincan kahve daha alabilir miyim? Open Subtitles أيتها الممرضة ، ماذا عن فنجان آخر من القهوة ؟
    - Düşünmüyorsan, konuşmasan iyi olur. - Temiz fincan, temiz fincan. Open Subtitles إذا لك تفكري، لا يجب أن تتكلمي فنجان نظيف، اغسل الفنجان
    Uh, bana bir fincan kahve içerken eşlik edin, olmaz mı? Open Subtitles اوه , انضم الى لتناول فنجان من القهوه , ممكن ؟
    Su mu? Onun yerine sana bir bardak süt getireyim. Open Subtitles الماء ليس له طعم سوف أحضر لكى فنجان من الحليب
    İnsanı canlandıran bir fincan çay en büyük dertleri bile önemsizleştirirmiş. Open Subtitles وجدت أنّ معظم المتاعب تبدو أقلّ إتعابًا بعد فنجان شاي منعش
    70 sente bir fincan kahve alabilirsiniz. TED مقابل 70 سنتًا، يمكنك أيضًا شراء فنجان قهوة.
    Bir fincan kahve bir çocuğun hayatını kurtarır ya. TED التي تنص على ان سعر فنجان قهوة قد ينقذُ طفلاً
    Arabayla geçerken tesadüf etti. Bir fincan kahvenizi içeyim dedim. Open Subtitles كنت ماراً من هنا أقود سيارتي وفكرت في احتساء فنجان من الشاي
    Bir fincan çay için, cine duyduğum heyecandan daha fazlasını duyuyorsun. Open Subtitles انت تتحامل علي من اجل فنجان شاي اكثر بكثير من ان افعل انا من اجل كاس من الجن.
    Bir fincan açık çayın bana zarar vereceğini sanmam, her ne kadar yanlış olsa da. Open Subtitles لا اظن فنجان شاي خفيف سيؤذينى، أياً كان الخطب
    Bir fincan kahve alabilir miyim lütfen? Open Subtitles أيمكنني الحصول على فنجان من القهوة, من فضلك ؟
    Jim evde asla iki fincan kahve içmez. Open Subtitles لم ياخذ جيِم أبداً فنجان ثان من القهوةِ في المنزل.
    Bir fincan çay, Kaptan Kabasakal, beklerken. Open Subtitles هنا فنجان من الشاي بالنسبة لك، كابتن بلوتو، وبينما كنت في انتظار.
    Komodinin üzerinde içinde kahve kalıntıları olan bir fincan vardı. Open Subtitles كان يوجد فنجان على التسريحه به بعض اثار القهوه
    Bir bardak suda fırtına koparıyorsun. Ortada hiçbir sorun yok. Open Subtitles انها مجرد زوبعة فى فنجان شاء الكثير من اجل لاشئ
    En azından bir bardak kahve içemememiz, kulağa çok garip geliyor. Open Subtitles يبدو جنوناً الا نتمكن علي الأقل من تناول فنجان قهوة معاً
    İçinde bulunduğu ortama göre çaydanlık, bardak ya da çiçek vazosu şeklini alabilir. TED اعتمادًا على الوسط الموجود فيه، يمكن أن يكون في إبريق الشاي، فنجان أو إناء الزهور.
    kahve falımda köprü çıkmıştı, sen olacağın aklımın ucundan geçmezdi. Open Subtitles تنبّأت في فنجان قهوتي بلقاء? ,? لكن، لم يكن سواك.
    fincanı tutup aynı kahve içer gibi konuşabilirim. Open Subtitles انظر, إني ممسك بهذا الفنجان كما تمسك انت فنجان القهوة ما الفرق؟
    Mesela kolunu ya da kahve fincanını kaldırmak, Yalan söylüyor demektir, değil mi? Open Subtitles ووضع حاجز مادّي، مثل ذراعك أو فنجان قهوة، يعني كذبة، صحيح؟
    Neden kahve içmek için zaman harcasın ki? Open Subtitles لماذا كان عليه لان يقضى وقتا فى شرب فنجان من القهوه
    Robert. Sana Kutsal Kâse'nin bir kap olduğunu mu söyledi? Open Subtitles (روبرت)، هل كان يخبرك أن (الكأس المقدسه) عباره عن (فنجان
    - Bir fincan kahveye vaktin var mı? - Seve seve. Open Subtitles إلديك مُتسع من الوقت لشرب فنجان من القهوة ؟
    Yani kahve bardağı içinde banyo tuzu değil. Open Subtitles إذن، أملاح الحمّام المعطّرة في فنجان قهوة ستكون... ليست الهدية المناسبة
    Bize verdiğin kahve fincanından parmak izlerini aldığımız kadın. Open Subtitles المرأه التي بصماتها علي فنجان الشاي عندك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus