"فيجب" - Traduction Arabe en Turc

    • Eğer
        
    • varsa
        
    • gerekiyor
        
    • zaman
        
    • gerek
        
    • gerekir
        
    • lazım
        
    • bunu
        
    • istiyorsan
        
    • onu
        
    • yüzden
        
    • zorunda
        
    • göre
        
    • istiyorsa
        
    • gerekecek
        
    Eğer bir silahımız varsa ruhsal sağlığımızı korumak için oldukça özen göstermeliyiz, böylelikle hastalık durumunda tetiği çekmeye meyilli olmayalım. TED إذا كنا نمتلك سلاحًا، فيجب علينا أن نلتزم بصرامة بالحفاظ على استقرارنا النفسيّ. لكي لا نسحب الزّناد خلال أوقات المرض.
    Bazı söylentiler kulaklarına gitmiş. Biliyorsun bunu tartışamayız. Onları geçiştirmen gerekiyor. Open Subtitles إنك تعلم بأننا لانستطيع مناقشة ذلك فيجب عليك أن تشتت تفكيرهما
    bunu anlayamıyorum çünkü Eğer salınımların durması gerekiyorsa o zaman salınımları durdurmalıyız. TED لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً.
    İçine her ne varsa çıkartılması gerek. Bir kaç anlaşma yapıyoruz. Open Subtitles مهما يكن مابداخله فيجب أن يخرج نحن نجري بعض الصفقات فحسب
    Araştırmada risk almak gerekir. Birileri bindiğin dalı kesmeye hazırdır. Open Subtitles عندما تبحث عن شيء مماثل فيجب أن يكون هنالك معارضون
    Eğer kayıp cephane varsa hemen güvenlik subayına söylemen lazım! Open Subtitles اذا فقد عتاد , فيجب ان تخبري قائدة القوات الان
    Şövalye... Eğer paranızı hemen şimdi almak istiyorsanız, bunun için dövüşmelisiniz. Open Subtitles أيها النبيل إذا تريد مالك الآن فيجب أن تحارب من أجلة
    Eğer bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan derhal buradan ayrılmamız gerekiyor. Open Subtitles اذا كنت تريد أن تتم الصفقة فيجب أن نغادر الآن
    Eğer bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan derhal buradan ayrılmamız gerekiyor. Open Subtitles اذا كنت تريد أن تتم الصفقة فيجب أن نغادر الآن
    Yani Eğer yaşamındaki bir şeyler durgunlaştıysa yani yaptıkların seni mutlu edemiyorsa o zaman neyin önemli olduğunu anlarsın. Open Subtitles لذا ,عندما تقف أمامك عواقب فى حياتك وأنت ترى ,أنك لم تعد سعيد بعملك فيجب أن تحدد الأفضل لك
    Tamam. İçeri girmeden önce tam olarak nereye gittiğinizden emin olmanız gerek. Open Subtitles حسنًا، قبل أن تدخلين فيجب أن تتأكدي بانكِ تعرفين إلى أين تذهبين..
    Hakkında Tüm l bakım Grand Design sürdürmektedir, ama bunu yapmak için, ben yakında papaz ruhunu iddia gerekir. Open Subtitles كل ما أهتم به هو أن أحافظ على الترتيب لكن لفعل هذا ، فيجب أن أحصد روح القسيس قريباً
    Ona dünyada en çok önemsediği şeyi vermeye hazır olman lazım. Open Subtitles فيجب عليك أن تتحضر لإعطائه أكثر شيء تحرص عليه في العالم
    Bu işin içine girmek istiyorsan, Ajan Scully bu bilgiyi ortağına derhal iletirsin. Open Subtitles إذا اردت إقحام نفسك, عميلة سكالي فيجب عليك توصيل هذه المعلومات للعميل مولدر.
    Bence bu iş bitene kadar sen de unutmalısın onu. Open Subtitles وأعتقد أنه حتى ينتهى هذا الامر فيجب عليك نسيانها أيضا.
    Biri,unutma ki ben bir politikacıyım... ...bu yüzden dışarıda bakanlarımla çalışmalısn... ...ve Kiribati halkının bunun iyi bir fikir olduğuna ikna etmelisn. TED الأول، أن تتذكر أنني رجل سياسة، فيجب عليك إذن أن تخرج و تعمل مع وزرائي لإقناع شعب كيريباتي أن فكرتك فكرة جيدة.
    Seni cennete götürmek istiyorlarsa beni de almak zorunda kalacaklar. Open Subtitles إذا أنهم يُريدونَك في الجنة، فيجب أن يأخذوني أيضاً معك.
    Büyük bir iş çıkardığına göre, daha iyi yemekler yemelisin. Open Subtitles بما أنك قمتِ بعمل كبير، فيجب أن تأكلي طعاما جيدا
    Eğer ondan bir an önce kurtulmak istiyorsa, onu çabuk almalı. Open Subtitles اذا كان يجب أن يتخلص منهم بسرعة فيجب أن يقبل السعر
    Bu yüzden herkesi paradan nefret etmeleri için ikna etmen gerekecek. Open Subtitles لذا فيجب أن تقنع الأخرين جميعا أن يبدأوا فى كره المال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus