Ve Hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | TED | و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي |
Bugün, size Hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته |
O uçağı çağırmak Hayatımda verdiğim en zor kararlardan biriydi. | TED | طلب تلك الطائرة كان واحدا من أصعب القرارات في حياتي. |
Hayatım boyunca hiç sözümden dönmedim. İkili oynayan bir doktor değilim. | Open Subtitles | أنا لا انقض وعد ابداً في حياتي أنا لا اخون الطبيب |
Bütün Hayatım boyunca bir bebeğim olsun istedim. Şimdi senin sayende olacak. | Open Subtitles | لم أرد في حياتي سوى أن أكون حاملاً و أصبحت كذلك بفضلك |
Hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. | TED | وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت. |
Anatomik olarak ilginç ama şimdiye kadar duyduğum en işe yaramaz bilgi. | Open Subtitles | ثدي تشريحية سَاحِر، لكن هذا أكثر معلومة عديمة الفائدة سَمعتُها في حياتي |
- Neden? Çünkü vadinin bu tarafında, Hayatımda gördüğüm en güzel atları yetiştiriyor. | Open Subtitles | لأنه على مسافة قليلة من الوادي لديه مجموعة من أجمل الخيول في حياتي |
Onların benim ailem olduğunu söylüyor, ben onları Hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | هي قالت إنهما والداي وأنا لم أرهما في حياتي من قبل |
Harika bir tenisçisin ve de Hayatımda gördüğüm en kötü sürücüsün. | Open Subtitles | إنك لاعبة تنس ماهرة إنك أسوأ سائقة سيارة رأيتها في حياتي |
Ben 15 yaşındayken sıradan bir gündü sıradan evimde ve sıradan Hayatımda bir şey beni balkonun kenarına itti. | Open Subtitles | الان , عندما كنت في الـ 15 و قد كان يوماً عادياً في منزلي المعتاد و في حياتي المعتادة |
Hayatımda bir gün bile hastaneye gelmemiştim bademciklerimin alındığı zamanı saymazsak. | Open Subtitles | لم اقضي يوما كاملاً في حياتي بالمستشفى باستثناء حين ازلت اللوزتين.. |
On dolarına bahse girerim ki bu kadını Hayatımda bir daha görmeyeceğim. | Open Subtitles | أراهنك بعشرة دولارات أني لن أري هذه المرأة مرة آخري في حياتي |
Hayatım boyunca bir kaç kuralı çiğnedim fakat hiç hapse girmedim. | Open Subtitles | لقد كسرت بعض القواعد في حياتي, ولكني لم أذهب أبداً للسجن |
Dürüst olmak gerekirse, böyle bir şeyi Hayatım boyunca görebileceğimi sanmıyordum. | Open Subtitles | صراحة لم أكن أتوقع أن أرى شيئا مثل هذا في حياتي |
Bu Hayatım boyunca yapmak zorunda kaldığım en zor şey. | Open Subtitles | أريد أسماءا هذا أصعب شئ توجب علي فعله في حياتي |
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Ciddi misin? | Open Subtitles | لم أكن في مثل هذه السعادة من قبل في حياتي |
Komutanım, bugün o hava üssünü geçerken Hayatım boyunca hiç bu kadar korkmamıştım. | Open Subtitles | سيدي، عبور المطار هذا اليوم.. لم أكن يوماً خائفاً هكذا في حياتي برمتها |
Hayatım boyunca hiç bir zaman bir amacım olduğunu hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أحس من قبل أنّي أحقق شيئاً مهمّاً في حياتي. |
Güzel sanatlar eğitimim hayatımın en iyi dokuz buçuk yılıydı. | TED | درجتي في الفنون كانت أفضل 9 سنوات ونصف في حياتي |
- Hiç bu kadar seksi bir kemancı görmemiştim. Gerçekten. | Open Subtitles | لم أرى في حياتي عازفة فيولين بهذا الجمال من قبل |
Arkadaşımın Hayatta olmasını ve ve hayatımla barışık olmayı yeğlerdim. | Open Subtitles | أفضّل أن أستعيد صديقي فحسب، وأن أمضي قدماً في حياتي. |
Çılgınca belki ama bu kız hayatıma giren en güzel şey | Open Subtitles | إنّه هبل، أقسم بأني لم أتحدث بجد هكذا في حياتي بأسرها |
Böylece tam olarak iki hafta önce kesinlikle hayatımın en olağanüstü seyahati olan, Ağabeylerle 6 hafta geçirdikten sonra geri döndüm. | TED | منذ حوالي أسبوعين عدت بعد قضاء ستة أسابيع مع الأخوان المسنين الأمر الذي كان بشكل واضح الرحلة الأكثر إثارة في حياتي |
Şu yalnız yaşamımda, birkaç saati birlikte geçirebileceğim bir arkadaş ihsan eyle. | Open Subtitles | أي رفيق مؤقت ليساعدني فى قضاء بضعة ساعات قصيرة في حياتي الوحيدة |