- Günaydın efendim. - Kahve alabilir miyim lütfen, Bayan Patterson. | Open Subtitles | صباح الخير سيدي أريد قهوة من فضلك سيدة بيترسون |
- Hafifletme. Merkezin kahvesi kıç deliğinden petrol çıkartma gibi. | Open Subtitles | هذا تلطيف، تشبه قهوة المركز سحب نفط من مؤخرة أحد. |
Yemek de içkiye İçki de tekrar kahveye... | Open Subtitles | وبعد ذلك تَحوّلتْ مشروباتُ إليها، حَسناً، قهوة ثانيةً. |
Soğukta yatıp, çiğ et ve balık yiyebilirim ama sıcak kahveyi özlüyorum. | Open Subtitles | حَسناً , يمكنني ان انام بالبرد وحتى ان آكل لحما اوسمكا نيئا ولكن لااستغني عن قهوة المساء الساخنة |
Daha geçen hafta latte'yi bile bilmezken şimdi ocakçı oldu. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي لم يسمع بقهوة الاتيه الآن هو عامل قهوة |
Buraya bir espresso ve latte alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | يمكن أن أحصل على قهوة سادة وقهوة بحليب هنا ,رجاء؟ |
Çok sıcak. Buzlu Kahve ister misin? Buzlu kahve yapacağım. | Open Subtitles | الجو حار أتود قهوة مثلجة سأعد كوباً من القهوة المثلجة |
- Buraya sadece siz ve Paul Allen'i sormaya geldim. - Kahve ? | Open Subtitles | عندي فقط بعض الأسئلة عن بول ألين وعنك هل تريد قهوة ؟ |
- Kahve, plajlar, vahşi hayat parkları... | Open Subtitles | موافقة، موفقة هيّا، قهوة ممتازة شواطئ جميلة |
Ben yukarı çıkıyorum. İçecek bir şey alır mısın? - Kahve? | Open Subtitles | سوف أذهب هل أحضر إليك شيئاً لتشربه, قهوة , شاى؟ |
- Hafifletme. Merkezin kahvesi kıç deliğinden petrol çıkartma gibi. | Open Subtitles | هذا تلطيف، تشبه قهوة المركز سحب نفط من مؤخرة أحد. |
Ayılan her sarhoş Webster kahvesi içecek. | Open Subtitles | فى كل مرة عندما يستيقظ شخص ما سيشرب من قهوة ويبستر |
Ayılan her sarhoş Webster kahvesi içecek. | Open Subtitles | فى كل مرة عندما يستيقظ شخص ما سيشرب من قهوة ويبستر |
Bugün süper boyda kahve günü. Damardan kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا صباح قهوة طائرة الجمبو أنا أريد القهوة في الوعاء الكبير |
kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا حتى لا يمكنني أن ألقى نظر خاطفة صغيرة أحتاج قهوة |
Aptal! Sıcak kahveyi heryerime dökecektin? | Open Subtitles | هل انت غبى لقد كنت ستوقع قهوة ساخنة عليا |
Bir keresinde başkan yardımcısının başka birinin "latte"sini aldığını gördüm. | Open Subtitles | في إحدى المرات رأيت نائبة الرئيس تأخذ قهوة شخص آخر. |
Sana bir espresso daha alayım. Sütü fazla olsun mu? | Open Subtitles | سأحصل على قهوة سادة مرة أخرى قهوة بحليب أكثر؟ |
Kahve ister misin? | Open Subtitles | هل تريد قهوة ؟ أجل ، أريد قهوة بحليب منزوع الدسم. |
Bir fincan kahve, otobüs biletiyle aynı fiyata. Ama yürüyerek dönebilirim. | Open Subtitles | احتساء كوب قهوة يكلّف ثمن تذكرة الحافلة، لكنّي أستطيع العودة مشياً |
Şimdi jüriler ölçüp biçerken, arkada herkese kahveyle lokma tatlısı servisi yapılacak. | Open Subtitles | لدينا الآن في الخلف قهوة وكعك للجميع حتى ينتهي المحكمون من التصويت |
kahvesine 3 şeker unutma ve son günün dergilerinin sıralı olmasını seni bekliyorum ve hazırlığa başlıyorum | Open Subtitles | وثلاثة أقداح قهوة بقليل من الحليب شديدة السخونة |
Sabah kahvem ve çapraz bulmacamla aramda büyük bir merdiven ve kanca duruyor. | Open Subtitles | من اول كوب قهوة والكلمات المتقاطعة اليس لديك منزل ياجون؟ |
Bu sıcak suyun içine atacak poşet çay veya Kahveniz yok, değil mi? | Open Subtitles | ألديكِ أي كيس شاي أو قهوة مطحونة أضعها في الماء الساخن؟ |
Kahven çok güzeldi. | Open Subtitles | أنها تستحق الكثير أنتِ تصنعين قهوة جيدة جداً. |
O kadar sıcak ki, serinlemek için McDonald's kahvemi üstüme döktüm. | Open Subtitles | حار جداً لدرجة أنني سكبت قهوة ماكدونالدز على جسمي لتبريده |
- bir kahve buraya, iki tane de götüreceğim. - Tamamdır. | Open Subtitles | ـ أريد قهوة واحدة هنا، واثنان أخذهما معي ـ لك ذلك |