"كان عليّ أن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda kaldım
        
    • zorundaydım
        
    • gerekiyordu
        
    • gerekirdi
        
    • gerekti
        
    • olmalıydım
        
    • lazımdı
        
    Az önce 48 yaşında bir kadına öleceğini söylemek zorunda kaldım. Open Subtitles كان عليّ أن اخبر امرأة في 48 من عمرها انها ستموت
    Gidecek kişi sayısını azaltmak zorunda kaldım ve sen gelemiyorsun. Open Subtitles كان عليّ أن أُخفّض عدد الطلاب المسافرين وتوجّب حذف اسمك
    Doğru şeyi yapmakla başarılı olmak arasında seçim yapmak zorundaydım. Open Subtitles كان عليّ أن أختار بين فعل الشئ الصحيح وأن أنجح
    Ama kendi yoluna gitmek istemiştim ve bende buna izin vermek zorundaydım. Open Subtitles لكن عليك أن تكمل طريقك، و كان عليّ أن أدعك تترك المنزل
    Dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu, değil mi efendim? Open Subtitles كان عليّ أن أفعل شيئاً لكيّ أبرز. أجل، فعلتُ ذلك، سيدي.
    Düşünmem gerekirdi, o, bu evdeyken yoluna çıkmamak en akılcısı. Open Subtitles كان عليّ أن أعرف أنه في مثل هذا الوقت كان من الحكمة أن أبقى بعيدةً عنك حين يكون في المنزل
    beni biraz onaylaman için.. ölmem ve tekrar dirilmem gerekti. Open Subtitles كان عليّ أن أموت وأحيا من جديد كي تقدّرني قليلاً
    İncinmiş benliğimin filmini çektirmek için hastaneye gelmek zorunda kaldım. Open Subtitles كان عليّ أن أتفقد المستشفى بنفسي كيّ أرى الأمور بعيني
    Ben yatakta onu beklemek zorunda kaldım, çıplak ve yüzükoyun. Open Subtitles كان عليّ أن أنتظره في السرير, عارية ونائمة على بطني
    Bella huzursuzlanmaya başlamıştı ve onu günde on kez kontrol etmek zorunda kaldım. Open Subtitles أصاب الأرق بيبلا و كان عليّ أن أطمأن عليها عشر مرات في اليوم
    Bu yüzden geride bıraktığı yumurtaların üzerine oturmak zorunda kaldım. Open Subtitles لذا, كان عليّ أن أجلس على البيض الذي تركته خلفها
    Henry bir tuzak kurdu diye endişeleniyordum... - ...ama bu riski almak zorundaydım. Open Subtitles كُنتُ قلقة من أن هنري يعُدُ فخ ، لكن كان عليّ أن أجازف.
    Bizi korumayı öğrenmek zorundaydım aynı seni korumaya çalıştığım gibi. Open Subtitles كان عليّ أن أتعلم كيفية حمايتنا كما أحاول حمايتكِ الآن.
    Haklı olduğumu, özel birisi olduğumu ona kanıtlamak zorundaydım işte. Open Subtitles كان عليّ أن أثبت أني كنت محقاً ومميزاً، هل تعلمين؟
    İyileşmem pek mümkün olmadığından yeni gerçekliğimi kabullenmek zorundaydım. TED بينما كنت أقرب إلى عدم تحسن حالتي أبدًا، كان عليّ أن أقبل واقعي الجديد.
    İş dolayısıyla Colombiya'ya gelmem gerekiyordu... ve uğramadan gitmek istemedim. Open Subtitles كان عليّ أن آتي الى كولومبيا في عمل ولم أرد ان اغادر دون ان أمرّ هنا
    Yarım saat önce işyerinde olmam gerekiyordu. Open Subtitles كان عليّ أن أعود إلى مقر عملي منذ نصف ساعة.
    Her dakika annemle ilgili bir şey yapmam gerekiyordu. Open Subtitles أشياء لأفعلها كل دقيقة كان عليّ أن أفعلها مع أمي
    Yıllar önce teklifler çığ gibiyken bırakmam gerekirdi ama burada çok rahattım ve... Open Subtitles ربما كان عليّ أن أغادر منذ سنوات عندما كانت العروض تنكب عليّ لكن المكان مريح جداً هنا لقد رفضت عروض عمل رائعة
    Adamı yakalasaydım, bana ateş edeni ne yapmam gerekirdi? Open Subtitles لو كنت قد أمسكت الرجل؟ مطلق النار. ماذا كان عليّ أن أفعل؟
    Bu yüzden birkaç panele bölmem gerekti, paneller 3 metre boyunda ve 7.5 metre genişliğinde. TED ولذلك كان عليّ أن أقسمها إلى عدة ألواح طول كلٍ منها 10 أقدام وعرضها 25 قدم.
    Belki bir tarihçi olmalıydım ya da belki bir muhabir. TED ربما كان عليّ أن أصبح عالمة تاريخ أو ربما صحفية.
    Bakın, olay şu: Altımda çalışan 130 polisin, toplumun işgalcileri olmak yerine ortakları olmaları için bir yol bulmam lazımdı. TED أترون، هذا ما أتكلم عنه: كان عليّ أن أجد طريقة لتحويل 130 شرطيا تحت قيادتي من محتلين للمجتمعات إلى شركاء لهم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus