"كان لديّ" - Traduction Arabe en Turc

    • vardı
        
    • yoktu
        
    • sahiptim
        
    • işim
        
    • tane
        
    • olsaydı
        
    • olsa
        
    • varsa
        
    • Bende
        
    • Elimde
        
    Hizmet etmek bir onurdu. Her zaman çok iyi rol modellerim vardı. TED وأعتبر هذه الخدمة امتيازًا، ولكن كان لديّ دائمًا أفضل قدوتين يحتذى بدورهما.
    Neyse, dediğim gibi, bana eşlik eden çok insan vardı. Open Subtitles على أيّ حال ، مثلما قلت كان لديّ صحبة كبيرة
    İtiraf etmeliyim ki, birlikte çalıştığımız için, bazı beklentilerim vardı. Open Subtitles يجب أن أعترف، كان لديّ بعض التحفظات بشأن عملنا سوياً،
    Bu hafta doktorumla randevum vardı ve ben çok emindim. Open Subtitles كان لديّ موعد هذا الأسبوع مع طبيبي، وكنتُ متأكدة جداً
    Yapacak bir sürü işim vardı, yine de fazla şikayet etmiyordum. Open Subtitles كان لديّ طن من العمل لاقوم به لذا لم أشتكي كثيراً
    Biliyor musun, her zaman sana karşı içimde bir şeyler vardı. Open Subtitles أنتِ تعرفين أنّه كان لديّ إنجذاب إليكِ على الدوام، أليس كذلك؟
    Geçen hafta 10 gönüllüm vardı. Bu hafta ise hepsi bıraktı. Open Subtitles كان لديّ عشرة متطوّعين الاسبوع المنصرم، و هذا الاسبوع انسحبوا جميعاً.
    Öğrenci Birliği Barlarında bir adamla tanıştığımda zaten bir sevgilim vardı. Open Subtitles كان لديّ صديق حميم بالفعل. عندمـا قابلت شاب بأحدي مباني الجامعة.
    Benim de eskiden arkadaşlarım vardı. Pazar günleri futbol izlerdik. Open Subtitles كان لديّ أصدقاء، كنّا نشاهد مباريات كرة القدم أيّام الأحد.
    Bana olan sevgini arttırabilmek için sadece hafta sonları vardı. Open Subtitles لقد كان لديّ فقط كل عطلة أسبوع لأجعلكِ تحبيني أكثر
    Glokom ya da onun gibi bir şey için doktor reçetem vardı. Open Subtitles كان لديّ ورقة مُلاحظة من الطبيب، لمرض زُرقة العين أو ما شابه.
    Sizin haberiniz yoktu ama o gün de kamyonette ceset vardı. Open Subtitles أنت لم تعرف، لكن لقد كان لديّ جثة بالسيارة بذلك اليوم
    Buraya gelmeden önce eski bir televizyonum vardı, 3 kanalı gösteren. Open Subtitles قبل أن آتي لهنا، كان لديّ تليفزيون قديم، به ثلاثة قنوات.
    Ancak ilgilenmem gereken bir kardeşim vardı ve kampın her günü ağladı. TED لكن كان لديّ أختى الصغيرة التى يجب أن أعتني بها وقد كانت تبكي كل يوم من أيام المخيم الصيفي
    O zamanlar bir ofisim vardı, bir gecekondu mahallesinin sınırındaydı, yani ofisi ve şehirdeki bu gecekondu mahallesini ayıran bir duvar vardı. TED كان لديّ مكتب تلك الأيام مجاور لحي فقير، حي حضري فقير، كان هناك حائط فاصل بين مكاتبنا والحي الفقير.
    Benim bisikletim vardı, onun ise çok az yiyeceği vardı. TED كان لديّ دراجة، وكان لديه بالكاد الطعام.
    Komutamda binlerce ağır silahlı adam ve uçak vardı. TED كان لديّ الآلاف من الرجال المدججين بالسلاح وطائرة تحت أمري.
    Evet, ben de elimden geleni yaptım ve kanunun verdiği yetkiye de sahiptim. Open Subtitles لقد فعلتُ ما بوسعي و كان لديّ سلطة قانونية أيضاً.
    -severek -sağol bir tane yeterli ben genç bir adamken, hemşirelerin şirin olduğuna dair bir izlenim vardı bugün ise pek gerçekçi yanı yok -kolunuzdan tutayım -tamam Open Subtitles واحدة تكفى عندما كنت شاباً كان لديّ انطباع بأن تلك الممرضات كانت جميلات حسناً ، الأكثر واقعية أننا اليوم
    Biraz aklım olsaydı, şunu çıkarır çöpe atardım ve her şey biterdi. Open Subtitles لو كان لديّ أي إدراك، لأخذت هذا الشيء و رميته في النفايات
    Nerede? Elimde uyuşturucu olsa bu pire yuvasında kalır mıydım? Open Subtitles لو كان لديّ مخدرات تعتقد أنّني سأقع في فخكما ؟
    Şuradaki kadın bana 1 milyon doların varsa neden burada çalışıyorsun diye sordu. Open Subtitles تلك المرأة سألتني للتّو، إن كان لديّ مليون دولار، لمَ عساي أعمل هنا؟
    Bak şimdi, eğer senin maharetlerin ve işin Bende olsa tertemiz vurgun yapardım. Open Subtitles كما ترين الآن، لو كان لديّ مهاراتك هذه، ووظيفتك، بإمكاني أن أربح الكثير.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus