"كان يعرف" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyordu
        
    • biliyor
        
    • biliyormuş
        
    • tanıyordu
        
    • biliyorsa
        
    • bilebilirdi
        
    • bilirdi
        
    • tanıyor
        
    • farkındaydı
        
    • tanıdığını
        
    • bildiği
        
    • bildiğini
        
    • bilen
        
    • tanıyıp tanımadığını
        
    • bilmiyordu
        
    Sana yeni bir silah almak istiyordum. Onlarla ilgili her şeyi biliyordu. Open Subtitles كنت اريد شراء بندقية جديدة لك, وهو كان يعرف كل شئ عنها
    Durumun meşum olduğunu biliyordu ve kendi kendisine baş etmeye karar verdi. Open Subtitles كان يعرف بأن حالته متازمة و قرر بان يتعامل معها بقسوة بمفرده
    Anubis tüm bu gezegenlerin adresini biliyordu ve asla bulamamıştı. Open Subtitles أنوبيس كان يعرف عناوين كل تلك الكواكب ولم يجده أبداً
    Neyse günün en büyük haberi acaba o evin tarihini biliyor mu? Open Subtitles أنه خبر اليوم بالنظر الى تاريخ القصر لا اعلم أذا كان يعرف..
    Oh, sanki olacakları biliyormuş gibiydi... kalp krizi geçirmeden hemen önce, Open Subtitles يارجل, كما لو أنه كان يعرف. يارجل, كأنما, قبل النوبة القلبية،
    Dizzy Gillespie adında bir adam burada çalmaya geldi, çünkü şurada oturan, Marty Ashby adındaki adamı tanıyordu. TED و حضر رجل يدعى ديزي جيليسبي ليعزف هناك لانه كان يعرف هذا الرجل هنا مارتي اشبي.
    - Sevgilin de güvenli olmadığını biliyordu! - Baban da biliyordu. Open Subtitles . حبيبك يعرف أنه ليس آمن . والدك كان يعرف أيضا
    Evrim fikrinin, bir bütün olarak birçok yeni soru ürettiğini çok iyi biliyordu. Open Subtitles كان يعرف جيدا أن فكرة التطور في حد ذاتها طرحت أسئلة كثيرة. ‏
    Bana hiç bahsetmediği ilişki bu da çok garip çünkü bence biliyordu. Open Subtitles والتي لم يخبرني عنها وما هو غريب لأني أعتقده كان يعرف بها
    Ümit her şeydir ve benim oy verdiğim Başkan bunu biliyordu. Open Subtitles الأمل هو كلّ شيء و الحاكم الذي إنتخبته كان يعرف ذلك
    Bunu için için hep biliyordu. Şimdi kanıtı da var. Open Subtitles لقد كان يعرف هذا من داخله و الأن وجد الدليل.
    İşkence edilmiş. Muhtemelen şekil değiştirenin öğrenmek istediği bir şeyi biliyordu. Open Subtitles تعرّضَ لتعذيب، لذا لا بدّ أنّه كان يعرف شيئاً أراده المتحوّل.
    Ama o akşam hakkında çok fazla şey biliyordu gazetede yazmayan şeyler. Open Subtitles ولكنّه كان يعرف الكثير عن تلك الليلة، أمور لم تكن في التقارير.
    Lycanlar ondan her ne istiyorsa... oğlun bunun uğrunda ölmeye değer olduğunu biliyordu. Open Subtitles مهما كان مايُريده الـمُستذئبين منها إبنك كان يعرف بإنه يستحق الموت من أجلها.
    Teksas'ta yeniden mahkeme talep etmenin ne kadar zor olduğunu biliyor olmalı. Open Subtitles أيا كان يعرف كيف هو صعب الحصول على إعادة محاكمة في تكساس
    Onları kazıp çıkaran kişi, gömüldükleri yeri tam olarak biliyormuş. Open Subtitles أياً كان من نبش تلك القبور كان يعرف تحديداً مكانها
    Newsweek'e kapak oldu. Herkesi tanıyordu. Her şeyi yaptı. Open Subtitles لقد صنع غلاف أخبار الأسبوع، و كان يعرف كل الأشخاص، و يفعل كل الأشياء.
    Nerede olduğumuzu biliyorsa... biz de onun nerede olacağını çok iyi biliyoruz. Open Subtitles ..حسناً ،إن كان يعرف أين نحن فنحن نعلم بكل تأكيد أين سيكون
    Yani peçete katlamanın 90 yolu olduğunu kim bilebilirdi ki? Open Subtitles أعني، من كان يعرف أن هناك 90طريقة لطوي منديل المائدة؟
    Çürümüş ceset kokusuna bu kadar alışacağımı kim bilirdi ki. Open Subtitles من كان يعرف أني سأصبح معتاد على رائحة الأجساد المتعفنة؟
    Hayır ama bir adamın tecavüzüne uğrayan ve soyulan birisini tanıyor. Open Subtitles كلاّ ولكنه كان يعرف شخصا تمت سرقته واغتصابه من قبل رجل
    Devam edebilmek için daha genç ve havalı birine ihtiyacı olduğunun farkındaydı. Open Subtitles كان يعرف أنّه يحتاج لإيجاد شخص أصغر سناً ومُضحكاً لو أراد النجاة.
    Bir tanesini gören birini tanıyan birini tanıdığını söylüyor. Neyi gören? Open Subtitles قالت إنها عرفت شخصاً كان يعرف شخصاً أخر رأى واحداً منهم
    bildiği bütün isimleri, tarihleri, hesap numaralarını, para miktarını... o deftere yazdı. Open Subtitles كان يعرف أسماء وتواريخ ومال وأرقام حسابات
    Bay Dixon'ın neyi beklediğini bildiğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن ان السيد ديكسون كان يعرف ما يتوقعه
    - Teşekkür ederim, Lorraine. - Siz bir Rus casusunu değil Susan Atwell'in metresiniz olduğunu bilen birini arıyorsunuz. Open Subtitles أنك لا تطارد جاسوس، لكنك تطارد الشخص الذي كان يعرف عشيقتك.
    Kocana ısıtma işlerinde anlayan birini tanıyıp tanımadığını sordum. Open Subtitles سألت زوجك إن كان يعرف شخصاً ليصلح المدفأة
    Aslında ayrıntıları kimse bilmiyordu... ama kusursuz olacaktı. Open Subtitles .في الواقع ,لا أحد كان يعرف التفاصيل لكنها كانت عملية رائعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus