"كلّ شيءٍ" - Traduction Arabe en Turc

• her şeyi
• Her şey
• her şeyin
• hepsi
• her şeye
• tüm
• Herşey
• her şeyini
• herşeyi
• her şeyimi
• her şeyden
• Her seyi
• kadar mı

Anlıyorum. O zaman sekreterini arayıp, her şeyi onunla ayarlarım, olur mu? Asistanım!
أتفهم ذلك، لذا هلّ ليّ، أنّ أتصل بأمينة مكتبكَ لأرتب كلّ شيءٍ معها؟

Bana burası hakkında bildiğin her şeyi anlatacaksın, hem de hemen.
سوف تُخبرني كلّ شيءٍ تعرفه عن هذا المكان، أنت ستُخبرني الآن.

Ama şu gerçeği kabul etmelisin ki hayatta Her şey istediğin gibi gitmez.
في الحياة، عليك أن تقبل حقيقة أنّ كلّ شيءٍ لا يسير كما تودّ.

Onun hakkında Her şey var. Tıbbi kayıtlar eski mahkeme evrakları.
إنّ لديها كلّ شيءٍ فيما يخصّه، السجلّات الطبيّة وكافة المستندات القضائيّة.

Oraya git ve her şeyin doğru bağlandığından emin ol.
و هذه انزل و تحقّق أنّ كلّ شيءٍ مثبّتٌ بإحكام

Şimdi size söylediği ve bize yardımcı olacak her şeyi öğrenmeliyim.
أحتاج أن أعلم كلّ شيءٍ أخبركما به، أيّ شيء بإمكانه مساعدتنا.

Geçen ay büyük bir fırtına yaşadık, her şeyi mahvetti.
لقد جاءتنا عاصفة كبيرة هنا بالشهر الماضي، وافسدت كلّ شيءٍ.

Bu örtünün üstündeki her şeyi gelecek olarak düşün. Oldukları yeri.
فكّر في كلّ شيءٍ على قمّة هذا الغطاء كالمُستقبل، حيث يتواجدون.

her şeyi tek başına yapmaya kararlı bir şekilde çekip gitmişti ama...
،لقد عزم على فعل كلّ شيءٍ لوحده وقد ذهب إلى مكانٍ ما

Çünkü hatırlarsanız, insanların tarih boyunca yazdığı her şeyi okuyacaklarını söylemiştim.
لأنَّ الروبوتاتِ كما أخبرتكم ستقرأُ كلّ شيءٍ قامَ البشرُ بكتابته. ومعظمُ ما نكتبُ عنهُ هو قصصٌ عن أناسٍ يرتكبون أخطاءً

Bu beni üzüyor çünkü o benim için her şeyi yapardı.
وذلك يُؤلمني، لأنّه مستعدٌ لفعل كلّ شيءٍ من أجلي

Seni bu yere ben yönlendirmiş oldum. Her şey benim istediğim gibi gelişti.
لقد قُدتُكَ إلى هنا، إلى هذا المكان لقد حدثَ كلّ شيءٍ كما أردتُ.

Eğer Her şey yolunda giderse onlar geldiğinde cesedi bulup polisi çağıracaklar ve senin de geçerli sebebin olacak.
عندما يأتون ليروا لو كان كلّ شيءٍ على ما يُرام، فإنّهم سيجدون الجثّة، ويتّصلون بالشرطة، وسيكون لديكِ سبب مُحتمل.

Yaptığım Her şey, verdiğim her karar başıma gelen her kötü ve harika şey beni tam da buraya getirdi, bu ana, senin yanına.
كلّ شيءٍ قمتُ به، وكلّ خيار اتخذته، وكلّ شيءٍ فظيع ورائع حدث لي على الإطلاق، كل ذلك قادني إلى هنا، إلى هذه اللحظة معكِ.

Diğer Her şey aynı kaldığında örneğin kötü yiyecekler, kirli su, hijyensiz ortam yani insanı hasta edebilecek diğer Her şey.
بينما بقي كلّ شيءٍ آخر على حاله كالتغذية السيئة والمياه غير النظيفة والمرافق الصحية غير المناسبة أيّ كلّ العوامل المسببة للأمراض

tüm uygarlığımız, değer verdiğimiz Her şey zekamıza dayanıyor.
الحضارةُ البشريّةُ بأكملها و كلّ شيءٍ ذو قيمةٍ لدينا تمَّ بفضلِ ذكائنا نحن.

İkiniz bir araya geldik diye neden her şeyin rayına gireceğini sandıysam...
لماذا أفترض أنّه لمجرّد عودتنا لبعضنا سيكون كلّ شيءٍ على ما يرام؟

Saydıklarının hepsi de her gün yapmayı... sevdiğim şeylerdir.
كلّ شيءٍ قلتهِ للتو هو شيئي المفضل لأفعله كلّ يوم

Suyu kontrol edersen, her şeye hâkim olursun.
إن سيطرتَ على الماء، فبإمكانكَ السيطرةُ على كلّ شيءٍ.

Bir kaç gün onu evde besle... Ve Herşey yoluna girecek!
سنطعمهُ بضعة أيام في المنزل، وسيكون كلّ شيءٍ على ما يرام.

Senin her şeyini seviyorum hapşırdığında yüzünde yaptığın korkunç şekli bile.
أحبّ كلّ شيءٍ فيكِ، حتّى الوجه المخيف الذي يظهر عندما تعطسين.

Gözümü o açtı. Şimdi herşeyi görüyorum.
ساعدني على فتح بصيرتي يمكنني رؤية كلّ شيءٍ بوضوح الآن

Dizüstümü, disklerimi, tüm verilerimi, her şeyimi aldınız.
يُمكنك الحصول على حاسوبي المحمول، وكلّ أقراصي الصلبة، وكلّ بياناتي، كلّ شيءٍ.

Emin misin? İnandığın her şeyden bir hayalet yüzünden mi vazgeçiyorsun?
أوَاثقٌ أنّكَ ترغب بالتخلّي عن كلّ شيءٍ للإيمان بذات شبحٍ؟

Her seyi açiklamam gerek biliyorum ama dogrusunu istersen zamanima yazik.
أعتقد أنّ بإمكاني تفسير كلّ شيءٍ لكما، ولكن بصراحة، أنتما لا تستحقّان ذلك الوقت.