Fakat, Bu kadar çok kişinin hayatı tehlikede olunca, başka çaresinin olmadığını düşündü. | Open Subtitles | ,ولكن بسبب المخاطرة بحياة كل هؤلاء كان يشعر أنه مقيد ولا شيء بيده |
Bu kadar insanı Çarşamba gecesinde nereden buldun da buraya getirdin? | Open Subtitles | ماذا فعلت للحصول على كل هؤلاء الناس هنا في ليلة الأربعاء |
Bütün o yumurtalar, kistler, bakteriler, virüsler... Hepsi bir gram insan dışkısı içinde bir yerden bir yere taşınabilirler. | TED | كل هذه الأمور مثل البيوض، الأكياس البكتيريا و الفيروسات ، كل هؤلاء ينتقلون في جرام واحد من البراز البشري. |
Yani UCW'ye gidiyorsun, Bütün o mezun öğrencilerle birlikte konferans salonuna oturuyorsun, ve, ne oluyor, sana mı asılıyorlar? | Open Subtitles | حسنا انت تزهبين الى الجامعه وتجلسى فى قاعه المحاضرات مع كل هؤلاء الطلبه وماذا بعد ذلك هل يكتشفو شخصيتك |
Tüm o kadınları bir yerde toplamak yetenek ister. Yetenek budur işte. | Open Subtitles | يتطلب الأمر الموهبة لجمع كل هؤلاء الفتيات في مكان واحد، تلك موهبة |
Ama yarın gece, tünelde o kadar adamla birlikte... kesin bu sefer aklımı kaçırırım... ve her şeyi berbat ederim. | Open Subtitles | لكن ليلة الغد فى النفق مع كل هؤلاء الرجال أخشى أننى ربما هذة المرة سأفقد رأسى وأفسد خطة الهروب للجميع |
Bu kadar adamı indirmek için, birden fazla adamın olmalı. | Open Subtitles | كان هناك لتكون أكثر الرماة للحصول على كل هؤلاء الرجال. |
Annem ve babam Bu kadar insanın önünde bana bağıramaz, özellikle patronunun yanında. | Open Subtitles | أبي وأمي لن يصرخا في وجهي أمام كل هؤلاء الناس خصوصا أمام مديرها |
Kızım, açıklandıktan sonra Bu kadar insan sessizce oturur mu burada sence? | Open Subtitles | يا رجل أتظنين ان كل هؤلاء الناس سيجلسون بهدوء هنا بعدما اعلنوه؟ |
Elimizden geleni yaparız ama etrafta Bu kadar insanla, söz veremem. | Open Subtitles | سنقوم بأفضل ماعندنا، مع وجود كل هؤلاء الناس لا أعدكم بشيء |
Ama sen onun değil, Bütün o diğer kadınların peşinden gittin. | Open Subtitles | بأستثناء انك لم تذهب خلفها لقد ذهبت خلف كل هؤلاء النساء |
Bütün o insanlar neden Şu an evimdeler bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدي أن تعرفي لماذا كل هؤلاء الناس في منزلي حالياً؟ |
Bütün o hanımlar ve eğlence varken mi? | Open Subtitles | مع كل هؤلاء الآنسات و كل هؤلاء الفتيات ؟ |
Tüm o insanlar buraya aynı anda nasıl getirilebilir ki? | Open Subtitles | كيف تجمع كل هؤلاء الناس هنا في وقت واحد ؟ |
Bak, eğer Tüm o çocuklar birbirlerine karşı bu sihiri kullanıyorlarsa, | Open Subtitles | لو أنّ كل هؤلاء الأطفال يَستخدمون التَعاويذ السحريّة ضدّ بعضهم البعض، |
Kağıt üzerinde, Tüm o adamlar dini bir şirket değil mi? | Open Subtitles | على الورقة , كل هؤلاء الأشخاص يعملون أعمال دينية , صحيح؟ |
o kadar insanla çalışıyorsun, hepsi senin yanından geçip gidiyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الرجال الذين تعملين معهم يمرون بكِ مرار الكرام. |
Sen buraya gelmeden önce, ...Şu anki tüm müşterileri ben getirdim firmaya. | Open Subtitles | قبل أن تتوظفي هنا، كنت أنا من حصل على كل هؤلاء العملاء. |
Etrafında sürekli onca general, senatör ve önemli politik kişiler varken önceden olduğu gibi sıradan olmak, onun için daha zor artık. | Open Subtitles | حسناً ، من الصعب عليه أن يكون بسيطاً مثلما كان مع وجود كل هؤلاء الجنرالات و الشيوخ و الطلقات السياسية يتسكعون حوله |
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı bütün bu insanlarla oluşan bağdı. | TED | وكان احد الاشياء المحورية التي حدثت هي التواصل مع كل هؤلاء الاشخاص |
Bunların hepsi lisansüstü öğrencileri. | TED | و إلى أين ذهبوا . لذا كل هؤلاء الطلاب واصلوا دراسات عليا |
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت تسقطني، دعنا نكون واضحون، أمام كل هؤلاء الرجال أنت ليس هنا لتحصل على جولي مورجان خارجا |
Sen yeşil olursun, bunca adam gelip seni öldürür... ben de otopsi yaparım. | Open Subtitles | اذا تحولت الى رجل أخضر سيأتي كل هؤلاء الرجال لقتلك وأنا أُشرّحُ الجثّةَ |
Bu sevikayata yapılacak bi baskından sonra herkes gizlenmeye başlayacak | Open Subtitles | الامساك بهذه الكمية الآن ستجعل كل هؤلاء الرجال يهربون مختفين |