Eğer aradığın biz değilsek, o hâlde doğru yerde değilsin. | Open Subtitles | إن كنت لا تبحث عنّا، فلقد أتيتَ إلى المكان الخطأ. |
Eğer sizin için sorun olmazsa geçidi arama çalışmalarına katılmak isterim. | Open Subtitles | إن كنت لا تمانع، أود الانضمام لفريق التنقيب لإيجاد البوابة الثانية |
Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir. | TED | لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث. |
Charlie, sence mahsuru yoksa almak istediğim bir parça daha var. | Open Subtitles | شالى هناك شىء احب ان ااخذه معى اذا كنت لا تمانع |
Aslında senin için sakıncası yoksa, biraz özel bir konuşma yapıyorduk. | Open Subtitles | في الحقيقة، أننا نقيم حفلة خاصة هنا إذا كنت لا تمانع |
Ben hâlâ yardımcıyken, beni kanatlarının altına aldığında ne söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | عندما كنت لا ازال معاونه ..اخذتني تحتجناحك. هل تذكر ما قلته لي؟ |
Ben sadece Bana hâlâ kızgın mısın diye merak ediyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتساءل فحسب عمّ إذا كنت لا تزال غاضباً مني؟ |
İstemediğin bir şeyi yemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لم يكن لديك أي شيء للأكل كنت لا ترغب في ذلك. |
Belki farkında değilsin ama yasak yere park etmişsin. | Open Subtitles | سيارتك في منطقة المعاقين ، إذا كنت لا تلاحظ |
Alan, eğer istemiyorsan kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ألان، ليس من الضروري أن تبقى إذا كنت لا تريد. |
Eğer sorun olmazsa senin üzerinden bir şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا كنت لا تمانع فأريد أن أطلعكً على أمرِ ما |
Hepsi yazılı hâlde yani eğer sorun olmazsa belki bir göz atabilirsiniz. | Open Subtitles | جميعها مكتوبه لذا ان كنت لا تمانعين ربما يمكننا القيام بذلك سوية |
Her neyse, Chris, Bana burada yardım edebilirsin, zahmet olmazsa. | TED | على أية حال، كريس، تستطيع مساعدتي من هنا، إذا كنت لا تمانع. |
Onca zaman bunu tek başına nasıl yaptın, hiç anlamıyorum. Genellikle kırpma makasıyla. | Open Subtitles | من كان يقوم بقص شعرك طوال ذلك الوقت كنت لا اقوم بحلقه عادتآ |
hiç mantıklı değil. Bak bu işten sen kazanmak istemiyorsan tamam. | Open Subtitles | هذا ليس منطقياً إذا كنت لا ترغب بكسب الأموال , حسنٌ |
Servis sende. Ama sakıncası yoksa servisi yine ben atacağım. | Open Subtitles | لنغير الأرسال, سأقوم بالأرسال مرة أخرى أن كنت لا تمانع |
Ve söylememde sakınca yoksa, çok güzel bir eviniz var. | Open Subtitles | و إذا كنت لا تمانع بقولي لديك منزل رائع أيضاً |
- Şu an senin hala onun arkadaşı olduğunu bilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الآن، وقال انه يحتاج إلى معرفة ان كنت لا تزال صديقه. |
Kusuruma bakmazsan senin ve karının en son ne zaman seviştiğinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | أذا كنت لا تمانع سؤالي متى أخر مرة انت وزوجتك مارستما فيها الجنس |
Eğer buna inanmıyorsan yapman gereken şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | ولو كنت لا تصدقين ذلك أنت تعرفين ما عليك فعله؟ |
Bana noel hediyesiydiler. Sakıncası yoksa geri vermenizi rica edeyim. | Open Subtitles | وهذه كانت هدية لعيد الميلاد، لذا إن كنت لا تمانع. |
Sana yaptıklarımdan sonra bile gelip beni ve Alan'ı kurtardın. | Open Subtitles | وبعد كل ما فعلته لك، كنت لا تزال أنقذني وألان. |
Eğer bunu bilmiyorsan, O zaman bu konuşmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | إن كنت لا تعرف هذا فال فائدة من خوض هذا الحديث |
Konuşmak istemezseniz, anlarım. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريدين الحديث حول هذا الموضوع، أنا أفهم. |
Eğer bir filozofun nükteli sözlerini dinlemek istemiyorsanız, bir de bilim adamı deneyelim. | TED | وإذا كنت لا تحب أن تأخذ سخرياتك من فيلسوف، جرب عالِم. |