bana karşı daha çekici görünmek istemeni takdir ediyorum, ama aslında... | Open Subtitles | أنا أقدّر أنّك تحاول أن تكون جذّاباً لأجلي لكن الحقيقة هي |
Büyük bir süpriz parti ayarlamayı düşünüyorum sizin bana yaptığınız gibi. | Open Subtitles | أريد أن أقيم لهما حفل مفاجيء كبير كما فعلتم أنتم لأجلي |
bana bir şeyler hissettiğini, ...bunları benim hayal etmediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريني أنكِ تشعرين بشيء لأجلي فحسب انا لا أتخيّل هذا |
benim için bir şeyler bırakacaktı. Senin haberin var mı? | Open Subtitles | كان يجب ان يترك بعض اشياء لأجلي هل تعلم بشأنهم؟ |
Bu işi kendim için değil, insanlık namına yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أطلب منك القيام بهذا لأجلي. بل لأجل البشرية. |
Onun da bana aşık olması gerekiyordu. benim olduğum gibi. | Open Subtitles | كان يجِب أن تسقُط لأجلي مِثلما أنا سقّطتُ مِن أجلها |
Ve orada güvenlikte çalışanlar, bana yardım edemez ve çantamı benim için banda koyamazlar. | TED | وأولئك الذين يعملون بمجال الأمن لا يستطيعون مساعدتي ولايمكن لهم أن يقوموا بذلك لأجلي. |
Eğer daha sonra pişman olacağım bir şey yapacak olursam, senin de bana aynı şekilde davranmanı isterim. | Open Subtitles | كنت أريد منكِ فعل المثل لأجلي إن كنت أفعل أشياء سأندم عليها لاحقاً |
Etrafta bir tane görecek olursan, bana verir misin? | Open Subtitles | ، إذا رأيت واحدة تطوف بالمكان فعلقها لأجلي ، إذا سمحت ؟ |
Ama yardımınıza ve bana acımanıza ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لكنني لا أحتاج مساعدتكِ ولا أريدكِ أن تشعري بالأسف لأجلي |
bana bir Milyon Dolar kaybettirsen, bacağınızı kırmam. | Open Subtitles | تفقد مليون دولار لأجلي لن أؤذيك لن أكسر ساقيك |
İyi bir gün 26.000 5.000 sana 21.000 bana | Open Subtitles | أنه يوم جيد. 26,000 5,000 ولأجلك, 21,000 لأجلي |
Bir vaftiz peri anne benim için bunu yaptığından çok emindim. | Open Subtitles | وأنا كنت متأكدة أن العرابة الجنية قد فعلت ذلك فقط لأجلي |
Biliyor musun sana ekmek vermem için benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | تعرف ..قبل أن أعطيك بعض الخبز يجب أن تفعل بعض الأشياء لأجلي.. |
Okyanusun dibinde ölüyorken, benim için yaptığın her şeyi hatırladım. | Open Subtitles | بينما كنت أموت بقاع المحيط، تذكرت كل شيء فعلته لأجلي |
Bunu sadece kendim için değil, senin için de istiyorum. | Open Subtitles | لَستُ فقط إقتِراح هذا لأجلي. أَقترحُه للك. |
Baba olan sensin. benim adıma mutlu olmalısın. Bir babanın işi budur. | Open Subtitles | انت والدي , ومن واجبك ان تكون سعيدا لأجلي هذه هي وظيفتك ا |
- benim yerime alışveriş yapacak bir adam için neler verirdim biliyor musunuz? | Open Subtitles | .. أتعرفين ما الذي قد أفعله .. حتى يكون لديّ رجل يتسوّق لأجلي |
- Bunu yapacağını sanmıyorum. - Güzel. beni idare et. | Open Subtitles | لا يجب أن تفعل ذلك لا بأس فقط أكمله لأجلي |
benim yüzümden boşanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أبداً أنه يُمكنه أن يُطلّق زوجته لأجلي |
Ne yani, kendini bu şeyin içine benim için mi tıkıştırdığını söylüyorsun? | Open Subtitles | لحظة , هل تحاول القول بأنك ضغطت نفسك في هذه لأجلي ؟ |
Beth telefonu benim için Janey'nin yanına koyar mısın lütfen? | Open Subtitles | بيث هل يمكنك وضع الهاتف بجوار جين لأجلي من فضلك؟ |
Eğer polisler beni almaya gelecekse önceden haber ver ki karıma haber verebileyim. | Open Subtitles | ،إن كانت الشرطة ستأتي لأجلي ...فأرجو أن تحذّرني حتّى أستطيع إخبار زوجتي أوّلاً |
Reklam panosu yaptığı şey benim içindi. | Open Subtitles | لوحة الإعلانات الشيء الذي فعله كانَ لأجلي.كانت هديةُ عيدَ ميلادي |