Temsili oyunları çok sevdiğim için bu meşaleyi kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا فقط آخذ هذه الشعلة لأنني أحب التمثيل الصامت |
Kazanmayı sevdiğim için yarışıyorum ve onunla kazanabiliyoruz. | Open Subtitles | أفعل هذا لأنني أحب الفوز و هذا هو الشخص الذي يمكن أن يمنحه لك |
Onca yolu senin yanında uyumayı sevdiğim için geldim. | Open Subtitles | أنا جئت كل هذه المسافة لأنني أحب أن أنام بجانبك |
Pinpon seviyorum diye hayatım boyunca acı mı çekmeliyim? | Open Subtitles | أيجب أن أعاني بقية حياتي لأنني أحب كرة الطاولة |
Küçüklüğümden beri sporu ve dövüş sanatlarını sevdiğimden böyle oldum. | Open Subtitles | أصبحت هكذا لأنني أحب الرياضة و الفنون القتالية مُنذ الصغر. |
Sence, seninle takılmaktan hoşlandığım için mi bilgi sakladığımı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنني أخفي عنك المعلومات لأنني أحب قضاء الوقت معك؟ |
çünkü ben delileri severim. Ben de bir deliyim. | Open Subtitles | لا بأس بذلك، لأنني أحب المجانين، أنا نفسي مجنون |
Annem, her seçimimin kendimi sevdiğim için doğru olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | امي تقول أن اي اختيار افعله هو جيد لأنني أحب نفسي |
Para kazanmayı sevdiğim için akşam okuluna da gidiyorum. | Open Subtitles | بوظيفة حصلت عليها بالحدائق، والتسلية وسألتحق بمدرسة ليلية لأنني أحب إكتساب المال |
Temiz gömlek sevdiğim için mi? | Open Subtitles | لأنني أحب أن يكون قميصي نظيفاً ؟ |
Çocuğu sevdiğim için, biliyorsun verici bir insanım, buna katlanıyorum. | Open Subtitles | ولكني أمضي قدماً وأتحمل لأنني أحب الصبي ويارباه! ، أنت تعرفني، أنا متبرّع |
Walt, yüzünü sevdiğim için, ölmek istediğin eyaleti seçmene izin veriyorum. | Open Subtitles | (والت) لأنني أحب وجهك سأسمح لك أن تقرر بأي ولاية أقتلك |
O kişiyi sevdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | لأنني أحب هذا الشخص، أنا آسفة حقًا |
- Arada kadınlarla yatmayı sevdiğim için mi? | Open Subtitles | لأنني أحب مضاجعة النساء من حين لآخر؟ |
Kötü adamları sevdiğim için ne kaldım biliyorsun. | Open Subtitles | أتعرف لماذا أبقى لأنني أحب الأشرار |
Sen vejetaryensin ve ben biftek seviyorum diye kendimi biraz suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب لأنني أحب شرائح اللحم لهذه الدرجة و أنت نباتي |
Ben fosilleşmiş bir cheetosu yemeyi seviyorum diye... -...sen de sevmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس فقط لأنني أحب المقرمشات القديمة انه ينبغي عليك ان تحبها |
Bunu bu ülkeyi sevdiğimden yaptım düşünebilme, söyleyebilme ve istediğimi suçlayabilme hakkım olan yeri. | Open Subtitles | لم أفعل هذا سوى لأنني أحب هذه البلد حيث لي الحرية بالكلام والتفكير ووضع الأسعار التي أريدها |
O adamı sevdiğimden değil ama gemi inşası endüstrisine girebilmek için ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ليس هذا لأنني أحب ذلك الرجل لكننا بحاجه إليه لنتمكن من صناعة وبناء السفن |
Senin gibilerden hoşlandığım için beni pis bir ihtiyar olarak mı görüyorlar? | Open Subtitles | يظن الناس أنني رجلمسنّقذر لأنني أحب الأولاد مثلك. |
Biriktirmekten hoşlandığım için Doğal Tarih Müzesi'ni ve oradaki üç boyutlu model hayvanları sevdiğim bir sır değil. | TED | الآن، فإن هذا ليس سرا، لأنني أحب جمع الأشياء التي أحبها في متحف التاريخ الطبيعي ومجموعات الحيوانات في "متحف التاريخ الطبيعي" في ديوراما. |
Çok isterim çünkü ben anne babalara bayıIırım ama yakın arkadaşımız Krissy birazdan burada olacak ve maalesef bugüne kadar şahit olduğum en feci ayrıIıklardan birini yaşıyor. | Open Subtitles | ان كنت أحب أن افعل ذلك لأنني أحب الوالدين, ولكن صديقنا الجيده جدا كريسي هي قادمه هنا وهي للتو خرجت من خلال أحد |
Biz,burayı seviyoruz çünkü inşaatını seviyorum... ...çünkü biz gerçekten bu olanları izliyoruz. | TED | وإننا نحب هذا، لأنني أحب البناء الآن، لأننا نراقب هذه الأشياء فعلا تحدث. |