"لإقناع" - Traduction Arabe en Turc

    • ikna etmeye
        
    • inandırmak için
        
    • ikna etmenin
        
    • ikna etmem
        
    • etkilemek için
        
    • ikna etmek
        
    • etkilemeye
        
    • ikna edecek
        
    • inandırmaya
        
    • i ikna
        
    • ikna edici
        
    • ikna etmede
        
    • inandırmanın
        
    • ikna etmeliyiz
        
    • ikna ettiğiniz için
        
    Bu nedenle biz de, bu ormanların korunması gerektiği konusunda yetkili kurumları ikna etmeye çalışıyoruz. TED ومهمتنا هي لإقناع السلطات أن هذه الغابات يجب أن تكون محمية.
    Kendisinin inandığı bir şeye başkalarını da inandırmak için bizi kullandı. Open Subtitles كان يستخدمنا لإقناع الآخرين بشيء هو يؤمـن به بالفـعل
    Başsavcıyı ikna etmenin en iyi yolu bir profil sunmaktır. Open Subtitles أفضل طريقة لإقناع المدعية العامة بنظريتنا هي إنشاء وصف كامل
    Sizi kurtarmak için, Paris'i ikna etmem gerekirse bunlardan daha fazlasına ihtiyacım var. Open Subtitles إذا أنا لإقناع باريس لإنقاذ الجلود الخاصة، وأنا بحاجة إلى أكثر من ذلك.
    Bak, Bodi, biliyorsun, bizi etkilemek için bir şeyler yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles انظروا، بودي، كما تعلمون، لم يكن لديك لجعل الاشياء حتى لإقناع لنا.
    Eğer öyleyse, Polonyalılar'ı ikna etmek için nüfuzunu kullanmayı dene, Fransızlar'ı sat. Open Subtitles إذا كان الأمر كذلك، في محاولة لاستخدام نفوذها لإقناع البولنديين لشراء الفرنسية.
    Sanırım birini etkilemeye çalışıyor. Open Subtitles اعتقد انه يحاول لإقناع شخص ما.
    Bir şekilde, bu milyonlarca parçayı kendilerini teknolojiye monte etmeye zorlayacak, ikna edecek bir yol bulmamız gerekiyor. TED ويجب أن نجد سبيلا لذلك بطريقة ما، لإجبار أو لإقناع البلايين من هذه الذرات لتجمع نفسها في التكنولوجيا.
    Bana öyle geliyor ki burada silahlarla falan bu insanları aslında iyi insanlar olduğumuza inandırmaya çalışıyoruz. Open Subtitles لا أدري يا سيدي، يبدو لي أننا جميعاً هنا بأسلحتنا في محاولة لإقناع هؤلاء الناس من قرارة أنفسهم أننا فعلاً لطفاء
    Elbette, asla annemi Denizci bir subayla evlenmenin iyi olacağına ikna etmeye çalışmadım. Open Subtitles بالطبع لم تتح لي فرصة لإقناع والدتي بما كنت متأكد منه بأنه يشبه الحلقة البحرية
    Umudumuz bir gün en kuvvetli inananları bile ikna etmeye yeterli kanıtımızın olması. Open Subtitles نأمل أن نملك أدلة كافية يوماً ما.. لإقناع حتى أكثر المؤمين تشدداً
    Lord Hazretlerini, personelin beklenene seviyeye getirilmesi için ikna etmeye çalışıyorum. Open Subtitles لإقناع سيادتهِ بإستعادة مستويات الموظفين إلى سابق عهدها
    Kendini doğru tarafta olduğuna inandırmak için bu lafı mı kullanıyorsun? Open Subtitles هل هذه هي الجملة التي تستعملينها لإقناع نفسك أنك في الجانب الصحيح؟
    Bekarlığa veda partisi, çok büyük bir hata yaptığına dair bekarı inandırmak için son bir şansdır. Open Subtitles هل حفل العزوبية آخر فرصة لإقناع العازب بأنهم يرتكبون خطأ فادح؟ هل هى كذلك؟
    MT: Özür dilerim. İnsanları, robotların güvenilir olduğuna dair ikna etmenin bir yolu, bir güven yanılsaması yaratmaktır. TED ماركو: آسف. حاليًا، طريقة واحدة لإقناع البشر بأن الروبوتات آمنة عبر خلق وهم من الثقة.
    Federalleri yanlış adamı yakaladıklarına ikna etmenin en hızlı yolu ellerine doğru adamı vermektir. Open Subtitles أسرع طريقة لإقناع الفيدراليين ... بأنهم يحتجزون الشخص الهطأ هي بإعطائهم الشخص الصحيح
    Bir şey olmaz. Sadece arkadaşlarımı iyi olduğuma dair ikna etmem gerekiyor. Open Subtitles سيكون الأمر على ما يرام، إنّي فقط بحاجة لإقناع أصدقائي أنّي بخير.
    Hatunu etkilemek için hassas çocuk numarası yapma. Open Subtitles التوقف عن كونه رجل وسي الحساسة فقط لإقناع لها.
    İnsanları içlerini dökmenin değeceğine ikna etmek için çok çalışırken birçok inişler ve çıkışlar vardı. TED كان هناك الكثير من التحديات في البداية إذ كنت أعمل جاهدة لإقناع الناس أن المشروع يستحق الظهور للعلن.
    Bayan Braddock'u etkilemeye çalışıyorlar şüphesiz. Open Subtitles في محاولة لإقناع السيّدة برادوك، لا شك.
    Düş kırıklığına uğrayan Wegener plakaların nasıl hareket ettiğine dair şüphecileri ikna edecek hiçbir açıklama, hiçbir kanıt sunamadı. Open Subtitles كان ڤيجنر محبطاً لإنه لم يأت بتفسير لكيفية حركة هذه الكتل لا يوجد دليل كاف لإقناع هؤلاء المتشككين
    Leo Szilard arkadaşını dünyanın yeni bir silah tarafından tehdit edildiğine inandırmaya gelmişti. Open Subtitles أتى "ليو زيلارد" لإقناع صديقه القديم أنّ العالم يهدّده سلاحٌ جديد.
    Kampanya seçmenler için ikna edici şekilde tasarlanmalı ve aday onların yanında olmalıdır. Open Subtitles يجب أن تُصمم الحملة الإنتجابية لإقناع الناخبين أن المُرشّح في صفهم.
    Vampir dostlarımızı iş birliğine ikna etmede kullanılıyor. Open Subtitles لإقناع أصدقائنا مصاص دماء بالتعاون
    Şu an, anne ve babasını gerçekten çok hasta olduğu için yarın okula gidemeyeceğine inandırmanın bir yolunu bulmaya çalışan bir öğrenci var bir yerlerde. TED في هذه الأثناء، هناك تلميذ يحاول اختلاق طريقة لإقناع والديه بأنه مريض جدا ولا يستطيع الذهاب إلى المدرسة غدا.
    Kızının iyiliği için olduğuna annesini ikna etmeliyiz, ki elbette onun ilgilendiği tek şey bu. Open Subtitles لا بد أن تجدي حجة لإقناع أمها أن هذا سيكون في صالحها هي وهذا بالطبع ما يهمها فقط
    Debbie'yi ikna ettiğiniz için teşekkür ederim. Open Subtitles أشكرك لإقناع ديبي بالزواج بي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus