"لاحتساء" - Traduction Arabe en Turc

    • içmeye
        
    • içmek
        
    • içelim
        
    • almaya
        
    • içki
        
    • birer
        
    • içeceğiz
        
    Acaba boş bir zamanında içki içmeye gidebilir miyiz diye merak ediyordum. Open Subtitles كنت أتسائل عمّا إذا كنتِ تحبين الذهاب لاحتساء الشراب في وقت ما؟
    Bir ara içki içmeye gitmek ister misin? Open Subtitles هل ترغبين في الخروج لاحتساء شراب ذات يوم؟
    Restorandaki temizlikçi oğlanlar da beni içmeye götürdü. Open Subtitles لذا، اصطحبني عمّال المطعم لاحتساء المشروب
    Bu arada yarın akşam İspanyol mezeleri eşliğinde sangria içmek ister misiniz bizde? Open Subtitles بالمناسبة .. أتودون زيارتنا ليلة الغد لاحتساء الخمر وتناول المقبلات ؟ أجل ..
    Gidip bir yerde kahve içelim mi? Open Subtitles أترغبين فى الذهاب لاحتساء كوب من القهوة؟
    Kendi işime bakıyordum, sadece işimle ilgileniyordum taa ki beni bir kahve içmeye çağırana kadar. Open Subtitles كنت أهتمّ بشؤوني وأقوم بعملي ودعاني إلى مكتبه لاحتساء القهوة وتناول الحلوى
    O düşünüyor, o düşünüyor, biz de içmeye gitmeliyiz... Open Subtitles إنها تفكر ، إنها تفكر وعلينا الخروج لاحتساء مشروب
    Bir fincan kahve içmeye çıktığımızda en azından beni duyabileceğin mesafede kalmanı istemem çok mu? Open Subtitles أمن الكثير أن أطلب أن تبقى مستمعاً إليّ عندما نكون في الخارج لاحتساء القهوة..
    - Evet, doğru. Akşam bir şeyler içmeye ne dersin? Open Subtitles أتريدين أن نتقابل الليلة لاحتساء شراب معاً؟
    Violet bu akşam Allan ile kahve içmeye gidecek. Open Subtitles فايوليت ستذهب لاحتساء القهوة مع آلان اليوم
    Üzerine alınma ama, bunları satar satmaz evime kakao içmeye ve karıma sarılmaya gideceğim. Open Subtitles حسنٌ, لا أقصد الإهانة، لكن كلما بعتُ هذه بوقتٍ أبكر، كلما ذهبتُ للمنزل أبكر لزوجتي لاحتساء شراب والمداعبة.
    Onu zaten içmeye çıkartacağım. Bence bu yeterli. Open Subtitles لقد دعوتها لاحتساء شراب بالخارج هذا كثير
    Her neyse Tammy ve ben biz kahve içmeye gittik ve geçen hafta konuştuğumuz gibi konuştuk. Open Subtitles بكل الأحوال، أنا وتامي ذهبنا لاحتساء القهوة وفعلتُ ما تحدّثنا عنه الأسبوع الماضي
    Hücre kapısını açmak ve bir şeyler içmeye gitmek istiyorum. Open Subtitles اريد ان أعطل عمل ابواب الزنزانة واخرج لاحتساء الشراب
    Bira içmek için üst kattaki evime gelseniz daha iyi edersiniz. Open Subtitles يجدر بكم جميعاً الحضور إلى شقتي في الطابق العلوي لاحتساء الجعة
    Birisiyle konuşması gerekti, bende içki içmek için buluşabileceğimi söyledim. Open Subtitles لقد احتاجت شخصًا لتتحدث له وأخبرتني بأن ألتقيها لاحتساء شراب
    Birkaç arkadaş bira içmek için Duke'a gidiyoruz. Neden sen de gelmiyorsun? Open Subtitles .سيخرج بعض الرفاق لاحتساء البيره هل تشاركنا؟
    Alanlar olduğunu bilmiyordum. İyi o zaman hep beraber bira içelim bir ara. Open Subtitles عظيم، يجب أن نجتمع لاحتساء الجعّة في وقت ما
    Bir şeyler içelim mi demek için gelmiştim. Open Subtitles أتيتُ لسؤالك ما إذا كنتِ راغبةً بالخروج لاحتساء مشروب.
    Kahve almaya gidip sonra gelebilirim. Open Subtitles يمكنني الذهاب لاحتساء القهوة والعودة لاحقاً
    Ne dersin Moe'nun yerine gidip birer bira yuvarlayalım mı? Open Subtitles ما رأيك أن نتسلل إلى الحانة لاحتساء الجعة؟
    Yarın ya da ertesi seni arayacağım ve buluşup birer içki içeceğiz. Karşılığında, para alacaksın. Open Subtitles وغداً أو بعد غدٍ، سأهاتفك وستلقاني لاحتساء شراب، وبالمقابل، سأدفع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus