"لا نستطيع" - Traduction Arabe en Turc

    • Onu
        
    • veremeyiz
        
    • Biz
        
    • alamayız
        
    • Bunu
        
    • Olmaz
        
    • Onları
        
    • yok
        
    • edemiyoruz
        
    • bile
        
    • giremeyiz
        
    • edemeyiz
        
    • yapamayız
        
    • göremeyiz
        
    • göremediğimiz
        
    Bu adamın bir kâtil olduğuna inanamadığı için de, Onu suçlayamayız. Open Subtitles لا نستطيع إدانتها لأنها .لا تعتقد أن هذا الرجل كان قاتلاً
    Biz iki haftada iş ve erkek arkadaş bulup kilo filan veremeyiz. Open Subtitles لا نستطيع التعرف على أصدقاء جدد والحصول على عمل جديد خلال أسبوعين
    Biz dev gibiyiz ve görmek için çok küçük olan şeylerin farkında değiliz. TED نحن البشر كائنات عملاقة، وبالتالي لا نستطيع إدراك أمور أصغر من أن نراها.
    Lütfen bize yardım et. Mahkeme kararı olmadan otumuzu geri alamayız. Open Subtitles رجاءً ساعدنا ، لا نستطيع إستعادة الحشيش بدون أمر من المحكمة
    Sey, kemani. Fakat Bunu kiramayiz. Ona cok agir gelir. Open Subtitles تلك الكمنجة ولكننا لا نستطيع ان نكسرها فهو يحبها جدا
    Bak, şuradaki insanları görüyor musun? Burada Olmaz tamam mı? Open Subtitles اسمع اترى هؤلاء الناس لا نستطيع ان نفعل هذا هنا
    İzliyoruz. Kanıt olmadan kimseyi tutuklayamayız, o yüzden Onları izliyoruz. Open Subtitles نحن نراقبهم لأننا لا نستطيع إلقاء القبض عليهم دون دليل
    - Şu an gevezelik etmeye vaktimiz yok. - İsimleriniz listede yok. Open Subtitles سيدتي، لا نستطيع الإجابة الآن أسمائكم ليست على القائمة ولاتستطيعون الدخول هناك
    Bir şeyin nasıl çalıştığını bildiğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden nasıl çalışabileceğini hayal edemiyoruz. TED نفكر اننا نعلم كيف تعمل الاشياء، لذلك لا نستطيع التخيل كيف يمكن ان تعمل.
    Sürekli Onu izleyemeyiz ki. Her an yanında olmak mümkün değil. Open Subtitles لا نستطيع مراقبتها باستمرار ومن المستحيل أن تبقى معها طوال الوقت
    Onu bu öğleden sonra tutukladık, ...ama yardımınız olmadan hiçbir şekilde suçlayamayız. Open Subtitles إعتقلناه بعد ظهر اليوم، لكنّنا لا نستطيع ضغط المجرم التهم بدون مساعدتك.
    Onu kendi dünyamızda öldüremiyorsak, Biz de Onu, onun dünyasında öldürürüz. Open Subtitles إننا لا نستطيع قتله في عالمنا، لذا علينا قتله في عالمه
    Üzgünüm, ama Darin'in sizinle çalışmaya devam etmesine izin veremeyiz. Open Subtitles آسفة ولكن لا نستطيع السماح لـ دارين بمواصلة العمل معك.
    Hayatım, ona para veremeyiz, konuk evimiz de zaten dolu. Open Subtitles عزيزتي، لا نستطيع ان ندفع لها شيء وغرفة الضيوف مشغولة.
    Fakat, tüm bunlarla ilgili anlayışımızı daha da geliştirecek olursak hâlâ yanıtlayamadığımız bir sorumuz daha var, ve bu; Biz nereden geldik? TED ولكن إلى الحد الذي يصل إليه فهمنا لهذه الأشياء، هناك سؤال واحد لا زلنا لا نستطيع الإجابة عليه، وهو، من أين نأتي؟
    Bu el ile çalamaz, Biz de o olmadan çalamayız. Open Subtitles لا يستطيع العزف بيده, و نحن لا نستطيع العزف بدونه.
    Gerçek şu ki Afrika'da inanç temelli örgütler olmadan aile planlaması ile ilgili sorunları ele alamayız. TED الحقيقة هي أننا لا نستطيع حل القضايا حول تنظيم الأسرة دون المؤسـسات الدينية في أفريقيا.
    Eğer bizi burada ikna edemezseniz, Biz de Bunu sokaklara taşırız. Open Subtitles إذا كنا لا نستطيع الحصول عل حقوقنا هنا فسناخذه من الشارع
    Hayır, Olmaz. Sen de bizimle gelmelisin. Belki bizim hatırlayamayacağımız bir şey hatırlarsın. Open Subtitles مهلاً، عليك المجيء معنا فقد تتذكّر شيئاً لا نتذكّره أو لا نستطيع تذكّره
    İzliyoruz. Kanıt olmadan kimseyi tutuklayamayız, o yüzden Onları izliyoruz. Open Subtitles نحن نراقبهم لأننا لا نستطيع إلقاء القبض عليهم دون دليل
    zaman yok, hatta bir mekik bile kaldıramayız o kadar sürede. Open Subtitles مستحيل لا نستطيع أن نحصل على إصابة على الارض بهذا الوقت
    Nasıl çalışması gerektiğini biliyoruz, ama çalışabileceği bütün alanları tahmin edemiyoruz. TED نعلم كيف من المفترض ان تعمل، لذلك لا نستطيع ان نفترض كل الاشياء التي يمكن ان تكون ممكنة.
    Beş tane çocuğumuz var. Buradan dışarıya beş kuruş para bile çıkaramayız. Open Subtitles دونالد، لدينا 5 أطفال لا نستطيع إخراج بنس واحد من هذا البلد
    giremeyiz. Hafta sonu için geldik. Open Subtitles لا نستطيع اليوم، نحن فقط هنا لقضاء عطلة نهاية الإسبوع
    Yaptıklarımızı dikkatlice kontrol edemeyiz çünkü onlar bilinç altından gelir. TED نحن لا نستطيع السيطرة عليها بعناية لانها لاوعي بالنسبة لنا
    Başkan savaş konusunda harekete geçene dek bir şey yapamayız. Open Subtitles نحن لا نستطيع الدخول حتى الرئيس يشهد قانون سلطات الحرب
    O kadar çok inkar ederiz ki, göz önündeki gerçeği göremeyiz Open Subtitles ننكر كثيراً لدرجة أننا لا نستطيع تمييز الحقيقة أمام وجوهنا تماماً
    Görünmezlikle ilgili en ilginç şeylerden birisi, göremediğimiz şeyleri aynı zamanda anlayamıyoruz. TED أحد الأمور المثيرة للاهتمام في الأشياء الخفية هو أن ما لا نستطيع رؤيته لا نستطيع فهمه أيضاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus