"لا يسمح" - Traduction Arabe en Turc

    • izin vermiyor
        
    • izin yok
        
    • yasak
        
    • izin vermez
        
    • izin verilmiyor
        
    • izni yok
        
    • yasaktır
        
    • iznim yok
        
    • izin vermeyen
        
    Evet, Buraya taşınayım. Senin tuvaleti kullanmana bile izin vermiyor. Open Subtitles أجل، سأنتقل للعيش معه، إنه لا يسمح لك بإستعمال الحمّام
    Evet, Buraya taşınayım. Senin tuvaleti kullanmana bile izin vermiyor. Open Subtitles أجل، سأنتقل للعيش معه، إنه لا يسمح لك بإستعمال الحمّام
    Cumartesi, benim Sebt günüm. O gün çalışmama izin yok. Open Subtitles يوم السبت هو إجازتي، لذا، لا يسمح ليّ العمل وقتها.
    Öpüşüp sarılmaya bile izin yok artık... Open Subtitles لا يسمح لنا حتى أن نتبادل القبل أونتعانق
    Bir dakika. Sen ayıyla konuşurken benim odada bulunmam yasak. Open Subtitles لحظة ، لا يسمح بتواجدي بالغرفة بينما تتحدث مع الدب
    Eğlenceli olan hiçbir şey yapmama asla izin vermez. Open Subtitles لا يسمح لي أبداً بالقيام بأي شيء به مرح.
    Aynı beyaz kentinde iş bulamayan, bir karı kocanın, aynı siyah kentinde yaşamalarına izin verilmiyor. Open Subtitles الذان يستطيعان أن يجدا عمل في نفس منطقة البيض لا يسمح لهما العيش سوياً في نفس بلدة السود أنتم تشتتون العائلات السوداء
    Hemen hemen hiçbir Kuzey Koreli'nin ülkeden ayrılmaya izni yok. TED فعليا لا يسمح لاحد من الكوريون الشماليون مغادرة البلاد .
    İyi ki Wyatt bunlarla dolaşmamıza izin vermiyor. Open Subtitles من الجيد أن ويات لا يسمح لنا بحمل الاسلحة
    Baban geç dönmene izin vermiyor mu? Open Subtitles والدكِ لا يسمح لكِ بالبقاء خارجاً لوقت متأخر؟
    Katılmak istiyorum ama tahliye memurum izin vermiyor. Open Subtitles أريد الذهاب ولكن ضابط مراقبتي لا يسمح لي
    İki ay daha hamile kalmama izin yok. Open Subtitles وأنا لا يسمح لمحاولة والحصول على الحوامل لمدة شهرين آخر.
    Mahkemeden önce basınla konuşmana izin yok. Open Subtitles لا يسمح لك بالحديث مع الصحافة قبل المحاكمة
    bu binada hayvanlara izin yok. Open Subtitles لكن هذا المبنى لا يسمح للحيوانات بالدخول
    Büyük yük arabalarının dokuzuncu saate kadar şehre girmesi yasak, ama yine de sokaklar çok kalabalık. TED لا يسمح للعربات الكبيرة الدخول إلى المدينة إلا بعد الساعة التاسعة ولكن الشوارع تكون مازالت ممتلئة.
    Devlet işlerinde çalışmaları veya bazı meslekleri yapmaları yasak ve mülkiyet hakları da yok. TED إذ لا يسمح لهم بالعمل في القطاع الحكومي أو مزاولة بعض المهن وهم محرومون من امتلاك عقار.
    Hayvanları kafeslerin dışına, hele tasmasız olarak çıkarmak kesinlikle yasak. Open Subtitles لا يسمح بالحيوانات خارج المجمع ، و الأكثر أهمية من هذا تركه من دون مقود
    Hiyerarşik yönetim yapıları tüm seçenekleri değerlendirmenize izin vermez. Open Subtitles تدرج القيادة لا يسمح لك بالنظر في كل الخيارات
    Müdire Hanım, eğer forma giyersem babam okula gelmeme izin vermez. Open Subtitles سيدتي أذا أرتديت الزي الرسمي والدي لا يسمح لي أن أأتي إلى المدرسة
    MR odasında hiçbir metale izin verilmiyor. Open Subtitles لا يسمح بوجود المعادن عند الفحص بالطنين المغناطيسي
    Kuzey Korelilerin ülkelerinin dışına çıkmalarına izin verilmiyor. Open Subtitles الكوريين الشماليين لا يسمح لهم بمغادرة بلدهم
    Hiç kimsenin aynı kişiyle üçten fazla kez dans etmeye izni yok. Open Subtitles إننى أحذركم أنه لا يسمح لأحد منكم بالرقص مع نفس الشخص أكثر من ثلاث مرات
    Üzgünüm, bayım. Vagonda seyahat etmek yasaktır. Open Subtitles آسف سيدي، لا يسمح لأحد بالركوب في المقطورة
    Söyleyemedim çünkü bu bir sır ve iznim yok. Open Subtitles لم أستطع قوله لأنّه سر . و أنا لا يسمح لي
    Onu kullanmama izin vermeyen bir vucutta olmak cok garip. Open Subtitles من الغرابة أن أكون بجسد لا يسمح لي بأن أستعمله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus