"لحظة" - Traduction Arabe en Turc

• dakika
• saniye
• an
• biraz
• Bekle
• anda
• anı
• Birazdan
• andan
• zaman
• anın
• bir noktada
• anını
• Durun
• Bekleyin

-Aşağı inip, her şeyi arabadan indirmelerini söyle. -Bir dakika.
أخبرى الحمال أن يخرج كل شئ من السيارة لحظة واحدة

- Scorch, kıskaçlı sünger lazım. - Tamam. Bir dakika, Les.
ـ سكورتش، احتاج مزيدا من الاسفنج ـ حسنا، لحظة واحدة ليس.

Lütfen bunu yapma.Hadi. Yemin ediyorum... Orada bir saniye Bekle.
أرجوك لا تفعلي ذلك ، هيا اقسم ، انتظري لحظة

Bekle bir saniye. Alkolün içinde değilse, o halde neyin içinde?
إنتظري لحظة إذا لم يكن موجوداً بالكحول , فأين يكون ؟

-- her an. Ve son olarak, zekâyı nasıl sınayabileceğimizi düşünelim.
في كل لحظة. و أخيراً دعونا نفكر في كيفية قياس الذكاء.

biraz önce, kızım Rebecca bana iyi şanslar mesajı attı.
قبل لحظة فقط، راسلتني ابنتي ريبيكا متمنية لي حظا موفقا.

Şurada biraz Bekle, yoksa bekleme odasında büyük bir kalabalık olacak.
، انتظري هنا لحظة وإلا ستكون هناك زحمة في غرفة الانتظار

Bak bir dakika içinde burada olur. Hepimizi var işaretle.
إسمع قد يرجع في أي لحظة حدد أننا جميعًا موجودين

İdamın son dakika tehiri için çok fazla ümidin yok anlaşılan.
فأنت لست متفائلاً أن يصدر أمرٌ بالعفو عنيّ في آخر لحظة.

Dur bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı?
انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟

Bir dakika! Hareketlerin neşesi yükseliyor. Dans aşkı, karşı koymak imkânsız.
لحظة ، استمتاعي بهذا يزداد حُبي للرقص ، يصعب عليّ المقاومة

Bir saniye. Yarın bize neler olacağını tam olarak biliyorum.
انتظروا لحظة ، أنا أعرف بالضبط ماذا سيحدث لنا غداً

Bekle bir saniye, Lucy yalnız kalmasın falan filan diyordun?
لحظة واحده ماذا عن لوسي بإنها وحيده وكل هذه الأشياء

Bir saniye Bekle. Bu ineği son damlasına kadar sağmalıyız.
انتظروا لحظة, يجب ان نحلب هذه البقرة لكل بنس تستحقه

Serbest dalış yapabilmeniz, bir an için, zihninizin rahatlamasına izin verecektir.
وحين تمارس حبس الأنفاس في الماء، نُريح الذهن في لحظة ما،

Kuantum mekaniğine göre madde sürekli olarak ve her an oluşturulup yok ediliyor.
ويخبرنا علم ميكانيكا الكم أن المادة تُخلق وتُدمر طوال الوقت، في كل لحظة.

Howard, hiç kimseye minnettarlık duyacağımı tahmin etmezdim ama senin inşa ettiğin evde geçirdiğim her an sana şükran duyuyorum.
هوارد، لم أتوقع أن أكون ممتناً لأى شخص ولكنى ممتن لك فى كل لحظة من اليوم فى المنزل الذى بنيته

-Dur biraz Bekle. -Ben birkaç saat için dışarı çıkıyorum.
ــ أنتظر لحظة ، أنتظر لحظة ــ سأتغيب لعدة ساعات

Bir anda gözüm döndü ve herkesin notunu düzelttim. Hayalimde değil hem de.
و في لحظة جنون مؤقّت، قمت بتغيير نتائج جميع التلاميذ، بطريق غير مبدعة.

"zaman'ın her anı hafifçe sarsılarak kendisini altın kumlara akıttı."
كل لحظة ، اهتزت بلطف كانت تركض فى الرمال الذهبية

Adam kendisini kaçırttı. Birazdan buraya gelecek! Anlarsınız o zaman!
الرجل اختطف نفسه سيتسلل إلى هنا في أي لحظة وسترى

Benim için onlar zaman makinesi -- atom ve molekülleri uzayda bağlanır, oluştukları andan benim okuduğum ana kadar.
وبالنسبة لي فهي بمثاية آلات زمنية .. فالذرات والجزيئات تتآصر في الفضاء، منذ لحظة خلقهم حتى لحظة اختباري لهم.

Yaşadığın her anın sana benim bir lütfum olduğunu hatırlatsın.
ستذكرك بأن كل لحظة في حياتك هي هبة اعطيتها لك

Klas bir hareket ama hayatına girecek her erkeğin ikinci sırada geleceği gerçeği hakkında ben ne düşünüyorum onu da bir noktada konuşmalıyız.
وهو أمر من الجيد عمله، لكن في لحظة من اللحظات سيكون علينا مناقشة شعوري حيال معرفة أن أي رجل في حياتك سيكون الوصيف.

Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz.
وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً.

Durun biraz. Bize güvertede ne yapacaksınız?
إنتظر لحظة ماذا ستفعل بنا على سطح السفينة ؟

Bekleyin bir dakika. Bu kasaba, sizin kimliğinizin bir parçası.
لحظة من فضلكم ، هذه المدينة هي جزء من حياتكم