Her nedense ama neden olduğunu bilmiyorum öyle ortalıkta dolanıp penis resmi çizerdim. | Open Subtitles | لسبب ما، لا اعلم لماذا، كنت اجلس طوال اليوم وارسم صور للأعضاء الذكورية |
Ama nedense, senin bu acayip hikayene bir şans tanıdım. | Open Subtitles | ولكن لسبب ما أريد أن أعطي قصتك الغريبة هذه فرصة |
Bu çok saçma. Üzgünüm. Bir sebepten dolayı geldim buraya. | Open Subtitles | أنا جئت هنا لسبب حسنا انظري أنا أحبكي يا ليندساي |
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
Bir kavanozdaki ateşböcekleri fikri, bir nedenden dolayı, beni her zaman heyecanlandırmıştır. | TED | هذه الفكرة حول اليراعات في مرطبان، لسبب ما، كانت مثيرة فعلا لي. |
Londra'nın canı cehenneme. Bu şeyi bir tek nedenle başlattık. | Open Subtitles | لتذهب لندن الى الجحيم ,نحن قمنا بكل هذا لسبب واحد |
İyi bir ailenin kızıyla tanıştım ama bir sebeple babası bana tahammül edemiyor. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة من عائلة محترمة ولكن لسبب من الأسباب والدها لا يطيقني |
O hayaletin sana gelmesinin bir sebebi var ve bu büyük ihtimalle ilerleyebilmek için, ölümü için adalet istemesi. | Open Subtitles | ذلك الشبح ظهر لكِ لسبب ما، وربما يكون السبب هو أن تحصل على حقّها من ذلك المجرم، لتصعد روحها |
Mesela, Fransızca ve İspanyolcada masa kelimesi, bir sebepten ötürü dişil olarak kullanılır. | TED | فعلى سبيل المثال، في االفرنسة والإسبانية لسبب ما كلمة طاولة هي إسم مؤنث. |
Her nedense, bu işi yapmak için üniversitede olman gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لسبب ما، ظننت أنه يجب أن تكوني في الكلية لتفعلي هذا |
Ama nedense bir şekilde toplu halde ipin ucunu kaçırıyorlar. | Open Subtitles | ولكن لسبب ما عندكا يتجمعن سويا يكن كقطيع من المجانين |
Öyle görünüyor ki, viski içen adamlar nedense seksten bahsetmeye başlıyorlar. | TED | فتبين لسبب ما، أن الرجال الذين يشربون الويسكي يلمحون إلى علاقات جنسية غريبة بطريقة تلقائية. |
Bu çok saçma. Üzgünüm. Bir sebepten dolayı geldim buraya. | Open Subtitles | أنا جئت هنا لسبب حسنا انظري أنا أحبكي يا ليندساي |
Anca fildisi kulelerinizden bizim gibileri yargilayin. Yaptiklarimizi neden yaptigimizi hesaba katmayin hiç. | Open Subtitles | يحكمون على الناس من بُرجهم العاجيّ دون النظر لسبب قيامنا بما نقم به؟ |
Bununbirgüldürmeilacıolmasınarağmen, aptalca bir nedenden dolayı, bundan hiç zevk almıyorum. | Open Subtitles | لكن لسبب ما أشعر بأني لم أخذ كفايتي من المتعة |
Bir nedenle, 30 yıl sonra bize yardım etmeye karar veriyorsunuz. | Open Subtitles | لسبب ما ، قبل 30 سنة قررت بأننا نحتاج إلى مساعدة |
Bir sebeple hakkımızda çok fazla şey biliyor gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أشخاص يبدو انكم تعرفون اشياء كثيرة عنا لسبب ما |
Hiçbir zaman düşünmekten vazgeçmezsiniz bizim bir şuuraltımızın olmasının bir sebebi var. | Open Subtitles | الأشخاص مثلك.. أنتم لا تتوقفون لتفكرو بأن اللاوعي موجود لدينا لسبب وجيه |
Kendime her şeyin bir sebepten ötürü olduğunu söyleyip durdum. | Open Subtitles | أنا أظل أخبر نفسي دائما أن كل شيء يحدث لسبب |
Bu şeylerin olması için hep bir sebep vardır, değil mi? | Open Subtitles | .. التي كنت أقولها ربما حدث ذلك لسبب ما أليس كذلك؟ |
Belki ücra bir köşeye çekilmek için belirli bir sebebi vardır. | Open Subtitles | انه أقل من نعرف معلومات عنه ربما جعل نفسه مخفيا لسبب |
Belli ki bir nedenden ötürü konuşamıyorsun. | Open Subtitles | لسبب ما فانك لا تستطيع أن تقول ما يبدو واضحا |
Yol haritasına ihtiyacımız var ve bu slaytı seçmemin bir nedeni var. | TED | نحتاج إلى وضع خريطة طريق، وأخذت هذه الشريحة لسبب وجيه. |
Beni buraya getirmenin bir nedeni olduğunu söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | ولكنك قلت انك قمت باحضارى هنا لسبب ما, اليس كذلك؟ |