| Oh, demek kaçtı. Onu bağlamanıza yardım edelim mi bayan? | Open Subtitles | لقد هرب هل نساعدكِ فى تقييده , يا سيدتى ؟ |
| - O kaçtı anne. - Şeytan baştan çıkarmıştı! | Open Subtitles | ـ لقد هرب بعيداً، يا أميّ ـ لقد حاول الشيطان إغواءه |
| Akıl hastanesinden kaçtı. Yıllarca öç almak için planlar kurdu. | Open Subtitles | لقد هرب الوغد من المصحة العقلية ولقد خطط لهذة العملية منذ ذلك الوقت |
| Ama Betty, polis onu arıyor. Onu gönderdikleri akıl hastanesinden kaçmış. | Open Subtitles | لكن الشرطة تبحث عنه لقد هرب من المشفى التي أرسل إليها |
| Hayır, yan sokağa daldı, polis yanlış tarafa gitti. | Open Subtitles | لقد هرب من خلال الشارع الجانبي والشرطةاتخذتالطريقالخطأ. |
| Ambulanstan kaçtı, yaya gidiyor. Adamlarımız takipte. | Open Subtitles | لقد هرب من الاسعاف يجرى على قدمه ورجالنا بالمسعى |
| Babluyu yakalayamadık kaçtı her yerde onu aradık efendim. | Open Subtitles | لقد هرب بابلو بطريقة ما لم نستطع العثور عليه في أي مكان |
| Oğlumuz kaçtı! — Dışarıdayken kötüleşmez, değil mi? | Open Subtitles | لقد هرب ابننا ــ هل سيكون بخير خارج المستشفى؟ |
| Burada fotoğrafçı kılığında bir tetikçi vardı. kaçtı. | Open Subtitles | كان لديكم قناص متنكر فى هئيه مصور لقد هرب |
| Batıya kaçtı. Bir daha ondan haber alamadık. | Open Subtitles | لقد هرب إلى الغرب ولم نسمع عنه شيئاً بعد ذلك |
| Batıya kaçtı. Bir daha ondan haber alamadık. | Open Subtitles | لقد هرب إلى الغرب ولم نسمع عنه شيئاً بعد ذلك |
| Kendi büyü onu koruyor çünkü O kaçtı ve ben onu bulamıyorum Ya da en azından öyleydi. | Open Subtitles | لقد هرب و لا يمكنني أن أجده .. لأن تعويذتك تحميه أو على الأقل كانت |
| O anlaşma olmaz. Ondan kaçtı. | Open Subtitles | لا يمكنه أخذ نفس الصفقة لقد هرب من تلك الصفقة |
| Bu adamı bulmak için uğraşıyoruz. Gözetimimizdeyken kaçtı. | Open Subtitles | نحن بحاجة ماسة لالقاء القبض على هذا الرجل لقد هرب تحت مراقبتنا |
| Hey, adamım... o kaçtı ve biz de gittik. | Open Subtitles | مهلاً, يا صاح, لم يحدث هذا لقد هرب بعيداً ثم قمنا نحن بالمغادرة |
| Dün gece hastaneden kaçtı ve komşunuz sizin evinize girdiğini söylüyor. | Open Subtitles | حسناً لقد هرب من المستشفى ليلة الأمس وجارُكِ يقول بأنهُ رآه يدخلُ بيتُكِ |
| Tımarhaneden kaçak bir mahkum kaçmış, akıl hastasıymış, kayıplara karışmış falan filan. | Open Subtitles | هرب مجرم مجنون من المصحة النفسيه إنه مريض نفسي و لقد هرب |
| Akıl hastalarının kapatıldığı hapishaneden kaçmış. Cezası müebbet. | Open Subtitles | . لقد هرب من السجن لهوسه الإجرامى . إنه محكوم عليه بالسجن المؤبد |
| Vedalaşmadan hırsız gibi çekip gitti. | Open Subtitles | هذا مذهل أليس كذلك ؟ لقد هرب كاللص من دون أن يقول وداعاً |
| Tüm vücudunu kaplayan bir elbiseyle kaçıyor yüzünü kameralardan gizliyos, arkasında parmak izi bırakmıyor. | Open Subtitles | لقد هرب مُرتدٍ زياً يُغطي جسمه كله، يُخفي وجهه من الكاميرات، ولا يترك بصمات خلفه. |
| Şansımız yok. Gitmiş. | Open Subtitles | أنسى، لقد هرب لا يمكننا أن نجده الآن |
| - Peki. Bu adam duruşma öncesi ilçe cezaevinden kaçmıştı. | Open Subtitles | لقد هرب من سجن المقاطعة بينما ينتظر المحاكمة |
| kaçmayı başardı ama aracı elimizde, yani fazla uzaklaşmış olamaz. | Open Subtitles | اسمع, لقد هرب لكن شاحنته لدينا فلن يبتعد كثيرا. |