"للذهاب إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • gitmek için
        
    • gitmeye
        
    • gitmem
        
    • gitme
        
    • gidip
        
    • gitmeyi
        
    • a gitmek
        
    • e gitmek
        
    • gidecek
        
    • gitmesi
        
    • gitmen
        
    • gitmeliyim
        
    • gitmenin
        
    • gitmene
        
    • gideceğim
        
    Sevillia'ya gitmek için sabırsızlanıyorum. Bahse girerim sen de seveceksin. Open Subtitles أتشوق للذهاب إلى سافيليا ، ستحبينها و ستحبين أصدقائي أيضاً
    Huzur peşindeki tüm Hristiyanlar bu sabah kiliseye gitmeye hazırlanıyor. Open Subtitles كل المسيحيون المحبين للسلام إستعداد للذهاب إلى الكنيسة هذا الصباح،
    Üçüncüsü için Kuuba'ya gitmem gerekti. Çünkü fena halde yasak. Open Subtitles في الثالثة، اضطررت للذهاب إلى كووبا'' لأنّها مخالفة جدّاً للقانون''.
    Böyle bir hayatın dışına çıkma, okula gitme şansları var. Open Subtitles لديهم فرصة ليتجاوزوا هذا النوع من الحياة للذهاب إلى المدرسة
    Ancak eve gidip eşofman altımı giymeli ve ölene kadar nefesimi tutmaya çalışmalıyım. Open Subtitles لكني مضطرة للذهاب إلى البيت واضع علي سروالي وأحاول وأكتم نفسي حتى أموت
    O gün, o ve Xuan-xuan, arkadaşlarıyla beraber bir karaoke kulübüne gitmeyi planlamışlardı. Open Subtitles بذلك اليوم خططت هي و شوان شوان للذهاب إلى ملهى كاريوكي مع الأصدقاء
    Artık seninle operaya gitmek için bir sürü vakti var. Open Subtitles الآن سيكون لديها متسع من الوقت للذهاب إلى الأوبرا معك.
    Neyse, demek istediğim, insanlar oraya gitmek için kendilerini öldürüyor. Open Subtitles ما أقوله هو إن الناس يقتلون أنفسهم للذهاب إلى الآخرة
    Çünkü gençlerin portre galerisine gitmek için gerçekten heyecanlandığını hiç görmedim. TED لأنني حتى الآن لم أرَ أطفالاً صغار يتحمّسون للذهاب إلى معرض لوحات.
    Disiplin kuruluna gitmeye yetecek kadar bilgi toplayınca izinlerini alacaktım. Open Subtitles عندما يكون لديّ ما يكفي للذهاب إلى مجلس إدارة المدرسة
    Ama Kanada bölüğünün bugün cepheye gitmeye hazır bir birliği var. Open Subtitles لكن لدي مسودة واحدة للقوات الكندية جاهزة للذهاب إلى الجبهة اليوم
    Çalınan deposunu acilen yeniden doldurma ihtiyacı onu bilinmeyen topraklara gitmeye zorluyor. Open Subtitles الحاجة الملحّة لاستبدال مخزونه المسروق تجبره للذهاب إلى مناطق غير معروفة له
    İkizleri aradım, "Yardım edin, yılanınız beni ısırdı hastaneye gitmem gerekir mi? Open Subtitles وأنادي عليهم مثل المساعده لدغني الثعبان أعتقد أنا بحاجة للذهاب إلى المستشفى.
    Anladımki eğitimim beni başka bir yere gitmem için için hazırlıyor o eğitimin ait olduğu başka bir çevreye bir şeyler vermem için. TED أقصدُ، عرفتُ للتو بأن تعليمي يهيئني للذهاب إلى مكانٍ آخر وممارسة المهنة والعطاء في بيئة أخرى تستحق.
    Meksika körfezine gitme, balıkçılarla tanışma ve onların çalıştığı berbat çalışma şartlarını görme şansına eriştim. TED وقد أتيحت لي الفرصة للذهاب إلى خليج المكسيك ومقابلة بعض الصيادين ورؤية الظروف الفظيعة التي كانوا يعملون فيها.
    Onların okula gitme fırsatları olmadı, lisansları yoktu, hiç seyahat etmediler, keşfetmediler. TED لم تتح لهن الفرصة أبدًا للذهاب إلى المدرسة، لا يحملن شهادات جامعية، ولا يسافرن، ولا يتعرضن للمعرفة.
    Böylece ben de Pasifik'e gidip, Japon öldürebileceğim. Open Subtitles ومن ثم تتاح لى الفرصة للذهاب إلى المحيط الهادى وقتل اليابانيين
    İnsanlar tabii ki semtindeki dükkanlara gitmeyi sever ama çok iyi bir alışveriş bölgesi olursa azıcık uzağa gitmeye de hazırsınızdır. TED بالطبع يفضل الناس الذهاب إلى المتاجر المحلية، لكنهم على استعداد للذهاب إلى مكان أبعد قليلًا إذا كان موقع المتجر جيدًا جدًا،
    Ama annesi her zaman Hollywood'a gitmek istemiş. Open Subtitles ولو أنّ أمّها مطلوبة دائما للذهاب إلى هوليود.
    Seninle konuşmak güzeldi, ama Koda ile Crowberry Ridge'e gitmek gibi planlarımız var. Open Subtitles حسنا، كان الحديث لطيف معك لكن أنا وكودا لدينا خطط كبيرة للذهاب إلى قمة جبل التوت
    Yaşadığı yerde okula gidecek para bulması imkansız. TED فهي في مكان حيث لا يمكنها إيجاد المال للذهاب إلى المدرسة.
    Taksilerin hava alanına gitmesi $500 istiyor ve otobüsler de daha beter. Open Subtitles سيارة الأجرة تكلف 500 دولار للذهاب إلى جي كي اف ,والحافلات أسوأ
    Bugün kalacak bir yer ve hafta sonuna kadar da bir iş bulursan rehabilitasyon merkezine gitmen gerekmez. Open Subtitles إذا وجدت مكاناً تسكن فيه اليوم مع وظيفةٍ بنهاية الأسبوع لن تضطّر للذهاب إلى المركز،موافق ؟
    Tuvalet kağıdım yok ve banyoya gitmeliyim, Ellerimde metal var... Open Subtitles أحتاج للذهاب إلى الحمام، ليس لديّ منشفة وهذة الأشياء المعدنية تغطي يديّ
    Ayrıca, Güneye gitmenin başka avantajları da var: orada su daha sıcak, ve Molalar orada daha arkadaş canlısı. TED وانها أيضا مكان عظيم للذهاب إلى أسفل الجنوب لأن الماء أكثر دفئا ، وMolas هي نوع من ودية هناك.
    Bu çiçekleri toplamak için göl kıyısına kadar gitmene gerek yoktu. Open Subtitles لم تكوني مضطرة للذهاب إلى البحيرة من أجل تلك الأزهار
    Evet, ve şimdi çıkmam lazım, baleye onunla gideceğim ve seninle seks yapmayacağım. Open Subtitles نعم ، وعلي المغادرة الآن للذهاب إلى "الباليه" معه وألا أمارس العلاقة معك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus