Ben bugün işe gideceğim. Doğrudan eve ve işe gideceğim. | Open Subtitles | حسنا، أنا ذاهب للعمل اليوم سأذهب للمنزل حالا وبعدها للعمل |
Hoşça kal Mabel. - Yaptığın işe devam et. - Görüşürüz. | Open Subtitles | لا أعتقد انه يحب عودته للعمل مرة أخرى في المنجم كثيرا |
Sorgulama için geldim, son 8 yılımı gömdüm, işe geri döndüm. | Open Subtitles | فأنا قادمه لإستخلاص المعلومات ودفن الثمانى سنوات الماضيه ، والعوده للعمل |
Aslında patent araştırmasında çalışmayı hedeflemiyordu, ama başka teknik bir iş gerçekten bulamıyordu. | TED | ولم يكن مهتماً للعمل في مجال براءات الاختراعات ولكنه لم يجد وظيفة غيرها |
Buraya ilk çalışmaya geldiğimde başıma çok garip bir şey geldi. | Open Subtitles | حين جئت للعمل هنا أول مرة حدث لى شيئاً غريباً جداً |
Ve hayran olduğum bu büyük sanatçı ile çalışmak inanılmaz bir işbirliğiydi. | TED | وكان تعاون مدهش للعمل مع هذا الفنان الكبير الذي أنا معجب به. |
Kendi annesini bile işe bırakamıyorsa, başlarım ben öyle çocuğa araba vermeye! | Open Subtitles | إن كان لا يستطيع توصيلك للعمل فسأكون سافلاً إن حصل على سيارة |
Pazartesi işe gittiğinde, ve kendini iyi hissetmediğinde... hiç birisi gelip de... | Open Subtitles | عندما تصل للعمل في بداية الأسبوع وأنت لا تشعر حقاً بأنك بخير |
İşe gitmem gerek. İkizleri doğurtacağım ama sadece biri benden. | Open Subtitles | أنا ذاهب للعمل سأولد توأم لكن واحد منهم فقط ابني |
Bir Chevette kullanıyorsun. Karın işe otobüsle gidiyor. Ne için? | Open Subtitles | و تقود سيارة شيفي, زوجتك تستقل حافلة للعمل, لأجل ماذا؟ |
Stofer bir gün işe gelmedi ve o günden beri de ortada yok. | Open Subtitles | ستوفر لم يذهب للعمل في يوم ما و لم يظهر منذ ذلك الحين |
Elemanlardan teki bana kafamı kıçımdan çıkarıp işe dönmemi söyledi. | Open Subtitles | أحدهم أخبرني أن اخرج رأسي من مؤخرتي وأن أمضي للعمل |
Tanrım, seni bıraktığım için üzgünüm, ama işe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | يا إلهي، آسفة أنني تركتك لكن كان عليَّ الذهاب للعمل |
Tanrı'm, seni bıraktığım için üzgünüm, ama işe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | يا إلهي، آسفة أنني تركتك لكن كان عليَّ الذهاب للعمل |
bir çok insan işi için ölüyor,sen sadece işe lanet ediyorsun ! | Open Subtitles | لأن هذا المكان، الكثير من الناس يتوقون للعمل به وأنتِ تتكرمين بالعمل |
Öylesine bir mahalleye gidin, hangi evler aynı zamanda iş yeridir, bilemezsiniz. | TED | قد تذهب إلى أي حي ولا تدري أي المنازل هي أماكن للعمل. |
Herkese iş sağlayan, gençlere umut, yaşlılara garanti veren bir dünya. | Open Subtitles | عالم سيعطي الرجال فرصة للعمل سيعطي الشاب المستقبل والامن في الشيخوخة |
Şehre çalışmaya giderdik annem ve Carol da evde güven içinde bizi beklerlerdi. | Open Subtitles | كنا سنتوجه إلى المدينة للعمل وأمي وكارول سيبقون آمنين في المنزل, ينتظرون عودتنا |
Sadece basketbolu bırakmak istediğinden bahsetti okul tiyatrosunda çalışmak istediğini. | Open Subtitles | هو فقط ذكر بأنّك كنت تريد ..ترك كرةسلة . ..للعمل |
İşine giderken annenle karşılaştım, evet mi? Bana anahtarı verdi. | Open Subtitles | إلتقيت بوالدتك وهي في طريقها للعمل هي من أعطاني المفتاح |
Bu odayı sadece 3 saatliğine kullanabilirim yani işime dönsem iyi olacak. | Open Subtitles | تعلمين؟ لديَّ هذه الغرفة لـ3 ساعات فقط, عليَّ حقاً أن أرجع للعمل. |
İnanıyorum ki, bu çalışma azmine sahip olan her adam gerçekçi olduğu sürece istediği her şeyi elde edebilir. | Open Subtitles | و أعتقد أن أيّ رجل على استعداد للعمل بجد و الجهد لوقت طويل سوف يحقق هدفه طالما أنه واقعي |
Ama bunlardan biri Güney'in ekonomik düzenini korumaktı ki bu, sadece ucuz iş gücü değil, emir altında çalışacak ucuz iş gücü kaynağı gerektiriyordu. | TED | ولكن إحداها كانت الحفاظ على النظام الاقتصادي للجنوب، والذي لا يتطلب فقط توفير العمالة الرخيصة ولكن زيادة المعروض من العمالة الرخيصة للعمل لصالح الوطن. |
Bak, geç oldu ve yorgunum, ve sabahleyin çalışmam lazım. | Open Subtitles | الوقت متأخر وانا متعبة ولابد أن أذهب للعمل فى الصباح |
Büro makineleri satan bir firma bana iş teklifinde bulundu. Pazarlama işi. | Open Subtitles | لقد حصلت على عرض للعمل فى المبيعات وهو يتمتع بمرتب أساسى جيد |
Programın kaldığı yerden devam ettiğine memnun olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تقصد، أنها سعيدة أن البرنامج .قد عاد للعمل مجدداً |
Çok titiz olduğumu biliyorum, ama daha esnek olmaya çalışacağım. | Open Subtitles | انظري، أنا متعبه لكني أذهب هناك للعمل سأكون أكثر مرونة |
Müdür yardımcısının bizleri işimize olan saygısı nedeniyle koruduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد المدير المساعد حمانا خارج الإحترام للعمل. |
Ben başarının takım çalışması olduğuna inanıyorum, eşit şekilde fikir pay-- | Open Subtitles | لذا أعتقد بأن المفتاح للعمل الجماعي الجيد هو التبادل المتساوي بالأفكار |