Barbekü yapacağız, büyük bir şey değil. Gelmek ister misin? | Open Subtitles | إنّه مجرّد حفل شواء, ليس أمراً مهماً هل ترغبين بالمجيء؟ |
Zor bir şey değil ki bu, neden zaman kaybedeyim? | Open Subtitles | إنه ليس أمراً صعباً حتى , لماذا نضيع الوقت ؟ |
Bu kolay bir şey değil, ve öylece olacak bir şey olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً سهلاً، وأعرف أن هذه لا يجب أن تكون بداية علاقتنا |
İki yıl önce ayrılmışlar. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | لقد انفصلا منذ عامين انه ليس أمراً هاماً |
CEO'nun sana iyilik borcu olması kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً سيئاً أن يكون المدير العام مديناً لك. |
O sadece sana elden verdi. Fakat önemli birşey değil. | Open Subtitles | أما هي فصادف أنها سلّمتك إياها وحسب، ولكن ليس أمراً هاماً. |
Sizin ya da çocuklarınızın yapacağı normal bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً يمارسهه أولادكم أو تمارسونه أنتم كهواية طبيعية |
İki hafta yetecek enerjiyi akülerde depolamak ise uygulanabilir bir şey değil. | TED | حتى لو أردنا تخزين طاقة تكفي لأسبوعين فى بطاريات، فهذا ببساطة ليس أمراً عملياً |
Tekrar söylüyorum, gelir eşitsizliği iyi bir şey değil. | TED | مرة أخرى، عدم التساوي في الدخل ليس أمراً إيجابياً. |
Bu önemli bir şey değil. Mesele haline getirmeyelim. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً كبيراً لماذا نجعله يقلقنا؟ |
Kişisel bir şey değil, Leo, İş icabı. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً شخصياً، ليو ولكنه عمل حقيقي |
Biliyorum... bu ayrık kişilik uğraşılacak kadar kolay bir şey değil. | Open Subtitles | أعلم، انفضام الشخصيه ليس أمراً هيناً لنتعامل معه |
Adam göğsünü tutuyor ve "Hayat böyle, büyük bir şey değil" mi diyorsun? | Open Subtitles | ليس أمراً خطيراً؟ رجل يمسك بحلمتك فتقولين: إنها الحياة، ليس أمراً خطيراً |
Adam göğsünü tutuyor ve "Hayat böyle, büyük bir şey değil" mi diyorsun? | Open Subtitles | ليس أمراً خطيراً؟ رجل يمسك بحلمتك فتقولين: إنها الحياة، ليس أمراً خطيراً |
Ayrıca bazı 12. yüzyıl Amerikan Yerlisi alanlarında da yamyamlığın kanıtlarını gördüm-- bu yüzden bu kadar büyütülcek bir şey değil. | Open Subtitles | لقد رأيت أيضاً أدلة على آكلة لجوم البشر في بعض المواقع التي تعود للقرن 12 في مواقع أمريكية قومية إنه ليس أمراً مهماً |
Abartılacak bir şey değil, canım. Hemen döneriz. | Open Subtitles | بربّك يا عزيزتي, ليس أمراً كبيراً سنعود حالاً |
Neyse, bak, araba çalıntı bir visa kart ile kiralanmış, ...bunda şaşıracak bir şey yok, ama şuna bir bak aynı araba üç kere Doral civarından benzin almış. | Open Subtitles | على أي حال تم استئجار السيارة بواسطة بطاقة فيزا مسروقة و هذا ليس أمراً مفاجئاً .. و لكن اسمع هذا |
Hastaneye yatıyorsun. Önemli bir şey yok. | Open Subtitles | وأنت ذاهب الى المستشفى كل هذا وتقول ليس أمراً خطيراً |
Normalde onay vereceğim bir şey değildir ama yorgunluktan ölüyorum. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً أؤيده في الأحوال العادية. و لكنني منهكة. |
Büyütülecek birşey değil. | Open Subtitles | معظم الأولاد يصيبهم قمل الشعر ليس أمراً خطيراً |
Yani bu... bu büyük bir mesele değil, değil mi? | Open Subtitles | لذا فهذا... هذا ليس أمراً مُهمّاً ، صحيح؟ |
Görünmez biriyken hiç de zor değil. | Open Subtitles | ليس أمراً مشيناً لو فعلته طالما أنكم تنأون بأنفسكم |
o kadar da önemli olmadığını söyledi ama ben onun sarsıldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | قالت أنّه ليس أمراً جللاً، لكن بإمكاني أن أعرف، لقد كانت مُتضايقة. |
Bu gerçekten büyük bir olay değil ve ben kesinlikle büyümesini istemiyorum. | Open Subtitles | , انه ليس أمراً هاماً و لا أريد ان أجعله أمراً هاماً |