Sana kaç kez anlattım Tim. Bunun Cadılar Bayramı'yla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | كم مرّةٍ عليّ أخبارك، إنّه ليس عن الهالوين. |
Bununla ilgisi yok. Umurumda olan sadece müzik. | Open Subtitles | أنه ليس عن كل هذا, أنا أهتم فقط بالموسيقى |
Sorum silah kontrolüyle alakalı değil, bir son dakika haberi hakkında. | Open Subtitles | سؤالي ليس عن أزمة السيطرة على السلاح، ولكنٌ عن خبرٌ عاجل. |
Gerçek şu ki, iş hayatı doğru veya yanlışlarla ilgili değildir. | Open Subtitles | بيت القصيد هو، إن العمل ليس عن الصح و الخطأ. |
Algılama ile ilgili hızlaca bir örnek daha verelim: bu insanlar ile ilgili değil, fakat kullandığımız ve tükettiğimiz eşyalarla ilgilidir. | TED | مثال سريع آخر حول الحسية المثال ليس عن الناس ، بل عن الأشياء التي نستخدمها و نستهلكها. |
Ama bu intikam için değil, kanunlar için. | Open Subtitles | أعني، فهذا ليس عن الانتقام، إنه عن القانون. |
Bu konuda değil. Yani nasıl... | Open Subtitles | ليس عن هذا، أعني، كيف |
Hayır. Yani, insanlarla konuştum tabii, ama toplantı hakkında değil. | Open Subtitles | أعني، أنني تحدثت مع الناس لكن ليس عن موضوع الاجتماع |
Ama bugünkü Konumuz ölümle ilgili değil, hayatla ilgili. | TED | ولكن هذا الحديث اليوم ليس عن الموت، بل هو عن العيش. |
Bu bir video değil ve taşak kanseriyle de ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس مقطع فيديو و ليس عن سرطان الخصية. |
Bunun geçen haftayla ilgisi yok. Konu sensin, Blair. | Open Subtitles | هذا ليس عن الأسبوع الماضي، هذا عنك يابلاير |
Bunun kazanmakla ilgisi yok bu, dengelerin değişmesi ile ilgili. | Open Subtitles | أنا فقط أريد استرجاع زوجتى. الأمر ليس عن الفوز, إنه عن إخلال التوازن. |
Bunun kaybetmekle ilgisi yok, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس عن الخساره أليس كذلك ؟ |
Buradan ayrılmakla alakalı değil bu hala burada olacaklarını bilmekle alakalı. | Open Subtitles | إنـّه ليس عن الهروب فقط مجرد معرفة أنّهم لايزالون هناك |
Olay o adamla alakalı değil. Sorun o değil. Sorun sizsiniz. | Open Subtitles | الأمر ليس عن الرجل ذلك الرجل هو ليس بمشكلة , بل أنتِ المشكلة |
Belki de bütün bu olay kızlarla tanışmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لربما كل هذا الشيء ليس عن مقابلة الفتيات |
Fakat bu konu, onlar Ayrılıkçılara karşı savaşırlarken Onları kurtarmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عن انقاذهم عندما يحاربوا ضد الانفصاليين |
Şarkının sözleri anlamlı gelmeye başladı ama kendi annesi ile ilgili değil. | Open Subtitles | الكلمات في الأغنية بدأت تبدو منطقيةُ لها ولكن ليس عن والدتُها لماذا كان هاتفُكِ مُغلقاً؟ |
Bu ikimizin birlikte olup olmayacağı ile ilgili değil. | Open Subtitles | انه ليس عن كوننا معاً او اياً من هذا ما الذي سأفعله ؟ |
Galanın, film için değil, onlar için olduğunu hissettirmeliyiz. | Open Subtitles | سيكون أفضل مؤتمر صحفي عندما تعتقد الصحافة انه ليس عن الفيلم, بل عنهما |
Bu konuda değil. Yani nasıl... | Open Subtitles | ليس عن هذا، أعني، كيف |
Bunlar berbat evlilik hakkında değil... ...bunlar bezgindiren işler hakkında değil... | TED | حديثي هذا ليس عن زواجات مضطربة. ليس عن الوظائف الرديئة. |
Konumuz paranoyak olup olmadığın değildir Lenny. Konumuz, yeterince paranoyak olup olmadığındır. | Open Subtitles | الأمر ليس عن إن كنت شكاكا بل إن كنت شكاكاً بما فيه الكفاية |
Çözülebilir, Demokrat olarak değil, Cumhuriyetçi olarak değil. | TED | c، ليس عن طريق التصرف كدمقراطي, او التصرف كجمهوري, |