| Bu hayatta bir amacım olduğunu hissediyorum, o amacın ne olduğunu bilmiyorum, ama yönetim danışmanlığı olmadığından oldukça Eminim." | TED | و أشعر أن لدي هدف فى الحياة ولكننى لا أعلم ما هو ولكننى متأكدة أنه ليس عملى كمستشارة إدراية |
| Yerimi söylemene karşılık sana büyük bir ödül vaat ettiğine Eminim. | Open Subtitles | أَنا متأكدة أنه عرض عليك جائزة كبيرة إذا أخبرته أين أكون. |
| Eminim Home Depot'a bakıp iş için daha uygun birini bulabilirim. | Open Subtitles | متأكدة أنه بجولة قصيرة بالسوق التجاري المجاور سأجد أحداً ملائماً للمنصب |
| Aslında yanımda bir baston olmadan stadyumda bir tur atabileceğimden bile emin değildim. | TED | حقيقةً، لم أكن متأكدة أنه بإمكاني المشي حول المدرج بدون أداة لمساعدتي للمشي |
| - Matthew. Adamın hâlâ burada yaşadığına emin misin, anne? | Open Subtitles | أأنتِ متأكدة أنه ما زال يعيش هنا حتى يا أمي؟ |
| Biz olmazsak bile onun iyi olacağına adım gibi Eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه يُبلي بلاءً حسنًا حتى وإن كنا هنا |
| Sırrınız her ne ise sıkıcı olduğuna Eminim o yüzden ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | مهما كان سرّكم أنا متأكدة أنه ممل لذا أنا لست مهتمة |
| Tabi, Eminim bu poşetlerde , seni tutuklatacak bir şeyler vardır. | Open Subtitles | أجل، متأكدة أنه يوجد شيء في تلك الأكياس يمكننا اعتقالك بسببها |
| Eminim yakında buradan kurtulacağız ve bu olduğunda, hemen işe koyulacağız. | Open Subtitles | متأكدة أنه سيتم انقاذنا قريباً، وعند ذلك، ستود ضرب الأرض جرياً |
| ♫ ♫ Lewis Carroll Eminim ki Alice'e yaptı. | TED | ♫ أما عن لويس كارول فأنا متأكدة أنه شاذ ♫ |
| Eminim ki birkaç gün içinde varoluşsal tehlikeyle ilgili veya robotların işlerinizi elinizden alacağı hakkında yeni haberler çıkacak. | TED | أنا متأكدة أنه في غضون الأيام المقبلة ستكون هناك أخبار عن خطر وجودي، كروبوتات تستحوذ على أعمالنا. |
| Ve Eminim hiç bir yuva olamaz beni içine alacak kadar büyük | Open Subtitles | وانا متأكدة أنه لا يوجد عش كبير بما يكفى لى |
| Orada kimsenin sizinle boy ölçüşemeyeceğinden Eminim, hanımefendi. Gerçekten öyle mi sence? | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه لا يوجد أحداً فى جمالكِ , يا سيدتى |
| Orada kimsenin sizinle boy ölçüşemeyeceğinden Eminim, hanımefendi. Gerçekten öyle mi sence? | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه لا يوجد أحداً فى جمالكِ , يا سيدتى |
| Dans salonundaki kızlardan biriyleydi. O olduğuna Eminim. | Open Subtitles | كان برفقة فتاة من قاعة الرقص أنا متأكدة أنه هو، بالرغم من ذلك |
| - Matthew. Adamın hâlâ burada yaşadığına emin misin, anne? | Open Subtitles | أأنتِ متأكدة أنه ما زال يعيش هنا حتى يا أمي؟ |
| Kız, onun Erika Mueller'la çıkan kişi olduğundan emin. | Open Subtitles | اٍن الفتاة متأكدة أنه هو الذى اٍصطحب اٍريكا مولر اٍلى الخارج |
| Bu gece hakkında bir şey demediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتى متأكدة أنه لم يقل شيئاً بخصوص الليلة ؟ |
| Geçmişte yaptıkları ne olursa olsun, şu andaki durumu ne olursa olsun seni sevdiğinden emin olabilirsin. | Open Subtitles | مهما فعل من قبل ومهما فعل في الحاضر لكنك متأكدة أنه كان يحبك |
| Bana anlatmak istediğin bir şey olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة أنه لا يوجد موضوع لكي تكلميني فيه؟ مثل .. |
| Düşündüm ki, hatta başka birine aşık olduğundan emindim. | Open Subtitles | اعتقدت لقد كنت متأكدة أنه يحب واحدة أخرى |