Bir rüyaydı ve ondan geriye bir şey kaldı mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد كان حلم ولا يوجد شئ متبقي مما إعتقدنا أننا قلناه |
Ama kendimi affedeceğimden adım gibi eminim, çünkü çok az zamanım kaldı. | Open Subtitles | لكني متأكده تماماً بأني سوف اسامح نفسي, لان متبقي لدي وقت قصير, |
10 dakika çılgın satışından son 8 dakika kaldı 8 dakika. | Open Subtitles | متبقي 8 دقائق على إنتهاء حملة تخفيضات العشر دقائق المجنونة. ـ 8 دقائق. |
Kariyer dediğin için için yanan şömine odununda bir kıvılcım kalmış mı göreceğiz. | Open Subtitles | حان الوقت لمعرفة ما إذا كان بريق أمل متبقي فيما تسميه مسيرة مهنية |
Boomer, başka mola hakkı kalmadı ve kazanmak için touchdown yapmaları lazım. | Open Subtitles | ليس لديه أي وقت مستقطع متبقي وعليهم أن يسجلوا هدفاً لكي يفوزوا |
herkes onu haftanın iki günü evine götürecek bir dakika dur, ya geriye kalan bir gün ne olacak? | Open Subtitles | كل واحد منا يحتفظ به لمدة يومين من الأسبوع مهلا، هناك يوم متبقي من الأسبوع |
Şimdi, 3 dakika kaldı ve 9 sayı öndeyiz. | Open Subtitles | الان متبقي لنا 3 دقائق ، ونحن متقدمين بـ9 نقاط |
Tamam. Bir ayın kaldı. Ne yapacaksın? | Open Subtitles | حسناً , إذا كان لديك شهر واحد متبقي , ماذا ستفعلين ؟ |
Konuşmadığınız bir şey kaldı mı merak ediyorum. | Open Subtitles | إنها أعجوبة أنكن مازال لديكن شيء آخر متبقي لتتحدثن عنه |
Köpeklerin 1 günden az zamanı kaldı. Onları hemen çıkarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | .متبقي للكلاب يوم واحد .يجب أن نخرجهم من هناك الآن |
Silah artık işine yaramaz. Biz dört kişiyiz, oysa sadece dört mermin kaldı. | Open Subtitles | هذا المسدس لن يفيدكِ، نحن أربعة وانت متبقي لديك أربعة رصاصات |
Ama sen güvenli ellerdesin. Sadece işin formalite kısmı kaldı. | Open Subtitles | لكنكَبأيديأمينةالأن، متبقي فقط بعض الشكليات فحسب |
Altı haftam kaldı, sanırım ondan sonra giderim. | Open Subtitles | متبقي لي 6 أسابيع في خدمتي لذا، فكّرت أن أبقى حتى تنقضي تلك الفترة |
Silahlar ve gemiden sonra, çok az kredim kaldı. | Open Subtitles | بعد الاسلحة والسفينة لدي القليل من الرصيد متبقي |
Bebek İsa'nın üzerinde çok az parıltı kalmış. | Open Subtitles | أترى كيف يكاد يكون هناك أي لمعان متبقي على المسيح الطفل؟ |
Bir günün kalmış olsaydı ne yapardın? | Open Subtitles | اذا كان عندكِ يوم واحد متبقي ماذا تودين ان تفعلي ؟ |
Ne istiyorsanız alın, verecek param kalmadı. | Open Subtitles | , خذ ما تريد . ليس لدي مال متبقي حتى إعطهولك |
Ona güvenmiştik! Hiçbir şeyim kalmadı. O kadar yıIdan sonra elimde birşey kalmadı. | Open Subtitles | لست أملك أي شيئ، ليس متبقي شيئ بعد كل هذه السنوات |
Yaşlı adam kalan son aile üyesi. | Open Subtitles | الرجُل العجوز هو أخر عضو متبقي علي قيد الحياه |
Barney'in 12 saatlik ömrü kaldığını düşünen kızın yalandan evlilik teklif ettiği kızdan çok daha fazla sebebi var. | Open Subtitles | الفتاة التي ظنت أنه متبقي له 12 ساعه للعيش لديها سبب أكبر لتكرهه أكثر من الفتاة التي أصطنع التقدم لطلب يدها |
Üç saniye kalmıştı, ...herkes son atışı yapacağımı biliyordu. | Open Subtitles | كان متبقي ثلاث ثوان والكل علم أني سأقوم بالركلة الأخيرة |
Beyaz gergedanlardan bir tane mi kalmış kredi kartı numaramı vermezsem soyu tükenecek mi? | Open Subtitles | أخر وحيد قرن قزم متبقي سوف ينقرض؟ إذا لم يحصل على رقم بطاقتي الإئتمانية؟ |
Pekala, burada üç saatimiz daha var ve sizinle bu saçmalıkları hem tartışıp hem de bunu kullanamam. | Open Subtitles | متبقي لدينا ثلاث ساعات ولا أستطيع القيادة والمجادلة معكم في آن واحد. |
Zamanı geçmiş olanlar, Arkadaşları kalmamış olanlar. | Open Subtitles | ولن يكون هناك أحداً متبقي ليقول أنّني كنتُ مختلفاً |
Eros'ta geriye bir şeyler kaldıysa buluruz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء متبقي من إيروس هناك، سوف نجده |