- Bana çocukmuşum gibi davranmayı bırak. - O zaman sen de öyle davranmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن معاملتى كالأطفال حسناً , توقفِ عن التصرف مثلهم |
Sana bir şey diyeyim, eğer sizler de öyle ateş edebilseydiniz... bütün emniyet homoseksüel olsa aldırmazdım. | Open Subtitles | سأقول لك شيئاً,لو كان بامكان الباقين منكم التهديف مثلهم لما اهتممت لو كان القسم بأكملة من اللوطيين |
Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen. | Open Subtitles | لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة |
Biz kesinlikle onlar gibi değildik, onların dilini konuşmuyorduk, farklıydık. | TED | ولكننا بالتأكيد لم نكن مثلهم لا نتحدث لغتهم كنا مختلفين |
Hayatim boyu bir sürü katil gördüm Curtis, ama sen onlardan biri degilsin. | Open Subtitles | الآن لقد رأيت الكثير من القتلة في حياتي يا كورتيس لكنك لست مثلهم |
Ama değilim! aynı diğerleri gibiyim, o yüzden siktir git. | Open Subtitles | انا لست كذلك , انا مثلهم ولهذا هم يفعلون بك |
Bu sabah harika müzisyenler dinledim ve asla onlar kadar iyi olamayacağıma eminim. | TED | فأنا سمعت مجموعة من الموسيقيين الرائعين اليوم، وأنا أثق تمامًا أني لا يمكن أن أكون جيدًا مثلهم. |
Biz de onlar gibi zor şartlar altında çalışıp ay başını zor getiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل بجهد أيضا نعيش من دفعة الراتب إلى الدفعه الأخرى , مثلهم تماماً |
Bakış açımı anlayacağını sanmıştım ama sen de onlar gibisin. | Open Subtitles | أتعلمين ، لقد ظننت أنكِ ستفهمين مُعاناتي ولكنكِ مثلهم جميعاً |
Sana ne yaptılar bilmiyorum ama herkes öyle değildir. | Open Subtitles | لا أعرف مافعلوه بك ولكن ليس كل الأشخاص مثلهم |
Ben de kolaylıkla öyle olabilirdim. | Open Subtitles | واتخيل اننى استطيع الإنتهاء مثلهم لأعيش حياتهم |
öyle görünebilirler ama öyle dans etmiyorlar. | Open Subtitles | ربما يبدون مثلهم , و لكنهم لا يرقصون مثلهم |
böyle biri zaten evimde var. Daha ne. Üstelik birbirimizi dinliyoruz. | Open Subtitles | و أنا لدي واحده مثلهم في البيت ونستطيع الحديث مع بعضنا |
Bunlar Ming Hanedanlığından. Daha önce hiç böyle şeyler görmemiştim. | Open Subtitles | هذه من سلالة مينغ، لم أرى قط أيّ شيء مثلهم. |
Daha önce böyle bir şey gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتذكر أي وقت مضى رؤية أي شيء تماما مثلهم |
Genin bir çeşit genetik anahtar olarak kullanıldığını düşünüyoruz... böylece sadece onların ırkı tehlikeli veya güçlü teknolojileri çalıştırabilecekti. | Open Subtitles | نفكر ان الجين إستعمل مثل المفتاحِ الوراثي، لكي يستطيع من هم مثلهم أن يستخدم هذه التقنيات الخطرة و القوية. |
Orada pek çok harika çocuk var. onlardan biri olmaya çalışmalısın. | Open Subtitles | هنالك العديد من الاولاد الرائعين وعليك محاولة أن تكوني مثلهم |
Onları anladığınızı göstermek için gülersiniz, onlara katıldığınızı, onlarla aynı grupta olduğunuzu. | TED | بل أنتم تضحكون لتروا الناس أنكم فهمتموهم، و أنكم توافقونهم و أنكم مثلهم جزء من نفس المجموعة. |
Birçoğundan ilham aldım ve umarım bir gün onlar kadar güçlü olabilirim. | TED | لقد ألهمني الكثيرون، وأتمنى أن أكون قويةً مثلهم يوماً ما. |
Sadece dinle, bu adamları kötü oldukları için öldürmek seni de onlar gibi yapar. | Open Subtitles | الرجل هؤلاء قتلت إذا فقط, اسمعني مثلهم سيئاً ستكون |
Ama gerçek şu ki... sen de aynen onlar gibisin. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أنك مثلهم تماما |
onlara pataklayarak herkesi tanır oldum, hatta sevmeye bile başladım. | Open Subtitles | أهينهم بقوة حول مساعدتي إلى أن ينفصلوا حتى أصبح مثلهم |
Pekala, hepimizin büyüyünce onun gibi olmak istediği bir çocukluk kahramanı vardır. | TED | كلنا كان لدينا أبطال في طفولتنا وددنا أن نصبح مثلهم تمامًا، أليس كذلك ؟ |
Bugün sizinle, özgünleri fark etmek ve onlar gibi olmak için öğrendiğim üç şeyi paylaşacağım. | TED | أريد أن أريكم اليوم ثلاثة أشياء تعلمتها عن التعرف على الأشخاص المبدعين وعن كيف تصبح نوعا ما مثلهم. |