"محدود" - Traduction Arabe en Turc

    • küçük
        
    • sınırlı
        
    • az
        
    • limitli
        
    • sınırlıdır
        
    • yasak
        
    • belli
        
    • sınırı
        
    • sonlu
        
    • sonsuz
        
    • kısıtlı
        
    • sayısız
        
    • kısıtlayıcı
        
    • sınırsız
        
    Ancak 21. yüzyıl materyal inovasyonu sınırlı sermayeli ve küçük ekipli start-up'lardan oluşuyor. TED ولكنّ الثورة الماديّة في القرن الواحد والعشرين تَجري بقيادة شركات ناشئة ذات فِرقٍ صغيرةٍ ورأس مالٍ محدود.
    Salgın şimdi de insan popülasyonunda görülüyor. Şimdilik neyse ki küçük çaplı salgınlar, ufak gruplar arasında müşahade ediliyor. TED نحن الآن نرى تفشيات للفيروس بين تجمعات البشر. حتى الآن، لحسن الحظ، في نطاق محدود تفشيات بسيطة، في تجمعات قليلة.
    Ancak her gün bel bağladığımız bu uydular sınırlı bir ömre sahip. TED لكن تلك الأقمار التي نعتمد عليها ليل نهار لها عمر افتراضي محدود.
    Çok az vaktimiz var, Bay Neary. Bu, Bay Lacombe. Open Subtitles وقتنا محدود للغاية يا سيد نيري هذا هو السيد لاكومب
    Limitlidir. Bilginiz de limitlidir, sağlığınız da limitlidir, ve dolayısı ile güç de limitlidir, ve mutluluğunuz da limitli olacaktır. TED انه محدود. معرفتك محدودة, صحتك محدودة, ولهذا فالقوة أيضاً محدودة. والبهجة أيضاً ستصبح محدودة.
    Bundan ötürü de sınırlıdır seçme özgürlüğü. Open Subtitles لذلك كان من الواجب ان يكون اختياره محدود بما تملي عليه التقاليد التى تفرضها الدولة
    Doğu Kanadı, orası kapalı. Batı kanadı ise, yasak bölge. Open Subtitles الجناح الشرقي مغلق الجناح الغربي الذهاب منه محدود
    Onunla evlenip, 3 yılda 4 çocuk verecek küçük maaşlı bir banka memuru için mi? Open Subtitles لموظف بنك ذو دخل محدود يتزوجها و يعطيها أربعة أولاد في ثلاث سنين؟
    Demek istediğim: Burası sınırlı sayıda kadının yaşadığı küçük bir kasaba. Open Subtitles أعني هذه مدينة صغيرة مع عدد محدود من الفتيــات
    Bir bombanın sınırlı etkisi olur. Sonuçta küçük bir pakettir. Open Subtitles قنبلة واحدة لها تأثير محدود انها مجرد حزمة صغيرة
    Sayın Başkan, araştırmamızdaki tespitlerimizde tarihinizin son 300 yıl ile sınırlı olduğunu gördük. Open Subtitles لاحظنا في بحوثنا أن تاريخكم محدود جداً .. يصل إلى 300 سنة فقط
    Bunun anlamı, bunun gibi uyarıcı sayıların sınırlı etkisi olabileceği. TED ما يعنيه ذلك أن إشاراتٍ محذّرةٍ كهذه قد يكون أثرها جد محدود.
    Birkaç yıl çiftçilere, çok yüksek pazarlama maliyetleri ve sınırlı başarı ile doğrudan sigorta satışını denedik. TED حاولنا لبعض السنوات بيع وثائق التأمين للمزارعين مباشرةً بتكاليف تسويق مرتفعة جدًا ونجاح محدود جدًا
    Çok az yeme ihtiyacınız var, çok az kullanım alanına. TED أنت بحاجة إلى طعام قليل تأثير جانبي محدود
    Ve üçüncü olarak; daha az elle tutulur , ama gene de sonsuz bilgi üretiminin, açıklamasında önemli olan kanıtının olması. TED ومن ثم ثالثا ومهما للتراكم الغير محدود للمعرفة والتعليل هو الدليل.
    limitli radyo bağlantısı nedeniyle ADM alamıyoruz. Open Subtitles لدينا إتصال محدود ، يشير لوجود رسالة طوارئ
    Sadece bunlarla limitli değil ama aşkın bileşenlerini oluşturanlar arasında şunları sayabiliriz: Open Subtitles متضمِّنة, لكن ليست محدود بهم, الإنجذاب, الإحترام, الثقة, الطاقة.
    Vaktiniz çok sınırlıdır ve tam zamanında geçmelisiniz. Open Subtitles وقتك هناك محدود يجب عليك ان تترك المكان في الوقت المناسب
    Hayalgücü Gemimizi, Dünya'nın, birkaçımız hariç çoğumuz için yasak bölge olan bir bölgesine yönlendirelim. Open Subtitles دعونا نأخذ سفينة الخيال إلى جزء من العالم محدود للجميع عدى لقلة منا.
    Çimleri tutmanın belli bazı avantajları da olabilir ve bence bunu yapmak için cesaretlendiriliyoruz. TED وأعتقد أن هناك ربما بعض الميزات لحفظ المروج في نطاق محدود ، وأعتقد أننا شجعنا للقيام بذلك.
    Emebileceğimiz bilginin sınırı sadece sayımızla sınırlı. Open Subtitles مدى المعرفة التى نحصل عليها محدود فقط بعددنا
    Evren sonsuz gibi görünüyor -ki öyle- ama gözlemlenebilir evren sonlu. TED يبدو كعالَمٍ غير محدود، وهو كذلك ولكنَّ العالم المَرئي محدود ومتناهي.
    O kısıtlı malzemeden, kahvaltıda harikalar yaratan bir iskoç kadınıdır. Open Subtitles مطبخها محدود إلى حد ما لكن عندها فطور كأي إسكتلندية
    Sanırım sayısız kadınla birlikte olmak size yeterli gelmiyordu. Hıh? Open Subtitles أظن لديك مورد غير محدود للنساء المثيرات وهذا غير كافي
    Bu neredeyse kesin bir şekilde çok kısıtlayıcı - hatta balık için bile, ve kesinlikle bizim için. TED الذي في الصورة حتماً محدود جداً-- ربما حتى للسمك، وحتماً لنا.
    Fakat, adını neredeyse unuttuğumuz bir elektrik dehası var: Dünyaya sınırsız enerji sağlayabilme hayali ile yaşamış bir adam. Open Subtitles لكن هناك عبقري اخر في علوم الكهرباء تم نسياته بالمره رجل كان يحلم بامداد العالم بمصدر لا محدود للطاقه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus