"محلّ" - Traduction Arabe en Turc

    • dükkanına
        
    • dükkanında
        
    • dükkanının
        
    • dükkânı
        
    • dükkanından
        
    • mağazasından
        
    • Poligondaki
        
    Evet iyi olan tarafıysa içki dükkanına bir bebekle girdiğinde dostum... Open Subtitles أجل، و من جانب آخر، تذهبُ إلى محلّ الخمور و أنت تحملُ طفلا،
    Sadece sokağın karşısındaki meyve dükkanına taze meyve almak için geçtim. Open Subtitles أنا أعمل. لقد قطعتُ الشارع إلى محلّ الفاكهة، لأشتري بعض الفاكهة الطازجة
    Karikatür dükkanında çalışıyorsun. Open Subtitles عمّ تتحدث؟ أنت تعمل في محلّ للكتب الهزلية
    Jelibonum benim. Sen üniversiteyi şu waffle dükkanında aldığın eğitimle mi karıştırıyorsun? Open Subtitles يا عزيزتي، أتخلطين بين الجامعة و بين التدريب الذي مارستِه في محلّ الوافل؟
    Fairview likör dükkanının kamerasından görüntü almışlar. Open Subtitles .. لديهم صورة من كاميرا المراقبة في محلّ .. .. "كحوليات "فيرفيو
    Bu ikinci el dükkânı sizi neden bu kadar heyecanlandırıyor. Open Subtitles ما محلّ البضائع المستعملة هذا الذي يبدو محمّساً؟
    Eski bir tüfek. Bunu özel bir silah dükkanından almış olmalı. Open Subtitles بندقيّة قديمة، لا بدّ أنّه اشتراها من محلّ أسلحة مميّز.
    Hayır, herhangi bir spor mağazasından alabilirsin. Open Subtitles كلا، يمكنك أن تشتريهم من أي محلّ للركض
    Poligondaki görgü tanıkları, Jackson'ın sık sık atış talimi yaptığını doğruladılar. Open Subtitles ومالك محلّ الرماية الذي زرته يقول لي أنّ (جاكسون) ، في الواقع يحبّ إطلاق النار بالأسلحة
    DEA'i, Juice'un ot dükkanına saldım. Open Subtitles جعلت مكتب مكافحة المخدرات يداهم محلّ الحشيش الخاص به
    Ama hatırlasana, beni video dükkanına film almaya gönderdin. Çünkü Netflix'i bekleyemedin? Open Subtitles لكن أتتذكّر، جعلتني أذهب إلى محلّ الفيديو لأحضر الفلم لأنّك لم تستطع انتظار طلب التوصيل؟
    En sevdiğin koku yeni doğmuş bebek kokusu, ve sen 6 yaşındayken, ...alış-veriş merkezinde kaybolmuştun ve geceyi hayvan dükkanında geçirmiştin. Open Subtitles عندما كنتِ في السادسة، تهتِ في مركزٍ تجاريّ، و قضيتِ الليل في محلّ للحيوانات الأليفة. دوركِ الآن.
    Onu çizgiroman dükkanında tutuyorlar. Open Subtitles أمسكوا به في محلّ الكتب الهزلية
    Çalıştığı evcil hayvan dükkanının önündeki otoparka bağlanmıştı. Open Subtitles -هذا شاعريّ . راسٍ في موقف السيّارات قربَ محلّ الحيوانات الأليفة التي تعمل فيه.
    Büyü kartı dükkanının önünde pusuya yatmışlar. Open Subtitles إنّهم يعسكرون خارج محلّ بطاقات السّحر.
    Evet, bir içki dükkanının önünden geç. Open Subtitles أجل, وعرّج على محلّ للخمور
    Acaba buralarda bir rehinci dükkânı var mıydı? Open Subtitles المعذرة هل تعرف ما إذا كان محلّ للرهن هنا؟
    Sokağın sağında donut dükkânı var. Open Subtitles وهناك محلّ دونات في الطّريق المُقابل.
    Eski bir tüfek. Bunu özel bir silah dükkanından almış olmalı. Open Subtitles بندقيّة قديمة، لا بدّ أنّه اشتراها من محلّ أسلحة مميّز.
    - Şeytani Amerikan Oyuncak dükkanından? Open Subtitles محلّ ''دميّة الفتاة الأمريكيّة الشريرة''؟
    Kimliğini şu çizme mağazasından bulduk. Open Subtitles حصلتُ على هويّته من محلّ الأحذية ذاك.
    Kocamın mağazasından çaldım, buraya getirebilmek için, olması gereken yere. Open Subtitles هوجو لم يحرز أيّ تفوق ضد (مارتينيز). سرقته من محلّ زوجي لكي أستطيع إعادته للمكان المناسب.
    Poligondaki görgü tanıkları, Jackson'ın sık sık atış talimi yaptığını doğruladılar. Open Subtitles ومالك محلّ الرماية الذي زرته يقول لي أنّ (جاكسون) ، في الواقع يحبّ إطلاق النار بالأسلحة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus