"مسروق" - Traduction Arabe en Turc

    • çalıntı
        
    • çalınan
        
    • çalındı
        
    • çalınmamış
        
    • çalıntıdır
        
    • çalmış
        
    • soyulmuş
        
    • çalındıysa
        
    • çalınmış
        
    çalıntı bir stop lambası bile bulurlarsa şartlı tahliyen yanar. Open Subtitles وإذا وجدوا أيّ مصباح خلفي مسروق فقد إنتهكتَ شروط خروجك
    Görünüşe göre arkadaşın çalıntı sınav sorularını satma işine bulaşmış. Open Subtitles يبدو أنّ صديقك هنا ..متورط قام ببيع أجوبةً لاختبارٍ مسروق
    Adalete engel olmak suçluyu saklamak, çalıntı silah bulundurmak siz kumruların cezasına 10 yıl ekler. Open Subtitles التآمر لإعاقة العدالة أيواء مجرم وحيازة سلاح مسروق ستسجنان لعشر سنوات لكل منكما أيها الطائران
    Ayrıca son birkaç yılda çalınan H.K. P7 tabancaların listesi vardı. Open Subtitles أيضاَ وقع قائمة بكل سلاح مسروق من نفس الطراز للسنوات الماضية
    Kasabamdaki çok kutsal bir nesne çalındı. Open Subtitles جسم مقدّس جداً كَانَ مسروق مِنْ قريتِي لقرونِ
    Miden çalıntı etle dolu ve tatmin olmuşken bu sabah mı ölmeyi tercih edersin? Open Subtitles أنت بالأحرى لن تريد أن تكون ميتاً هذا الصباح بعد حصولك على رابية جيدة وأمتلاء بطنك بلحماً مسروق
    İzinsiz olarak, çalıntı malla, uçuş planı bildirmeden resmi onay olmadan uluslararası sınırları geçeceğiz. Open Subtitles ونعبر الحدود الدولية بدون تصريح ومعنا أوز مسروق بدون تصريح طيران وبدون موافقة الجهات الرسمية
    Bu çalıntı... Adil bir dava imkansız. Open Subtitles ـ هذا دليل حكومي مسروق ـ هذا يجعل المحاكمة العادلة مستحيلة
    Carmine De Soto-Kulüp Ruby davasında, tonlarca çalıntı delil var. Open Subtitles في قضية كارمن دي سوتو ضد نادي روبي و هناك خداع عن دليل مسروق
    'Ancak, Nick, işini, '20 tombul parmağını da Londra'daki her türlü 'pis, çalıntı pastanın içine daldırarak yapıyor. Open Subtitles نيك , على أى حال قد جعل همه الأكبر أن يضع 20 من أصابع يديه وقدميه فى أى صفقة قذرة تخص أى شىء مسروق فى لندن
    Arkadaşın koça rüşvet olarak iki adamıyla çalıntı televizyon seti göndermiş. Open Subtitles أصدقائك أرسلوا إليه جهاز تلفاز مسروق لكي يحاولوا رشوته
    Adrian Conrad kendisine çalıntı bir ortakyaşam naklettiren biri, kendi ölümcül hastalığını tedavi edebilmek için. Open Subtitles ادريان كونراد هو من زرع لنفسه متكافل مسروق ليعالج نفسه من مرض مميت
    Öleyse Hyde için kirli ve çalıntı hediye ne olabilir? Open Subtitles لذا الذي a هدية جيدة لHyde ذلك هَلْ مسروق وقذر؟
    çalıntı bir mal rehine verildi mi diye biri öğrenmek isterse, kartoteği var mı bakarız. Open Subtitles إن أراد أحد التحري عن غرض مسروق تم رهنه نبحث عن بطاقة تصنيف لدينا
    Bu ev çalıntıdır! Size çalıntı ev satmaya çalışıyor! Open Subtitles هذا منزل مسروق يريد أن يبيع لكم منزلاً مسروقاً
    O para çalıntı olduğu için tatlım, bizim de onlar kadar o paraya hakkımız var. Open Subtitles بما أن كل المال مسروق, يا عزيزى نحن لنا الحق فيه مثلهم تماما
    çalıntı silah bulundurma, silahlı soygun ve Türk hükümeti seninle sohbet etmek istiyor. Open Subtitles هجوم مسلح على مكان عام بسلاح حكومي مسروق
    çalınan nükleer savaş başlığıyla tek bağlantımız bu adam. Open Subtitles هذا الرجل هو خيطنا الوحيد للعثور على صاروخ نووي مسروق
    çalınan nükleer savaş başlığıyla tek bağlantımız bu adam. Open Subtitles هذا الرجل هو خيطنا الوحيد للعثور على صاروخ نووي مسروق
    Etraflarını saran ölüm ve açlığa rağmen, çoğunluğu getirilenlerden çalınan yiyecek ve içeceklerle tıka basa beslenirlerdi. Open Subtitles مع الموت والمجاعة حولهم ألقوا بأنفسهم للطعام والشراب معظمه مسروق من الأفواج الواصلة
    Restoranda kullandığınız silah ATF'nin kasasından çalındı. Open Subtitles السلاح الذي استخدمته في المطعم مسروق من جهة حكومية
    Burada gördüğüm şey, zorla girilmiş ama bir şey çalınmamış bir depo silahlı çatışma ama silah yok, bir sürü kan var ama ceset yok kıyafetlerini çıkarmayı seven ve uzaylılardan bahseden bir FBI ajanı. Open Subtitles ورجال المباحد الفيدرالية لا يتحدثون أيضاً. إذا ما أبحث عنه هنا هو مستودع مقتحم. -بدون شيئ مسروق,
    Hepsi garantili çalıntıdır. Hepsinin ilk sahibi bellidir. Open Subtitles كلّ القابل للتقصّي مسروق فقط لمالكين أصليين.
    Ben bir şeyleri geri vermediğimde, itiraf edeyim, genellikle çalmış olurum. Open Subtitles عندما لا ترجع الأشياء لصاحبها يجب أن تعترف ، أنا من الواضح مسروق
    İki gün sonra kirli nehirde çıplak ve soyulmuş halde bulundu. Open Subtitles وجد مسروق وعاري في النهر القذر
    Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak tek kişi bu adamdır. Open Subtitles لو كان الأمر فيه ماس و كان هذا الماس مسروق فهذا هو الرجل الذى يحب ان تتحدث معه
    Biraz yönünü şaşırmış, ama burada, çalınmış değil, kaybolmuş değil. Open Subtitles إنه بخير .مربك قليلاً لكنه هنا لا مفقود ولا مسروق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus