Kravat sahnesini kravatsız olarak yazıyorum. | Open Subtitles | سأعيد كتابة مشهد ربطة العنق بدون ربطة العنق |
Bir restorandaki bir olay tam da hatırladığınız gibi tekrarlar. | TED | مشهد في مطعم يحدث أمامك تماماً كما كنت تذكر. |
Oyuncular kendilerini hangi pozisyonda bulursa sahneyi ona göre oynamak zorundalar. | Open Subtitles | الممثلون عليهم تأليف مشهد بناءً على الوضع الذي يجدوا أنفسهم عليه |
Pekala, oğlanlar ve kızlar, anneler ve babalar, suç mahalli giderek soğuyor. | Open Subtitles | حسنا أولاد وبنات امهات واباء هذا مشهد الجريمة صار باردا ـ دونوهو؟ |
Bu mücadele sahnesinde, bu hayvanlar cevaplardan çok daha fazla soru yaratıyor. | TED | في مشهد الصراع هذا، يثير هذان الحيوانان أسئلةً أكثر من الإجابات. |
Doğu Virginia'daki bir çim festivalinde sahnede durup bahçe sandalyelerinden oluşan denize baktığımda ve Çince bir şarkı söylemeye başladığımda görüyorum. | TED | رايت ذلك عنما كنت على المسرح في احتفالية فن البلوجراس في شرق فيرجينيا ونظرت الى مشهد الكراسي وانتقلت الى اغنية صينية |
Hayvanat bahçesinde bir sahne çekiliyordu, oynayacak çocuğa ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | نعم ،انهم يصورون مشهد فى حديقة الحيوان ويريدون أطفال اضافيين |
Bu idam sahnesini çok doğal yapalım. | Open Subtitles | دعنا نؤدي مشهد الإعدام يجب أن تبدو طبيعياً قدر المستطاع |
Açmaya çalış bunu. Dünya'nın en büyük randevu sahnesini bulacaksın. | Open Subtitles | حاول أن تفتح قلبي وستجد أعظم مشهد مواعدة بالعالم. |
Tamam Romeo, balkon sahnesini berbat etmekten nefret ediyorum ama neden bizi kurtarıp duruyorsun? | Open Subtitles | حسناً، أكره تخريب مشهد شرفة اللقاءات الرومانسية، روميو، لكن لماذا تستمر بإنقاذِنا؟ |
Ama bizzat sana söyleyeyim de sonradan tatsız bir olay yaşamayalım. | Open Subtitles | لكني سأخبرك بها شخصياً حتي نتجنب مشهد دامع فيما بعد |
Geri gönderelim dedim ama Daphne'nin önünde olay çıkarmak istemedi. | Open Subtitles | حَثثتُ هو يُعيدُه، لَكنَّه لا إخلقْ a مشهد أمام دافن. |
62 fit aşağıdan karışık bir sahneyi nasıl anlayabilirsiniz? | TED | فكيف يمكن قراءة مشهد ملحمي يعلوك بـ 62 قدما؟ |
Millet, bu sahneyi bir kerede çekiyoruz. | Open Subtitles | كُلّ شخص، أوَدُّ الحُصُول على هذا في مشهد واحد |
Suç mahalli fotoğraflarında zaman var. | Open Subtitles | حَسناً، مشهد الجريمةَ الصور جميعاً مشفّرة وقت. 7: |
Final sahnesinde, kanlanıp parçalanabilir. | Open Subtitles | ـ قد تتلوث الأريكة بالدم في مشهد القتل الأخير |
Film endüstrisi filmden tatmin olmak için her sahnede meme görmek istediğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | و صناع الافلام يعتقدون اننا نريد رؤية الاثداء في كل مشهد لنرضي انفسنا |
Hayvanat bahçesinde bir sahne çekiliyordu, oynayacak çocuğa ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | نعم ،انهم يصورون مشهد فى حديقة الحيوان ويريدون أطفال اضافيين |
Onu sıradan bir sahneye koyup yanına da bir ucube ekliyorlar. | Open Subtitles | يصورونه في مشهد عادي و بعد ذلك يقومون بإضافة كائنات غريبه |
Bizi beraber bir ask sahnesine koy ve sana cinsel saatli bomba. Tamam, tamam. | Open Subtitles | اذا وضعتنا نحن الاثنين فى مشهد حب ستحول الامر الى قنبلة جنسية موقوتة |
Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada. | Open Subtitles | كان لي مشهد ساخن معه بعد ظهر اليوم وأنت تقل الفتيات من المدرسة |
Tümüyle saçma bir sahneydi. | Open Subtitles | كان الموقف بأكمله مشهد شديد الغرابة وفكرت : |
Er istedi ve ben de suç mahallinde ne bulduğunuzu ona söyledim. | Open Subtitles | المسؤول الخاصّ وأنا سعّرته الذي وجدت في مشهد الجريمة. |
Fakat en güzel yeri, eczanenin önünde şu kadına eşyalarını getirmesini söylediğin yerdi. | Open Subtitles | لكن أفضل مشهد كان أمام الصيدلية عندما طلبت من تلك المرأة أن تحضر لكي أغراضك |
Şimdi de Mar Vista, California'dan bağımsız kay kaycı Stacy Peralta. | Open Subtitles | فوق قادم من مشهد مارس كاليفورنيا، متزحلق مستقل، ستايسي بيرالتا. |
aynı şeyler.aktrist çadırdan çıkmıyor son çekim için ödemesi yapılmamış olmalı. | Open Subtitles | نفس الأمر، لن تخرج البطلة من الخيمة ربما لم تأخذ دفعتها في آخر مشهد |