"مصباح" - Traduction Arabe en Turc

    • fener
        
    • feneri
        
    • ışık
        
    • lambayı
        
    • lambasını
        
    • lambam
        
    • lambanın
        
    • ışığı
        
    • fenerin
        
    • ampulü
        
    • lambaya
        
    • fenerini
        
    • ışığını
        
    • farı
        
    • fenerle
        
    Bir elinde fener varsa, diğer eliyle de kendi kendine kapanan bir kapıyı açık tutuyorsa, silah tutacak eli kalmaz. Open Subtitles لقد سمعوا، لو كان لديه مصباح في يد وممسك بباب متأرجح في اليد الأخرى ليس لديه يد أخرى لحمل المسدس
    Bence bebekler ve küçük çocuklar sahne ışığı gibi bir idraktan çok fener gibi bir idrağa sahip görünüyor. TED أعتقد أن الرضع وصغار السن لديهم وعيٌ هو أقرب إلى ضوء مصباح منه إلى ضوء كشاف مسلط.
    Yanında feneri ve bir kaç küreği olan var mı? Open Subtitles أي شخص يحصل على مصباح يدوي وزوجين من المعاول ؟
    Bu ağaçta bir ışık var yanmayacak doğrudan. Open Subtitles هناك مصباح على هذه الشجرة لا يعمل مصباح على طرف الشجرة
    Her şey üzerinde ve sadece öğrencilerin masadaki lambayı açmalarına tepki olarak zıplıyor. TED كل شيء على متن الروبوت، وتم القفز على شكل ردة فعل للضوء الناتج عن مصباح المكتب الذي يقوم الطالب بإضاءته
    Bir el fenerini, sokak lambasını ya da koca bir sokağı aydınlatmaya yetecek kadar mıydı? Open Subtitles أكافية لانارة مصباح أم مصباح شارع أم حي سكني؟
    Simdi Bayan Manion'dan köpege bir fener vermesini isteyecegim. Open Subtitles والآن ساطلب من السّيدةَ مانيون ان تجلب مصباح كاشف للكلبِ.
    O gerçekten bir fener. Ben de neden bu odada bu kadar çok pil var diyordum. Open Subtitles ــ إنه حقا مصباح كاشف ــ لا عجب من أنك تملكين الكثير من البطاريات
    Herkes için birer fener getirdim. Open Subtitles هناك مصباح لكل منكم اقترح ان يكون مشتعل او على مقربه منكم طوال الوقت
    Yanında feneri ve bir kaç küreği olan var mı? Open Subtitles أي شخص يحصل على مصباح يدوي وزوجين من المعاول ؟
    Elimde 500 sayfa tünel plânı ve el feneri var. Open Subtitles أجل, لدي 500 صفحة من سجلات الانفاق و مصباح يدوي
    Bir el feneri lens gibi geliyor. Ben düşünüyordum budur. Open Subtitles يبدو وكأنة عدسة مصباح يدوى هذا ما كنت افكر بة
    Bir dakika, arka duvarda ışık falan yok. Open Subtitles إنتظر دقيقة، ليس هناك مصباح على الحائط الخلفي.
    Sütü katmadan önce, sanki biri kafamda bir ışık yaktı. Open Subtitles و قبل أن أصب اللبن كما لو كان مصباح أضاء في رأسي
    Elektrikleri vardı, ama başka birinin hattından kaçak çekilmiş yasadışı bir hizmetti, ve sadece cılız bir lambayı çalıştırabiliyordu. TED لديهم كهرباء، ولكنها كانت خدمة غير قانونية توصل من أسلاك شخص آخر، ويمكنها فقط إضاءة مصباح واحد ضعيف.
    Bu gece her lambayı yanık tutamayız. Open Subtitles يبدو أن البطاريات تعطب يجب علينا الإبقاء على كل مصباح فى البيت مضاء هذه الليلة
    Ayrıca, bayan Lange kadınlar tuvaletinin lambasını değiştirilmesinin gerektiğini söylüyor. Open Subtitles ايضاً تقول السيدة لينج أن حمام السيدات يحتاج الى مصباح جديد
    Yani yakında Jones'un olacak benim nargileli lambam. Open Subtitles أتعنين مصباح الشيشة خاصتي , وقريباً لجونز
    Şimdi LED lambanın sokak lambası olduğunu ve sisin var olduğunu hayal edelim. TED لكن تخيل الان ان مصباح الليد هو مصباح بالشارع وهناك ضباب
    En işe yarar erişim tüneli bu. fenerin var mı? Open Subtitles هذا أقرب خط مجاري يوصلك للنفق، ألديك مصباح يدوي ؟
    Ya da ulaşması çok zor olan bir ampulü değiştiriyordur. Open Subtitles أو يحاول أن يغيّر ضوء مصباح من الصعب الوصول إليه.
    Yaptığım nargileyi, tekrar lambaya dönüştüreceğim. Open Subtitles ثمّ سأذهب لإرجاع آداة ترشيح الدخان التي صنعتها إلى مصباح مرة أخرى
    gece vakti hayvan avlamak istediğinizde tünel lambası olarak kullanılan madenci fenerini yanınıza alırsınız. TED إن حصل و أردت اصطياد الحيوانات ليلا تأخذ معك مصباح عامل المنجم المسمى مصباح المناجم
    Bu dünyanın ışığını ilk kez 60 vatlık bir ampul biçiminde gördüm. Open Subtitles أول ضوء رأيته في هذا العالم كان صادراً من مصباح بقوة ستين شمعة
    Tarife uyan dört araç bulundu. Birinin arka farı kırık. Open Subtitles سيدى، لقد وجدنا اربعة سيارات فى محيط المبنى و احداهم بها كسر فى مصباح الضوء الخافت
    Sonrasında, gösterilerini bitirip gölgelerde kaybolur kaybolmaz, genç bir adam propan bir fenerle geldi, feneri ağaca astı, bir perde çekti. TED اللحظة التالية, بمجرد ان انتهوا واختفوا في الظلال جاء شاب حاملاً مصباح بروبان علقه على شجرة وأنزل الستار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus