"مضطرة" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda
        
    • gerek
        
    • zorundayım
        
    • gerekmiyor
        
    • mecbur
        
    • gerekiyor
        
    • gerekmez
        
    • zorundaydım
        
    • mecburum
        
    • gerekir
        
    • gerektiğini
        
    • gerekti
        
    • zorundasın
        
    • gerekmeyecek
        
    • mecbursun
        
    Parayı sağlamak zorunda değilim, çünkü artık sen bana hiçbir şey yapamazsın. Open Subtitles لست مضطرة للحصول عليه لأنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن
    Bu da benim tesellim madam. Bakmak zorunda değilim. Siz de öyle. Open Subtitles هذا هو عزائي، أنا لست مضطراً على أن أنظر إليه ولكنكِ مضطرة.
    Sonra terk edilirler ve başlarının çaresine bakmak zorunda kalırlar. Open Subtitles ثم يتم هجرها بعد ذلك .وتصبح مضطرة للدفاع عن نفسها
    Belki bir sperm bankasına giderim. - Brezilya'ya gidiyorsan buna gerek yok. Open Subtitles ربما يجب على أن أذهب أنا بدلا عنكى أنتى لستى مضطرة لذلك
    Bu evdeki her şeyin yarısı benim, kapı çalmama gerek yok. Open Subtitles أملك نصف الأشياء في هذا المكان ، لست مضطرة أن أطرق
    Kendimi yaşamımı kazanmak zorunda buluverdim... ve toplum bana başka seçenek sunmadı. Open Subtitles أنا مضطرة لهذا لأكسب عيشي و المجتمع لا يعرض أي فرصة أخرى
    - Bunu yapmak zorunda değilsin. - Biliyorum. Yapmak istiyorum. Open Subtitles ليستِ مضطرة ان تفعلي هذا اعلم ، أريد فعل هذا
    Biliyorsun, gelmek zorunda değilsin. Benim annem sonuçta, ilgilenebilirim. Saçmalama. Open Subtitles تعرفين, لستِ مضطرة للمجيء إنها أمي, و يمكنني الإعتناء بها
    Bir işinin çıktığını ve yemeği iptal etmek zorunda olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت أن أمراً ما قد طرأ وأنها مضطرة لإلغاء موعد العشاء
    Bir işi çıktığı için yemeği iptal etmek zorunda olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت أن أمراً ما قد طرأ وأنها مضطرة لالغاء موعد العشاء.
    Senin için bunu görmek ve atlatmak zorunda olmak nasıldır hayal edemiyorum. Open Subtitles لا استطيع تخيل كم يمثل الامر لك ان تكوني مضطرة لرؤيت هذا
    Benim için çok hoş bir şey. Bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles ذلك التصرف كان طيباً مني , لم أكن مضطرة لفعل ذلك
    Biliyorsun, çocuklar için o kadar hediye getirmenize gerek yoktu. Open Subtitles تعلمين .. لم تكوني مضطرة لجلب كل تلك الأغراض ..للأولاد
    Ne istiyorsan al. Çok yiyeceğimiz var. Çalmana gerek yok. Open Subtitles خذي ما تشائين، فلدينا الكثير من الطعام، ولست مضطرة للسرقة.
    Doğruca odama git ve orada bekle. Ayakkabılarını çıkarmana gerek yok. Open Subtitles لذا اذهبي مباشرة إلى غرفتي وانتظريني هناك, لستِ مضطرة لخلع حذائيك
    Seni böyle aradığım için üzgünüm ama seninle konuşmam gerek. Open Subtitles أنا آسفة لاتصالي بك بهذا الشكل لكني مضطرة للتحدث إليك
    Bu çiçekleri toplamak için göl kıyısına kadar gitmene gerek yoktu. Open Subtitles لم تكوني مضطرة للذهاب إلى البحيرة من أجل تلك الأزهار
    Üzülerek söylüyorum ki yaratıcı dokunuşlarınızdan daha fazla tatmak için iştahımı saklamak zorundayım. Open Subtitles وللأسف هذا يعني أني مضطرة للحفاظ على شهيتي لأجل المزيد من لمساتك الإبداعية.
    Bak, gelmen gerekmiyor, tamam mı? Yani, her şeyi unutabilirsin. Sadece unut, tamam mı? Open Subtitles لست مضطرة إلى الذهاب, يمكننا أن ننسى كل شيء, حسناً؟
    İngilizlere karşı direnişin yardımına koşmaya... mecbur olduğu bir adam. Open Subtitles ظهور رجل المقاومة ضد البريطانيون تشعر بأنها مضطرة للتجمع حوله
    Onu o şekilde görmen gerekiyor mu? Open Subtitles أنا أقصد هل ستكونين مضطرة لرؤيته بتلك الطريقة؟
    Bir köle onun kadar güzel olursa, çalması gerekmez. Open Subtitles عندما تكون عبدة في مثل جمالها فإنها ليست مضطرة للسرقة
    Sadece köpeğin yüzünde görülen ifade için bu slaytı kullanmak zorundaydım. TED أنا مضطرة لاستخدام هذه الشريحة. إنها فقط النظرة على وجه الكلب.
    Seni seviyorum ve seninle bu konuda konuşmamam gerekiyorsa çok üzgünüm ama mecburum. Open Subtitles أحبك و آسفة إن كان عليَّ ألا أقول هذا لكنني مضطرة
    Hep bir kurşun yemeden önce polis olmam gerekir diye düşünürdüm. Open Subtitles الآن لست مضطرة أن أنتظر حتى اصبح شرطية بعد أن أصابتني طلقة
    Kadın olduğu için istirmar edilmemesi gerektiğini öğrendim. TED علمت أنها لم تكن مضطرة ليساء لها لأنها امرأة.
    Ayaklarımı traş ettim..sonra yapmamam gerekti diye düşündüm Open Subtitles لقد حلقت ساقي و لكني أدركت بعدها أني لم أكن مضطرة على الأغلب
    - Korkarım onu söndürmek zorundasın. -Tanrı aşkına burası bir bar. Open Subtitles ــ أخشى أنك مضطرة لإطفاء لفافة التبغ ــ إنها حانة
    Saban kullanman da gerekmeyecek. Sana bir traktör alacağım. Open Subtitles أنتِ لن تكوني مضطرة لاستعمال ذلك المحراث القديم فأنا سأشتري لكِ تراكتوراً
    İstemiyorsun ama satmaya mecbursun. Open Subtitles انت لا تريدين بيعها,ولكنك مضطرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus