Bu çok kötü. Seni çıplak görmeyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | انه سيء جداًً,لقد مضى وقت طويل منذ ان رأيتك متعري |
Bir erkek tarafından ziyaret edilmeyeli çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ آخر مرة جاء رجل لزيارتي |
Bu biraz fazla olabilir, ama çok uzun zaman oldu ve-- | Open Subtitles | كنت لأكون كذلك أيضاً . لكن مضى وقت طويلو أناأعرفأنه .. |
Sonuçta adam gibi korsanlık yapmayalı epey bir zaman geçti. | Open Subtitles | يبدو أنه مضى وقت طويل ولم نقم بعملية سرقة حقيقية |
Ben de öyleydim zaten. Ama üzerinden çok zaman geçti tabii. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنني كنت كذلك أيضاً لكن مضى وقت طويل جداً |
Düşünüyordum da böyle harika bir gece geçirmeyeli uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر لقد مضى وقت منذ قضينا ليلة رائعة كهذه |
Hiçbir şey canım, sen bu evden gideli öyle uzun zaman oldu ki... | Open Subtitles | لا شيء عزيزتي، ولكن مضى وقت طويل منذ آخر مرة خرجتِ فيها من المنزل. |
Şoförlü biriyle tanışmayalı çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ رأيت أحدا لديه سائق |
Eve gitmeyeli çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل عندما كنت هناك في هونغ كونغ |
Bir kadınla konuşmayalı çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ اخر مرة تحدثت فيها الى امرأة |
Uzun zaman oldu. Fisher, Tanrı aşkına. Gerçekten seni tanımayacağımı mı sandın? | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل. فيشر، بحق المسيح. هل اعتقدت أنني لن أتعرف عليك؟ |
Hey, görüşmeyeli uzun zaman oldu dostum. | Open Subtitles | مرحبا، مضى وقت طويل لم نر فيه بعضنا يا صاح. |
Biriyle çıkmayalı çok uzun zaman oldu. Son 40 yılda çok şey değişti mi? | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ واعدت هل تغيرت القواعد في 40 سنة الفائته؟ |
Uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ مشينا هنا مع بعضنا آخر مرة |
O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti ve bir dahaki ihtiyaç olacak zamana kadar muhtemelen yine uzun bir zaman geçecektir. | TED | إذا كان قد مضى وقت طويل منذ نفاذكم إلى تلك المعلومات، فعلى الأغلب سيمرّ وقت طويل قبل العودة إليها من جديد. |
Ah, John Smith'in ölüm haberinin üzerinden çok zaman geçti. | Open Subtitles | مضى وقت طويل منذ وصول الأخبار عن موت جون سميث ربما حان الوقت لكى تضعى هذا خلف ظهرك. |
Son konuştuğumuzdan bu yana çok zaman geçti ve artık küçük bir kız değilim. | Open Subtitles | حسناً، مضى وقت طويل منذ أن تحدثنا وأنا لم أعد طفلة صغيرة بعد الان |
Böyle çalışmayalı uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ ان شممت هذه الرائحة |
Beni hatırlamıyorsun değil mi? Pekâlâ, bu uzun zaman önceydi. Martino! | Open Subtitles | انت لا تتذكرني, اليس كذلك ؟ حسنا مضى وقت طويل مارتينو لا تطلق النار |
Ve istemem arkada bıraksın -- Son pamuk balyanızı toplayalı bayağı olmuş galiba, değil mi? | TED | ولا أريده أن يتركني لقد مضى وقت طويل مذ كنا نقطف القطن هناك أليس كذلك؟ |
Biliyorum uzun süre oldu, ama birkaç gün sonra L.A'da imza günüm var. | Open Subtitles | ... اعرف انه مضى وقت ولكني سأحضر جلسة توقيع للكتاب في لوس انجلوس, بعد يومين |
İhtisasımın üzerinden uzun süre geçti, dostum. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل جدا منذ أن كنت مقيما , يا رجل. |
Bir zamanlar çok iyi dostumdu. Uzun zamandır onu görmüyorum. | Open Subtitles | نعم ، في وقت ما كنا صديقين مقربين و لكن مضى وقت طويل لم أره فيه |
Üniversiteden beri çok zaman geçmiş ha? | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ أن كنت في الجامعة؟ |
Çok fazla zaman geçtiğini bilmezler. | Open Subtitles | أتعلم، لكنهما لا يعرفان اذا قد مضى وقت أطول من اللازم. |
- Yani bir süredir bu alanda yoksun paslanmış olabilirsin ve biz bu pası çözebiliriz. | Open Subtitles | مضى وقت على ممارستك ويمكننا الإستفادة جميعاً من تجديد ذهني |