| Bayım, lütfen kilitli olup olmadığını iyice kontrol edin. Şurada. | Open Subtitles | سيدي رجاءً, رجاءً كن متأكداً إنه مقفل ياسيدي, رجاءً, هناك |
| Hizmetçi cesedi bu sabah bulmuş ve kapının içeriden kilitli olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | خادمة عثرت على جثة هذا الصباح، قالت الباب كان مقفل من داخل. |
| Senin bodrumunda yarım zekalı bir şey kilitli değil ve merak edecek bir karın da yok. | Open Subtitles | ليس لديك شىء غبى . مقفل علية فى غرفتك العلوية . ولا يوجد لديك امرأة تقلق حول هذا الامر ايضا |
| Hey, kusura bakma, alışveriş merkezi kapalı ama nereye park ettiğini söylersen sana en yakın çıkışı gösterebilirim. | Open Subtitles | السوق مقفل لكن يمكنني مساعدتك في إيجاد أقرب مخرج إذا أخبرتني أين وضعت سيارتك |
| - Hiç kimse. Kapalıydı. - Adam da içeri de kilitli miydi ? | Open Subtitles | لا أحد, كان مغلقاً وهذا الرجل مقفل عليه؟ |
| Kapı kilitli ben de beklerken çizim pratiği yaparım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | الباب مقفل ، لذا أتدرب على الرسم بينما أنتظر |
| Gün boyunca kilitli oluyor ve geceleri de neredeyse kimse gelmiyor. | Open Subtitles | ولكنه مقفل دوماً خلال النهار، وعند الليل، تقريباً، لا يأتي أحد إلى هنا مطلقاً |
| kilitli. Levye gibi birşeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | إنه مقفل إنه مقفل أحتاج إلى عتلة أو شيء ما |
| 24 saat burada kilitli halde işeyip sıçıyorsun ve kaç kişinin öleceği hakkında kararlar veriyorsun! | Open Subtitles | مقفل عليك 24 ساعة في اليوم بين الغائط و البول و تقوم باتخاذ قرارات قد تقود إلى موت عدد من الرجال؟ |
| Dinleyin, kapıları ve pencereleri kontrol edeceğiz her yerin kilitli olduğundan emin olun. | Open Subtitles | أسمعي, سوف نفحص الأبواب و النوافذ نتأكد أن كل شيء مقفل بإحكام |
| 24 saat burada kilitli halde işeyip sıçıyorsun ve kaç kişinin öleceği hakkında kararlar veriyorsun! | Open Subtitles | مقفل عليك 24 ساعة في اليوم بين الغائط و البول و تقوم باتخاذ قرارات قد تقود إلى موت عدد من الرجال؟ |
| Adam kilitli bir evin kilitli odasında ölü bulunmuş. | Open Subtitles | تمّ تمزيق رجل حتى الموت داخل غرفة مقفلة بداخل منزل مقفل |
| Arka kapı da kilitli. Sanırım sürgülenmiş. | Open Subtitles | الباب الخلفي مقفل أيضاً يبدو و كأنه قفل مزدوج |
| İnsanlar genelde kilitli bir kapının ardındaki kapıyı kilitlemezler. | Open Subtitles | نادراً ما يفكر الناس في إقفال باب يقع خلف باب مقفل آخر |
| Dünyayı kurtarmak için son 20 dakika ve elimde bir tek postane var. O da kapalı! Şuradaki nedir? | Open Subtitles | عشرين دقيقة لإنقاذ العالم وكل مالدي محل بريد وهو مقفل.ماهذا |
| Ağız kapalı bir öpücüktü. | Open Subtitles | بينما كنت تتبادل اللعاب . مع جوال . لقد كانت قبلة مع فم مقفل |
| - Kapı kilitliydi. - Peki ya küpeler? | Open Subtitles | ـ انظروا ، الباب كان مقفل ـ ماذا عن القرط؟ |
| - Güvenlik sebebiyle kilitlenmiş efendim. - Açtır hemen Binbaşı. | Open Subtitles | انه مقفل أمنيا، سيدي - حسنا افتحه رائد ، الان - |
| Hikayecimizi anahtarı olan bir kilit altına aldığımızda, daha rahatlamış hissedeceğim. | Open Subtitles | و سوف اشعر بالارتياح عندما اضع راوى القصه هدا فى سجن مقفل |
| Yani ona hava atmayacağım, onu incitmeyeceğim, ... ama o kapı artık kapandı. | Open Subtitles | لذا أنا لن أتباهى بها, أنا لا أريد أن أجرح مشاعره, لكن ذلك الباب مقفل. |
| Diğer evine. Kapının kilidini açık bıraktım. İçkisine hap attım. | Open Subtitles | بيته الآخر وتركت الباب غير مقفل ووضعت قرصاً في مشروبه |
| Ne yapacağız? Yol kapanmış! | Open Subtitles | ماذا تفعل الطريق مقفل أمامنا |
| Bekleyin, kapı kilitlidir. | Open Subtitles | لحظة فقط انه مقفل |
| Tamamen mühürlü. İçeriye girmesi mümkün değil. | Open Subtitles | هذا المكان مقفل تماماً يستحيل أن يكون قد دخل إلى هناك |
| Telefon şirketine göre o dönem boyunca telefon kapatılmış gibi. | Open Subtitles | الشركة المسؤولة تقول أنه كان مقفل ذلك الوقت. |
| Sonra iyi geceler dedi ve film izleme odasını kapattıktan sonra buraya çıktım ve kapıyı sürgülü buldum. | Open Subtitles | ثم قالت طاب مساؤك وبعد إغلاقي لغرفة العرض صعدت إلى هنا ووجدت الباب مقفل |
| - Matkap ucu kilitlendi ve hazır. | Open Subtitles | رأس المثقاب مقفل و جاهز بدأ عملية التمدد |
| Bu kapı dışarıdan kilitleniyor. | Open Subtitles | ذلك الباب مقفل من الخارج |