İstersem çok ikna edici olabilirim. Tabii o ne yaptığını bilmiyordu. | Open Subtitles | وبإمكانك إكتشاف أنني مقنع للغاية فهي لم تدرك ما كانت تفعل |
Çoğu insan kendisini ikna edici bir şekilde ifade etmekten yoksundur. | Open Subtitles | حسناً، معظم الناس لا يقدرون على التعبير عن أنفسهم بأسلوب مقنع |
Bana göre araştırma bulguları inandırıcı ve bu işin mantığı da inandırıcı. | TED | لذا في رأيي، الأدلة البحثية مقنعة و منطق هذا الأمر مقنع أيضاً |
Bir maskeli hırsız daha! Efendi Liu'dan bunu çalmaya nasıl cüret ederler! | Open Subtitles | شخص اخر مقنع سرق اموال من الحكومه ماذا سرقا منهم |
- Çok medeniceydi. - Çok ikna ediciydi. | Open Subtitles | هو كَانَ متحضّرَ جداً و أنت كُنْتَ مقنع جداً. |
Bazen insanlar bir sözcüğün iyi ya da kötü olduğuna karar vermeye çalışırken çok da iyi bir gerekçeleri olmayabiliyor. | TED | في بعض الأحيان، عندما يحدد الناس كلمةً ما إذا كانت جيدة أو سيئة، فإنهم في الحقيقة لا يملكون سبب مقنع. |
Üç saat gecikmenin makul bir nedeni var mı acaba? | Open Subtitles | هل هناك أي سبب مقنع يجعلك متأخر ثلاث ساعات ؟ |
Belki de kalmanız için gereken ikna edici bir sebeptir sadece. | Open Subtitles | ولكن ربما كل ما تحتاجين له هو سبب واحد مقنع للبقاء |
Dışarıdan bakıldığında ikna edici görünen sahte video, sahte seslendirme. | TED | فيديو مزيف، وصوت مزيف مقنع للغاية للعين البشرية. |
Fakat ne yazıkki varlığına dair ikna edici bir kanıt sunamadınız. | Open Subtitles | ولكن للأسف قدمتموه لنا لا يوجد دليل مقنع من وجودها. |
Gayet ikna edici olduğunuzu söyleyebilirim ve çizimleriniz de gayet güzel. | Open Subtitles | يتوجب عليّ القول أنك مقنع وأرقامك تبدو منطقية |
Akıl sağlığının ikna edici kanıtı mı derdin? | Open Subtitles | إنه دليل مقنع على التعقل هل تريد أن تقول ذلك ؟ |
Onlar sadece ikna edici olmayan bir hikayeye gerçeklik katmak adına söylediğim bir kaç inandırıcı detaydı. | Open Subtitles | مجرد تفاصيل مؤيدة مقصود منها أن تعطي احتمالية فنية لسرد بسيط و غير مقنع |
Bir sonraki rolünüz. Sizi temin ederim, çok inandırıcı olacaksınız. | Open Subtitles | سيكون دورك القادم سيكون مقنع جداً , أؤكد لك ذلك |
belki yeterince inandırıcı değildim ama o da zarar görebilir. | Open Subtitles | ولربما أنا فقط لست مقنع بما فيه الكفاية لكنه ضعيف |
- Geriye tek kalan, inandırıcı bir veda konuşması yapman. | Open Subtitles | كل ما عليكي فعله هو ان تقولي خطاب مقنع علم |
İki arkadaşını öldürüp onu sağ bırakan maskeli adamın. Hatırlıyorum. | Open Subtitles | من رجل مقنع قتل إثنين من أصدقائه ثم تركه |
Yalnızca maskeli birisine kimsin sen sorusunun çelişmesine dikkat çekiyorum. | Open Subtitles | و أعتقد أنه في الأمر شيء من التناقض عند سؤال رجل مقنع من هو ؟ |
Hurmaları satan yelekli maymun çok ikna ediciydi. | Open Subtitles | القرد في السترة الصغيرة الذي كان يبيعهم حدث أن يكون مقنع جدا |
Görüşme yerini değiştirmek için iyi bir bahanen vardır umarım. | Open Subtitles | يستحسن أن يكون لديك . سبب مقنع لتغيير مكان اللقاء |
Böylece sandık başına geldiklerinde makul kararlar verebilirler. | Open Subtitles | لذا يمكنهم أن يتّخذوا قرار مقنع في حجرة الإنتخابات |
Riskte olan kişi şimdi kardeşin olunca hikâyeni değiştirmen mantıklı. | Open Subtitles | تغيّر مقنع في الأقوال الآن إذ أصبح أخوك في خطر. |
Şimdilik kontrolün onda olduğu izlenimini veriyorum. Eh, çok ikna edicisin. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | الآن انا ادعها تعيش وهم انها المسيطرة علي الوضع حسنا , انت مقنع جدا شكرا لك |
Her biri işlerini kanunlara uygun şekilde yürüten müvekkillerime karşı suçlamalarını destekleyecek herhangi bir delil sunmadılar. | Open Subtitles | لم يقوموا بتقديم أي دليل مقنع يدعم إتهاماتهم ضد عملائي الذين يديرون جميعاً أعمالاً قانونية بحتة |
Başkasına teslim etmenin tehdidi genelde o anki işkence tehdidinden daha ikna edicidir. | Open Subtitles | عادة مقنع اكثر من التعذيب الفوري من أجل السجناء الذين يريدون ان يصدقوا |
Teşekkürler onbaşı, yeterince inandırıcıydı. | Open Subtitles | شكراً، يا عريف، كان ذلك مقنع جداً |