O bebeğe bir şey olursa seni cehenneme yolcu ederim. | Open Subtitles | إذا أصاب الطفل أي مكروه فسوف آخذك إلى الجحيم بنفسي |
Ve yemin ederim, kızıma bir şey olursa, elimdeki bütün gücü kullanırım. | Open Subtitles | وعلى أن أخبرك بأن حدث أى مكروه لإبنتى سوف أستخدم كامل سلطتى |
Eğer başıma kötü bir şey gelirse, sen, oğlum, yerime hükmedeceksin. | Open Subtitles | اذا حدث لى مكروه أنت يا ولدى ، سوف تكون مكاني |
Biliyor musun, buraya gelip de buradakiler tarafından bu kadar nefret edilen birini hiç görmedim. | Open Subtitles | أتعرف، أنا لم أرى أبداً نزيل يدخل هنا و هو مكروه بهذا الشكل من جميع المواطنين |
Ona zarar gelsin istemiyorum. O kız benim için çok değerli. | Open Subtitles | لا أريد أن يصيبها أي مكروه.كما تَرى، أنها عزيزة عليّ جداً. |
Morris eve dönmedi. Kayıp. Bir şeyler oldu, biliyorum. | Open Subtitles | موريس لم يعد للبيت، إنه مفقود أعرف بأن حدث له مكروه |
sorun değil Chloe, refakatçiliğe mola verebilirsin. Bir şey olmaz. | Open Subtitles | لا بأس يا كلوي يمكنك أن تأخذي أستراحة من وظيفة المرافقة لن يصيبني مكروه |
Eğer kızıma bir şey olursa, neler yaparım tahmin edersin herhalde! | Open Subtitles | لو أصاب ابنتى مكروه ، سأفعل وقتها ما يمليه علىّ غضبى |
Sana bir şey olursa kendimi affetmem. | Open Subtitles | لأنه لو حصل لك مكروه على ذلك. فذلك سيقتلي. |
Benimle olduğunuzu biliyorlar. Bir şey olursa Iütfen onları arayın. | Open Subtitles | انهم يعرفون انك معى لذا اتصل بهم اذا حدث أى مكروه |
Onlara bir şey olursa, en azından bir kısmı için seni sorumlu tutacağım. | Open Subtitles | سأحمّلك بعض المسؤولية إن أصابهما أي مكروه. |
Yaptığı çirkin şey bir yana, başına kötü bir şey gelmesini istemem. | Open Subtitles | لأن ، بالرغم مما قد فعله فإننى لا أريد أن يصيبه مكروه |
Başıma kötü bir şey gelirse umarım benim de yanımda olursun. | Open Subtitles | إذا أصابني أي مكروه ما، آمل أن تكوني إلى جواري كذلك |
Yeraltı Dünyası'nın Lordu'ndan daha fazla nefret edilen biri yok. | Open Subtitles | ما مِنْ أحد مكروه أكثر مِنْ سيّد العالَم السفليّ |
Planları verdiğimde karıma hiçbir zarar gelmeyeceğinden emin olmam gerek. | Open Subtitles | أريد أن أعلم, إن سلّمتها فلن يصيب زوجتي أيّ مكروه |
Morris eve dönmedi. Kayıp. Bir şeyler oldu, biliyorum. | Open Subtitles | موريس لم يعد للبيت، إنه مفقود أعرف بأن حدث له مكروه |
Bir sorun çıkar ya da yakalanırsak bana bir şey olmaz, seninse burada koca bir hayatın var. | Open Subtitles | إن وقع مكروه أو قبض علينا، فلا يهمّ بالنسبة لي، ولكن لديك حياة كاملة هنا |
O çocuğa hiçbir şey olmayacak fakat kullanabileceğimiz her silahı kullanmalıyız. | Open Subtitles | لا مكروه سيمسّ الطفلة. لكن علينا أن نضع بالاعتبار كلّ سلاح متاح لنا يا أخي. |
Oh, bu küçük çocuğa birşey olursa kendimi asla affetmem. | Open Subtitles | أوه , إذا حصل مكروه لهذا الولد لن أسامح نفسي |
Bütün çocukların hayatı senin elinde, hepsi sana güveniyor, ters giden bir şey olmaz diye. | Open Subtitles | كلّ أولئك الأطفال وحياتهم بين يديك، وكلهم ثقة بألا يحدث مكروه. |
Tarihte sevilmeyen biri. Bunun olmasını istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | مكروه من الناحية التاريخية ، ونحنُ لانريد أن يحدث هذا ، أليس كذلك؟ |
Hayır, eve hiç gelmedi başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum. | Open Subtitles | كلا , لم يعد للمنزل على الإطلاق أخشى أن يكون قد أصابة مكروه |